Yaşar, 2018 yılı fındığını değerlendirdi

GÜNDEM 27.07.2018 - 17:26, Güncelleme: 30.10.2020 - 19:16 3181+ kez okundu.
 

Yaşar, 2018 yılı fındığını değerlendirdi

Tarım ve Orman Bakanlığının daha önce almış olduğu fındık rekolte açıklamaları tekelden olacağı kararına rağmen 2018-19 sezonuna ilişkin fındık rekolte açıklamaları ardı ardına geldi.
Sert Kabuklu ve Kuru Meyveler Konseyi tıpkı geçmiş yıllarda olduğu gibi ilk açıklamasını yaptı. İspanyanın  Sevilla kentinde 37.kongresini gerçekleştiren konsey Türkiye’den de temsilcilerinin hazır bulunduğu kongrede 2018-2019 fındık sezonu için 640 rekolte açıklaması yaptı. Diğer yandan TUİK de yapmış olduğu açıklama ile fındık da 2018-19 sezonu için 580 bin ton rekolte tahmini yaptı. Ancak bu rakamın iklimsel faktörler ve külleme hastalığına bağlı olarak biraz daha az gerçekleşebileceği öngörüsü yapıldı. Böylelikle tarım ve Orman Bakanlığının Rekolte açıklamalarına ilişki kararı bu yıl da yok hükmünde oldu. Tarım ve Orman Bakanlığın rekolte tahminine ilişkin çalışmalar tamamlanmış olup önümüzdeki günlerde açıklama yapması beklenmektedir. Döviz Kurları Uçuyor Fındık Fiyatı Yerinde Sayıyor 2014 yılı don afetinden bu yana fındık fiyatları çift hanelerde dolaşmış hatta bir ara 22,00 TL sına kadar alıcı bulmuştu.2016-17 fındık sezonu başlangıcında hızla 15,00 TL sına kadar fiyatlar yükseliş göstermiş ardından fiyatlarda gerileme başlamış sezonda ortalama fiyat 12-12,50 bandında gerçekleşmişti. Sezon sonuna doğru daha da baskılanan fiyatlar 8,00-8,50 TL bandına kadar gerilemişti.2017-18 sezonunda TMO devreye sokularak 10 TL -10,50 TL alımlar yapılmıştı. Dolar ve Euro da son dönemdeki artışlarla fındık üretim sürecindeki Tarımsal girdilerde; ilacından gübresine alet ekipmanından işçi ücretlerine kadar %30-40 artışlar olmuştur. Fındık çiftçisi bir yandan artan maliyetler diğer yandan yükselen döviz kurları sonrasında fındık fiyatlarında da yüksek fiyat beklentisi içindedirler. Oysa fındık fiyatları serbest piyasada 10 TL bandında yerinde saymaktadır. Çiftçiler daha da yoksullaşıyor                       Ekonomik kriz daha da derinleşmekte, döviz kurlarındaki durdurulamayan artışlar hammadde olarak dışa bağımlı girdi fiyatlarını sürekli artırmaktadır. Ürün fiyatları yerinde sayarken bir yandan tarımsal girdi fiyatları diğer yandan da yaşamsal girdiler zam üstüne zam almakta ve fındık çiftçisi yoksulluğa mahkum edilmektedir. Fındık çiftçisinin insanca yaşamasın için gerekli olan ekmek, şeker vb yaşamsal ve tarımsal girdilerin fiyatları sürekli artarken fındık fiyatlarındaki dalgalanmalar borç sarmalının büyümesine sebep olmuş fındık çiftçisi kendi kaderine terk edilmiştir. Darbe girişiminden sonrası ve KHK düzenlemeleri ile olağanüstü dönemlerle geçiştirilen süreç ve de ekonomide yaşanacak olumsuzluklar fındık çiftçisini daha da yoksullaştırmaktadır.. İhracat miktarı artıyor Fındık Gelirleri Düşüyor 2017-18 fındık sezonunda 3,50-4,00TL bandında euro da 4,00-4,50 bandında seyir almıştır. Yılbaşından bu yana döviz kurlarında meydana gelen bu dalgalanmalar ihraç ürünü olan fındık fiyatlarına bir türlü yansımamıştır. Sezon başında 15,00 TL sından alıcı bulan fındık sezon genelinde 1100-12,00 TL bandından alıcı bulmuştur. Aynı dönemde dolar 5,00TL sına kadar Euro da 5,50 TL kadar artış