Çocuklar çizgi filmlerle ayrımcılık ve zorbalığa karşı bilinçleniyor

GÜNDEM (AA) - Anadolu Ajansı | 28.03.2024 - 11:12, Güncelleme: 28.03.2024 - 11:32 1091 kez okundu.
 

Çocuklar çizgi filmlerle ayrımcılık ve zorbalığa karşı bilinçleniyor

TRT Çocuk Proje Sorumlusu Ceyda Yunus: "Çizgi filmlerimizde bir çocuğu etiketleme, lakap takma, zorbalık yapma gibi şeyleri kesinlikle göstermemeye çalışıyoruz. Çünkü bu ufacık bir şiddet ilerleyen yıllarda davranışa, karaktere ve kalıcı bir kimliğe dönüşebiliyor"
TRT Çocuk Uzman Psikoloğu Kübra Taşkıran: "Okullarda çocuklar akran zorbalığına varan sorunlar yaşayabiliyor. Bu yapımlar verdiği mesajlarla bunların önüne geçebiliyor, çocukların gelecekte anlayışlı, empati kurabilen, saygılı, ayrımcılık gibi konulara karşı hassasiyeti olan bireyler olmasını destekleyebiliyor" Çocuk gelişimi uzmanları, pedagojik normlara uygun olarak hazırlanan eğitici, öğretici ve eğlendirici içeriklerin, çocukların kişisel ve bilişsel gelişimlerine olumlu katkı sağladığını belirtiyor. TRT Çocuk Proje Sorumlusu Ceyda Yunus ve TRT Çocuk Uzman Psikoloğu Kübra Taşkıran, AA muhabirine, çizgi filmler ve çocuklar için hazırlanan içeriklerin yapımında takip edilen yöntemleri ve bu içeriklerin çocuk gelişimine etkilerini değerlendirdi. TRT Çocuk bünyesinde 16 yıldır proje sorumlusu olarak görev yapan Yunus, çocukların eğlenmesini sağlarken olumsuz içeriklerden korunmasına destek olan yapımları üretip izleyicilerin beğenisine sunduklarını söyledi. Yunus, çizgi filmleri üretirken çocukların ihtiyaçlarını göz ardı etmediklerini, eğlendirirken öğreten, mesaj veren ve çocuk gelişimini destekleyen içerikler oluşturduklarını kaydederek, şöyle devam etti: "Biz içerik belirlerken öncelikle gözlem yapıyoruz. Bilimsel araştırmalara, Milli Eğitim Bakanlığı müfredatına bakıyor, gündemi takip ediyoruz. Bu ihtiyaçlar doğrultusunda çocukların hangi konuya ihtiyacı olabileceğini belirliyoruz. İhtiyaçları belirledikten sonra yapımcı ve senaristle iletişime geçiyor, projenin bir kısa özetini oluşturuyoruz. Burada hikayenin ana hatları ve omurgası belirlenmiş oluyor. Ortaya çıkan sinopsis adını verdiğimiz kısa özet, uzman psikologlarımız tarafından inceleniyor, pedagojik açıdan değerlendiriliyor. Biz de bir yayıncı refleksiyle hem pedagojik açıdan hem de yayıncı olarak projelerimizi çocuk gelişimine uygun hale getiriyoruz." "Çocukların anlamlandırmakta zorlanacağı konuları çizgi filmlerle anlatıyoruz" Çocukların çevrelerinde ve televizyon ekranında gördüklerini davranış olarak yansıtabildiğine, bu yüzden yayınlanan ögelerin verdiği mesaja dikkat edilmesi gerektiğine dikkati çeken Yunus, şu ifadeleri kullandı: "Biz genel olarak içeriklerimizde şiddete yer vermiyoruz. Hatta mümkün olduğunca hiçbir bölümümüzde fiziksel şiddetin kendisine yer vermemeye çalışıyoruz. Programlarımız içerisinde oran verecek olursak 20 bölümü değerlendirdiğimizde, 5 bölümde hiçbir şekilde şiddet unsuruna yer verilmezken, 15 bölümde sadece sözsel olarak çatışmanın yaşandığını söyleyebilirim. Bu da hikayeyi, konuyu destekleyecek çatışmalar herhangi bir zararı olan şeyler değil. Bu çatışma şiddet olan bölümlerimizde ise kıs kıs gülme gibi şeyler en fazla. Çizgi filmlerimizde bir çocuğu etiketleme, lakap takma, zorbalık yapma gibi şeyleri kesinlikle göstermemeye çalışıyoruz. Çünkü bu ufacık bir şiddet ilerleyen yıllarda davranışa, karaktere ve kalıcı bir kimliğe dönüşebiliyor." Yunus, çizgi filmlerde yapımdan yayına kadar her aşamada çok fazla inceleme yaptıklarını, yanlış veya hatalı bir mesaj vermenin çocuklarda oluşturabileceği hasara karşı büyük bir hassasiyetle çalıştıklarını aktararak, "Yapımda vermek istediğimiz mesaj anlaşılmış mı? Kaş yaparken göz çıkarmış mıyız? Bir şeyleri düzeltmeye çalışırken daha kötü yapmış mıyız? Bunları defalarca kontrol ediyoruz. Böylelikle çocukların izlerken eğlenip öğrenebildiği, ailelerin çocuklarını gönül rahatlığıyla teslim edebildiği bir yayıncılık ortaya çıkmış oluyor." dedi. Çocukların anlamlandırmakta zorlanacağı konuları çizgi filmlerle anlattıklarını ifade eden Yunus, şunları dile getirdi: "Ayrımcılık gibi bir bu konuyu en iyi çizgi dizimiz Rafadan Tayfa'da anlatabileceğimize karar verdik ve 'Kendini onun yerine koy' isimli bölüm ortaya çıktı. Biz bu bölümü tasarlarken herhangi bir çocuğu hedef olmasını, incinmesini istemedik. Bu nedenle bir millet veya dil belirlemedik. Evrensel bir dil kullanmaya çalıştık. Bu bölümde her çocuğun kendinden bir şey bulmasını istedik. Bu çocuk aynı zamanda Almanya'da yaşayıp oradakilerin zorbalığına uğrayan bir Türk çocuğu da olabilirdi. Bu hassasiyeti gözeterek bölümümüzü hazırladık. Çocuğun bu karakterle empati kurmasını istedik ve onunla birlikte bu serüveni deneyimlemesini istedik." "Çocukların sosyal ve duygusal gelişimlerini destekleyecek öğelere yer veriyoruz" Uzman psikolog Taşkıran da çizgi filmlerin, diğer medya içeriklerine göre daha hassas olduğuna işaret ederek, çocukların ekranda gördükleri şeyleri zamanla davranışlara dönüştürebildiklerini söyledi. Taşkıran, çocukların ekranda ne izleyip hangi içeriklerle vakit geçirdiklerinin bilinmesinin önemine vurgu yaparak, "Çocuklar gerek gerçek hayatta tanıdıkları insanlardan gerekse medya içeriklerinden görerek öğrendikleri bazı duygu ve düşünceleri davranışlarına da yansıtabiliyorlar. Bütün bunlar bir araya geldiğinde çocukların sadece birebir neyi deneyimledikleri değil, neye maruz kaldıkları, neyi gördükleri, neyi gözlemledikleri de bizim için önemli." şeklinde konuştu. Çocuklara yönelik içeriklerin, çocuk gelişiminde önemli yere sahip olduğunu ve özenle belirlenmesi gerektiğinin altını çizen Taşkıran, şu değerlendirmede bulundu: ​​​​​​​"İçeriklerimizde küçük yaş gruplarının sosyal duygusal gelişimlerini destekleyecek öğelere yer vermeye özen gösteriyoruz. Onun dışında bilişsel gelişimlerini destekleyecek, analitik düşünce ve becerilerini, hayal güçlerini destekleyecek içeriklere yer vermeye özen gösteriyoruz. Yine çocukların gözlemleyerek öğrenebilme becerileri üzerinden gidersek, sosyal, kültürel ögeler, doğru yanlış kavramlarını, evrensel ve ahlaki değerleri bu çizgi filmler üzerinden kazanabiliyor. Bu kazanımlar onlara ilerleyen yıllarda karakter, davranış, tutum olarak yansıyor." Taşkıran, içeriklerinde sosyal duygusal gelişimi destekleyen ögeler bulunan yapımların, çocukların kendini tanıma, empati kurma ve analitik düşünmelerini geliştirmeye katkı sağlayacağını vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı: "Biz çocukların gelişimi açısından onlara, içeriklerimizle bağ kurabilecekleri karakterler, karşılarına çıkabilecek durumlar üzerinden deneyimler, simülasyonlar sunuyoruz. Oradan kendi deneyimlerini, duygularını tanımak, zorlandıkları bir durumla nasıl başa çıkabilecekleri konusunda fikir edinmek üzerinden faydalanabildikleri gibi aynı zamanda başka insanların duygularını anlayabilmek konusunda da destek alabiliyorlar. Böylece biz çocukların, içerikler üzerinden empati becerilerini destekleyebiliyoruz. Okullarda çocuklar akran zorbalığına varan sorunlar yaşayabiliyor. Bu yapımlar verdiği mesajlarla bunların önüne geçebiliyor, çocukların gelecekte anlayışlı, empati kurabilen, saygılı, ayrımcılık gibi konularda hassasiyeti olan bireyler olmasını destekleyebiliyor."
TRT Çocuk Proje Sorumlusu Ceyda Yunus: "Çizgi filmlerimizde bir çocuğu etiketleme, lakap takma, zorbalık yapma gibi şeyleri kesinlikle göstermemeye çalışıyoruz. Çünkü bu ufacık bir şiddet ilerleyen yıllarda davranışa, karaktere ve kalıcı bir kimliğe dönüşebiliyor"