göstermiş bu dalgalanmalar karşısında ihraç ürünü fındık fiyatlarında artış olmamıştır. İhracatın büyük bir bölümü İtalya, Almanya ve Fransa başta olmak üzere AB ülkelerine gerçekleşmiştir. Bir önceki döneme göre ihracat miktarında 50 bin tonluk artışa karşılık ihracat gelirinde 95 milyon dolarlık bir gerileme olmuştur. İklim Koşulları ve Külleme Hastalığı Çiftçileri Zorluyor                  Külleme hastalığı artarak devam etmekte olup fındık üretiminde önemli ölçüde verim kaybı yaratacaktır. Birde buna temmuz sıcakları eklenince fındık da verim kayıpları kaçınılmaz olacaktır. Bu bağlamda Fındık çeç olup çuvala girene kadar bir şey konuşmak anlamsız olur. Fındıkta tarım sigortası yaptıranların sayısı bir önceki yıla göre artış gösterse de henüz yeterli sayıda değildir. Bunun sebebi de hem primlerin yüksek olması hem de sigorta sisteminin yaygınlaşmasını sağlayacak bir anlayıştan uzak olmamızdır. Her ne kadar primin %50’si devlet tarafından karşılansa da bu oran don teminatında %60 oranına kadar çıkmakta olup geriye kalan prim ödemeleri çiftçiler tarafından ödenmektedir. Primler yüksek ve sigorta sistemi çiftçiler lehine değil de daha çok şirketleri koruma ve kollamaya yönelik kurgulanmıştır. Tarım sigortasında bu durumun sürdürülebilirliği gittikçe zayıflamaktadır. Aksi taktirde bankalardan kredi kullanmayanlar dışında sigorta yaptıracak çiftçi kalmayacaktır.     Refarandum,Seçim Ardı Sıra Geliyor Alan Bazlı Ödemeler Bakanlar Kurulu Kararı ile Tekrar Uzatılıyor .          Alan bazlı ödemelerin ilk üç yıllık planından sonra ikinci üç yıllık planında sonuna gelinmiş Kasım seçimlerinden sonra AKP hükümeti bir yıl uzatma uygulamaya geçmiştir. Haziran ayı içinde yapılan uzatma ödeme ile fındık çiftçilerine son kez ödeme yapılmıştı. Ancak referandum sürecinde alan bazlı ödemede bir kez daha uzatma kararı çıkmıştır. Referandumdan sonra yapılan 24 Haziran seçimlerinden önce Bakanlar Kurulu kararı ile alan bazlı ödemeler bir kez daha uzatılmıştır. Ancak bu süreçlerde bir türlü çiftçi lehine depoculuk sistemi geliştirilememiştir. Oysaki don afetinin yaşanmış olduğu 2014 yılı fındık gibi ihracat ürünlerinde arzın kontrolünü sağlayacak ve düzenleyecek olan depolama sisteminin önemini bir kez daha açığa çıkarmıştır.   Fındık Bizim Ürün Olmaktan Çıkıyor   Bir zamanlar Fiskobirliğin tek başına söz sahibi olduğu fındık ihracatında artık İtalyan, Alman ve Fransız çok uluslu gıda ve tarım şirketleri belirleyici konumdalar. İtalyan Ferrero ve onun Türkiye deki kolu Oltan Gıda fındık ihracatında oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Bu şirketler sadece fındık ihracatı yapmayıp aynı zamanda ülkemizde bir çok çalışanı ile sahada da yer almaktadırlar. Ayrıca Almanya ülkesinde fındık üretmemesine rağmen dünya fındık ticaretinde önemli bir rol oynamaktadır.   TMO Müdahale Alımlarına Devam Etmelidir   Geçen dönem müdahale alımlarına sezon başında başlayan TMO bu sezon da alımlara baştan başlamalıdır. Fiyat belirlenirken döviz kurlarındaki artışlar ve buna bağlı olarak artan maliyetler dikkate alınmalı fındık çiftçisini mağdur etmeyecek bir fiyat açıklanmalıdır. Fındık Üreticileri Sendikası olarak kurulduğumuz 2004 yılından bu yana her hasat öncesi fındık referans fiyatlarını açıkladık. Referans fiyatın hesaplamasında dünyada yetişen diğer ürünlerin fiyatları nasıl hesaplanıyorsa aynı kriterleri esas aldık. Yani fındık maliyet fiyatı üzerine % 25 kar payı ve onun da üzerine dört kişilik çekirdek ailenin yaşam standardını esas alan ve ekonomik göstergelerde alım gücünün daha da azaldığı noktasından yıllık enflasyon farkını da içine alan insanca yaşama payını ekleyerek fındık fiyatını hesaplamıştık.2018-19 sezonu maliyet ve fiyat çalışmalarımız halen devam etmekte olup yeni alım dönemi öncesi kamuoyuna açıklanacaktır. Geçen dönem fındık fiyatımız 15,00 TL olarak açıklanmıştı. Fındık -SEN olarak Tarım ve Orman Bakanlığına ve ülke kamuoyuna Çiftçilerin Cenevre de Birleşmiş Milletler tarafından kabul gören haklarından bir tanesinin de Tarımsal Üretimde Fiyat ve Piyasa Belirlemede Özgürlük Hakkı olduğunu ve çiftçilerin bu kapsamda adil bir piyasaya ve tatmin edici bir fiyata ulaşma haklarını hatırlatmak öncelikli görevimizdir.     Çiftçiler Talep Ediyor   Fındık-SEN olarak fındık tüm tarafların kazanacağı bir formülün peşinde değiliz. Çok iyi bilmeliyiz ki bir tarafta üreten çiftçiler diğer tarafta ürettiklerimizi yok pahasına almaya çalışan şirketler var. Şirketler kazanırsa paralar ülke ekonomisine değil Çok uluslu Şirketlerin havuzuna akacaktır. Oysa fındık çiftçileri kazanırsa ülke ekonomisi de kazanacaktır. Onun içindir ki AKP hükümeti ve ona bağlı Tarım ve Orman Bakanlığı TMO sini sezon başında devreye sokmalıdır.         …  FİSKOBİRLİK’in üretimden pazarlamaya kadar zincirin her halkasına sahip olacak şekilde ve fındık çiftçilerinin yönetimlerini demokratik olarak belirleyecekleri bir yapıya kavuşturulmasını talep ediyoruz. ANAP-DSP-MHP koalisyonu döneminde sözde özgürleştirme yasası olarak çıkarılan 4572 sayılı kooperatif yasasının şirketler lehine olan hükümleri kaldırılsın diyoruz.              Gerek Uluslararası sözleşmelerden gerekse de Anayasadan gücünü alan Fındık çiftçilerinin, bağımsız olarak sendikal örgütlenmesini sağlayacak iç hukuk düzenlemeleri yapılsın. Var olan Ziraat Odaları, Birlikler v.b çiftçi örgütleri de demokratik yapılara kavuşturulmasını talep ediyoruz. Lisansı depoculuk şirketlere kazandırmaya yönelik değil, fındık çiftçilerinin yararına olacak şekilde kurgulanmasını talep ediyoruz. Alan bazlı ödemelerin heba edilen ilk üç yıllık takviminden sonra ne yazık ki ikinci üç yıllık planda da  bu konunun mutlak çözümü sağlanmamıştır. Bu konuda Tarım ve Orman Bakanlığının gerekli adımları acilen atmasını bekliyoruz. Tarım Sigortaları Yasası şirketlerin kazancını artırmak için değil, fındık çiftçilerinin zor günlerinde yardımcı olmak amacıyla yeniden düzenlenmesini talep ediyoruz. Fındık çiftçileri eksiksiz sosyal güvenceye kavuşturulmasını talep ediyoruz. Mevsimlik işçiler için  2009 yılında hazırladığımız rapordan sonra ulaşım, barınma ve çocuk emeğinin kullanılmasında birtakım olumlu gelişmeler olsa da yeterli   değildir. Hala hazırda mevsimlik tarım işçileri düşük ücretli ve sosyal güvencesiz çalışmaya devam etmektedirler. Mevsimlik işçilerin koşullarının iyileştirmesinin garantiye alınmasını, çocuk emeğinin kullanılmamasını talep ediyoruz.
Tarım ve Orman Bakanlığının daha önce almış olduğu fındık rekolte açıklamaları tekelden olacağı kararına rağmen 2018-19 sezonuna ilişkin fındık rekolte açıklamaları ardı ardına geldi.