TRT Çocuk Uzman Psikoloğu Kübra Taşkıran: "Okullarda çocuklar akran zorbalığına varan sorunlar yaşayabiliyor. Bu yapımlar verdiği mesajlarla bunların önüne geçebiliyor, çocukların gelecekte anlayışlı, empati kurabilen, saygılı, ayrımcılık gibi konulara karşı hassasiyeti olan bireyler olmasını destekleyebiliyor"

Çocuk gelişimi uzmanları, pedagojik normlara uygun olarak hazırlanan eğitici, öğretici ve eğlendirici içeriklerin, çocukların kişisel ve bilişsel gelişimlerine olumlu katkı sağladığını belirtiyor.

TRT Çocuk Proje Sorumlusu Ceyda Yunus ve TRT Çocuk Uzman Psikoloğu Kübra Taşkıran, AA muhabirine, çizgi filmler ve çocuklar için hazırlanan içeriklerin yapımında takip edilen yöntemleri ve bu içeriklerin çocuk gelişimine etkilerini değerlendirdi.

TRT Çocuk bünyesinde 16 yıldır proje sorumlusu olarak görev yapan Yunus, çocukların eğlenmesini sağlarken olumsuz içeriklerden korunmasına destek olan yapımları üretip izleyicilerin beğenisine sunduklarını söyledi.

Yunus, çizgi filmleri üretirken çocukların ihtiyaçlarını göz ardı etmediklerini, eğlendirirken öğreten, mesaj veren ve çocuk gelişimini destekleyen içerikler oluşturduklarını kaydederek, şöyle devam etti:

"Biz içerik belirlerken öncelikle gözlem yapıyoruz. Bilimsel araştırmalara, Milli Eğitim Bakanlığı müfredatına bakıyor, gündemi takip ediyoruz. Bu ihtiyaçlar doğrultusunda çocukların hangi konuya ihtiyacı olabileceğini belirliyoruz. İhtiyaçları belirledikten sonra yapımcı ve senaristle iletişime geçiyor, projenin bir kısa özetini oluşturuyoruz. Burada hikayenin ana hatları ve omurgası belirlenmiş oluyor. Ortaya çıkan sinopsis adını verdiğimiz kısa özet, uzman psikologlarımız tarafından inceleniyor, pedagojik açıdan değerlendiriliyor. Biz de bir yayıncı refleksiyle hem pedagojik açıdan hem de yayıncı olarak projelerimizi çocuk gelişimine uygun hale getiriyoruz."

"Çocukların anlamlandırmakta zorlanacağı konuları çizgi filmlerle anlatıyoruz"

Çocukların çevrelerinde ve televizyon ekranında gördüklerini davranış olarak yansıtabildiğine, bu yüzden yayınlanan ögelerin verdiği mesaja dikkat edilmesi gerektiğine dikkati çeken Yunus, şu ifadeleri kullandı:

"Biz genel olarak içeriklerimizde şiddete yer vermiyoruz. Hatta mümkün olduğunca hiçbir bölümümüzde fiziksel şiddetin kendisine yer vermemeye çalışıyoruz. Programlarımız içerisinde oran verecek olursak 20 bölümü değerlendirdiğimizde, 5 bölümde hiçbir şekilde şiddet unsuruna yer verilmezken, 15 bölümde sadece sözsel olarak çatışmanın yaşandığını söyleyebilirim. Bu da hikayeyi, konuyu destekleyecek çatışmalar herhangi bir zararı olan şeyler değil. Bu çatışma şiddet olan bölümlerimizde ise kıs kıs gülme gibi şeyler en fazla. Çizgi filmlerimizde bir çocuğu etiketleme, lakap takma, zorbalık yapma gibi şeyleri kesinlikle göstermemeye çalışıyoruz. Çünkü bu ufacık bir şiddet ilerleyen yıllarda davranışa, karaktere ve kalıcı bir kimliğe dönüşebiliyor."