Sert Kabuklu ve Kuru Meyveler Konseyi tıpkı geçmiş yıllarda olduğu gibi ilk açıklamasını yaptı. İspanyanın  Sevilla kentinde 37.kongresini gerçekleştiren konsey Türkiye’den de temsilcilerinin hazır bulunduğu kongrede 2018-2019 fındık sezonu için 640 rekolte açıklaması yaptı. Diğer yandan TUİK de yapmış olduğu açıklama ile fındık da 2018-19 sezonu için 580 bin ton rekolte tahmini yaptı. Ancak bu rakamın iklimsel faktörler ve külleme hastalığına bağlı olarak biraz daha az gerçekleşebileceği öngörüsü yapıldı. Böylelikle tarım ve Orman Bakanlığının Rekolte açıklamalarına ilişki kararı bu yıl da yok hükmünde oldu. Tarım ve Orman Bakanlığın rekolte tahminine ilişkin çalışmalar tamamlanmış olup önümüzdeki günlerde açıklama yapması beklenmektedir.

Döviz Kurları Uçuyor Fındık Fiyatı Yerinde Sayıyor

2014 yılı don afetinden bu yana fındık fiyatları çift hanelerde dolaşmış hatta bir ara 22,00 TL sına kadar alıcı bulmuştu.2016-17 fındık sezonu başlangıcında hızla 15,00 TL sına kadar fiyatlar yükseliş göstermiş ardından fiyatlarda gerileme başlamış sezonda ortalama fiyat 12-12,50 bandında gerçekleşmişti. Sezon sonuna doğru daha da baskılanan fiyatlar 8,00-8,50 TL bandına kadar gerilemişti.2017-18 sezonunda TMO devreye sokularak 10 TL -10,50 TL alımlar yapılmıştı. Dolar ve Euro da son dönemdeki artışlarla fındık üretim sürecindeki Tarımsal girdilerde; ilacından gübresine alet ekipmanından işçi ücretlerine kadar %30-40 artışlar olmuştur. Fındık çiftçisi bir yandan artan maliyetler diğer yandan yükselen döviz kurları sonrasında fındık fiyatlarında da yüksek fiyat beklentisi içindedirler. Oysa fındık fiyatları serbest piyasada 10 TL bandında yerinde saymaktadır.

Çiftçiler daha da yoksullaşıyor                      

Ekonomik kriz daha da derinleşmekte, döviz kurlarındaki durdurulamayan artışlar hammadde olarak dışa bağımlı girdi fiyatlarını sürekli artırmaktadır. Ürün fiyatları yerinde sayarken bir yandan tarımsal girdi fiyatları diğer yandan da yaşamsal girdiler zam üstüne zam almakta ve fındık çiftçisi yoksulluğa mahkum edilmektedir.