Yunus, çizgi filmlerde yapımdan yayına kadar her aşamada çok fazla inceleme yaptıklarını, yanlış veya hatalı bir mesaj vermenin çocuklarda oluşturabileceği hasara karşı büyük bir hassasiyetle çalıştıklarını aktararak, "Yapımda vermek istediğimiz mesaj anlaşılmış mı? Kaş yaparken göz çıkarmış mıyız? Bir şeyleri düzeltmeye çalışırken daha kötü yapmış mıyız? Bunları defalarca kontrol ediyoruz. Böylelikle çocukların izlerken eğlenip öğrenebildiği, ailelerin çocuklarını gönül rahatlığıyla teslim edebildiği bir yayıncılık ortaya çıkmış oluyor." dedi.

Çocukların anlamlandırmakta zorlanacağı konuları çizgi filmlerle anlattıklarını ifade eden Yunus, şunları dile getirdi:

" Ayrımcılık gibi bir bu konuyu en iyi çizgi dizimiz Rafadan Tayfa'da anlatabileceğimize karar verdik ve 'Kendini onun yerine koy' isimli bölüm ortaya çıktı. Biz bu bölümü tasarlarken herhangi bir çocuğu hedef olmasını, incinmesini istemedik. Bu nedenle bir millet veya dil belirlemedik. Evrensel bir dil kullanmaya çalıştık. Bu bölümde her çocuğun kendinden bir şey bulmasını istedik. Bu çocuk aynı zamanda Almanya'da yaşayıp oradakilerin zorbalığına uğrayan bir Türk çocuğu da olabilirdi. Bu hassasiyeti gözeterek bölümümüzü hazırladık. Çocuğun bu karakterle empati kurmasını istedik ve onunla birlikte bu serüveni deneyimlemesini istedik."

"Çocukların sosyal ve duygusal gelişimlerini destekleyecek öğelere yer veriyoruz"

Uzman psikolog Taşkıran da çizgi filmlerin, diğer medya içeriklerine göre daha hassas olduğuna işaret ederek, çocukların ekranda gördükleri şeyleri zamanla davranışlara dönüştürebildiklerini söyledi.

Taşkıran, çocukların ekranda ne izleyip hangi içeriklerle vakit geçirdiklerinin bilinmesinin önemine vurgu yaparak, "Çocuklar gerek gerçek hayatta tanıdıkları insanlardan gerekse medya içeriklerinden görerek öğrendikleri bazı duygu ve düşünceleri davranışlarına da yansıtabiliyorlar. Bütün bunlar bir araya geldiğinde çocukların sadece birebir neyi deneyimledikleri değil, neye maruz kaldıkları, neyi gördükleri, neyi gözlemledikleri de bizim için önemli." şeklinde konuştu.

Çocuklara yönelik içeriklerin, çocuk gelişiminde önemli yere sahip olduğunu ve özenle belirlenmesi gerektiğinin altını çizen Taşkıran, şu değerlendirmede bulundu:

​​​​​​​"İçeriklerimizde küçük yaş gruplarının sosyal duygusal gelişimlerini destekleyecek öğelere yer vermeye özen gösteriyoruz. Onun dışında bilişsel gelişimlerini destekleyecek, analitik düşünce ve becerilerini, hayal güçlerini destekleyecek içeriklere yer vermeye özen gösteriyoruz. Yine çocukların gözlemleyerek öğrenebilme becerileri üzerinden gidersek, sosyal, kültürel ögeler, doğru yanlış kavramlarını, evrensel ve ahlaki değerleri bu çizgi filmler üzerinden kazanabiliyor. Bu kazanımlar onlara ilerleyen yıllarda karakter, davranış, tutum olarak yansıyor."

Taşkıran, içeriklerinde sosyal duygusal gelişimi destekleyen ögeler bulunan yapımların, çocukların kendini tanıma, empati kurma ve analitik düşünmelerini geliştirmeye katkı sağlayacağını vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:

"Biz çocukların gelişimi açısından onlara, içeriklerimizle bağ kurabilecekleri karakterler, karşılarına çıkabilecek durumlar üzerinden deneyimler, simülasyonlar sunuyoruz. Oradan kendi deneyimlerini, duygularını tanımak, zorlandıkları bir durumla nasıl başa çıkabilecekleri konusunda fikir edinmek üzerinden faydalanabildikleri gibi aynı zamanda başka insanların duygularını anlayabilmek konusunda da destek alabiliyorlar. Böylece biz çocukların, içerikler üzerinden empati becerilerini destekleyebiliyoruz. Okullarda çocuklar akran zorbalığına varan sorunlar yaşayabiliyor. Bu yapımlar verdiği mesajlarla bunların önüne geçebiliyor, çocukların gelecekte anlayışlı, empati kurabilen, saygılı, ayrımcılık gibi konularda hassasiyeti olan bireyler olmasını destekleyebiliyor."

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.