Fındık çiftçisinin insanca yaşamasın için gerekli olan ekmek, şeker vb yaşamsal ve tarımsal girdilerin fiyatları sürekli artarken fındık fiyatlarındaki dalgalanmalar borç sarmalının büyümesine sebep olmuş fındık çiftçisi kendi kaderine terk edilmiştir. Darbe girişiminden sonrası ve KHK düzenlemeleri ile olağanüstü dönemlerle geçiştirilen süreç ve de ekonomide yaşanacak olumsuzluklar fındık çiftçisini daha da yoksullaştırmaktadır..

İhracat miktarı artıyor Fındık Gelirleri Düşüyor

2017-18 fındık sezonunda 3,50-4,00TL bandında euro da 4,00-4,50 bandında seyir almıştır. Yılbaşından bu yana döviz kurlarında meydana gelen bu dalgalanmalar ihraç ürünü olan fındık fiyatlarına bir türlü yansımamıştır. Sezon başında 15,00 TL sından alıcı bulan fındık sezon genelinde 1100-12,00 TL bandından alıcı bulmuştur. Aynı dönemde dolar 5,00TL sına kadar Euro da 5,50 TL kadar artış göstermiş bu dalgalanmalar karşısında ihraç ürünü fındık fiyatlarında artış olmamıştır. İhracatın büyük bir bölümü İtalya, Almanya ve Fransa başta olmak üzere AB ülkelerine gerçekleşmiştir. Bir önceki döneme göre ihracat miktarında 50 bin tonluk artışa karşılık ihracat gelirinde 95 milyon dolarlık bir gerileme olmuştur.

İklim Koşulları ve Külleme Hastalığı Çiftçileri Zorluyor

                 Külleme hastalığı artarak devam etmekte olup fındık üretiminde önemli ölçüde verim kaybı yaratacaktır. Birde buna temmuz sıcakları eklenince fındık da verim kayıpları kaçınılmaz olacaktır. Bu bağlamda Fındık çeç olup çuvala girene kadar bir şey konuşmak anlamsız olur. Fındıkta tarım sigortası yaptıranların sayısı bir önceki yıla göre artış gösterse de henüz yeterli sayıda değildir. Bunun sebebi de hem primlerin yüksek olması hem de sigorta sisteminin yaygınlaşmasını sağlayacak bir anlayıştan uzak olmamızdır. Her ne kadar primin %50’si devlet tarafından karşılansa da bu oran don teminatında %60 oranına kadar çıkmakta olup geriye kalan prim ödemeleri çiftçiler tarafından ödenmektedir. Primler yüksek ve sigorta sistemi çiftçiler lehine değil de daha çok şirketleri koruma ve kollamaya yönelik kurgulanmıştır. Tarım sigortasında bu durumun sürdürülebilirliği gittikçe zayıflamaktadır. Aksi taktirde bankalardan kredi kullanmayanlar dışında sigorta yaptıracak çiftçi kalmayacaktır.

 

 

Refarandum,Seçim Ardı Sıra Geliyor Alan Bazlı Ödemeler Bakanlar Kurulu Kararı ile Tekrar Uzatılıyor

.

         Alan bazlı ödemelerin ilk üç yıllık planından sonra ikinci üç yıllık planında sonuna gelinmiş Kasım seçimlerinden sonra AKP hükümeti bir yıl uzatma uygulamaya geçmiştir. Haziran ayı içinde yapılan uzatma ödeme ile fındık çiftçilerine son kez ödeme yapılmıştı. Ancak referandum sürecinde alan bazlı ödemede bir kez daha uzatma kararı çıkmıştır. Referandumdan sonra yapılan 24 Haziran seçimlerinden önce Bakanlar Kurulu kararı ile alan bazlı ödemeler bir kez daha uzatılmıştır. Ancak bu süreçlerde bir türlü çiftçi lehine depoculuk sistemi geliştirilememiştir. Oysaki don afetinin yaşanmış olduğu 2014 yılı fındık gibi ihracat ürünlerinde arzın kontrolünü sağlayacak ve düzenleyecek olan depolama sisteminin önemini bir kez daha açığa çıkarmıştır.

 

Fındık Bizim Ürün Olmaktan Çıkıyor

 

Bir zamanlar Fiskobirliğin tek başına söz sahibi olduğu fındık ihracatında artık İtalyan, Alman ve Fransız çok uluslu gıda ve tarım şirketleri belirleyici konumdalar. İtalyan Ferrero ve onun Türkiye deki kolu Oltan Gıda fındık ihracatında oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Bu şirketler sadece fındık ihracatı yapmayıp aynı zamanda ülkemizde bir çok çalışanı ile sahada da yer almaktadırlar. Ayrıca Almanya ülkesinde fındık üretmemesine rağmen dünya fındık ticaretinde önemli bir rol oynamaktadır.

 

TMO Müdahale Alımlarına Devam Etmelidir

 

Geçen dönem müdahale alımlarına sezon başında başlayan TMO bu sezon da alımlara baştan başlamalıdır. Fiyat belirlenirken döviz kurlarındaki artışlar ve buna bağlı olarak artan maliyetler dikkate alınmalı fındık çiftçisini mağdur etmeyecek bir fiyat açıklanmalıdır.

Fındık Üreticileri Sendikası olarak kurulduğumuz 2004 yılından bu yana her hasat öncesi fındık referans fiyatlarını açıkladık. Referans fiyatın hesaplamasında dünyada yetişen diğer ürünlerin fiyatları nasıl hesaplanıyorsa aynı kriterleri esas aldık. Yani fındık maliyet fiyatı üzerine % 25 kar payı ve onun da üzerine dört kişilik çekirdek ailenin yaşam standardını esas alan ve ekonomik göstergelerde alım gücünün daha da azaldığı noktasından yıllık enflasyon farkını da içine alan insanca yaşama payını ekleyerek fındık fiyatını hesaplamıştık.2018-19 sezonu maliyet ve fiyat çalışmalarımız halen devam etmekte olup yeni alım dönemi öncesi kamuoyuna açıklanacaktır. Geçen dönem fındık fiyatımız 15,00 TL olarak açıklanmıştı.

Fındık -SEN olarak Tarım ve Orman Bakanlığına ve ülke kamuoyuna Çiftçilerin Cenevre de Birleşmiş Milletler tarafından kabul gören haklarından bir tanesinin de Tarımsal Üretimde Fiyat ve Piyasa Belirlemede Özgürlük Hakkı olduğunu ve çiftçilerin bu kapsamda adil bir piyasaya ve tatmin edici bir fiyata ulaşma haklarını hatırlatmak öncelikli görevimizdir.

    Çiftçiler Talep Ediyor

  Fındık-SEN olarak fındık tüm tarafların kazanacağı bir formülün peşinde değiliz. Çok iyi bilmeliyiz ki bir tarafta üreten çiftçiler diğer tarafta ürettiklerimizi yok pahasına almaya çalışan şirketler var. Şirketler kazanırsa paralar ülke ekonomisine değil Çok uluslu Şirketlerin havuzuna akacaktır. Oysa fındık çiftçileri kazanırsa ülke ekonomisi de kazanacaktır. Onun içindir ki AKP hükümeti ve ona bağlı Tarım ve Orman Bakanlığı TMO sini sezon başında devreye sokmalıdır.

        …  FİSKOBİRLİK’in üretimden pazarlamaya kadar zincirin her halkasına sahip olacak şekilde ve fındık çiftçilerinin yönetimlerini demokratik olarak belirleyecekleri bir yapıya kavuşturulmasını talep ediyoruz. ANAP-DSP-MHP koalisyonu döneminde sözde özgürleştirme yasası olarak çıkarılan 4572 sayılı kooperatif yasasının şirketler lehine olan hükümleri kaldırılsın diyoruz.             

Gerek Uluslararası sözleşmelerden gerekse de Anayasadan gücünü alan Fındık çiftçilerinin, bağımsız olarak sendikal örgütlenmesini sağlayacak iç hukuk düzenlemeleri yapılsın. Var olan Ziraat Odaları, Birlikler v.b çiftçi örgütleri de demokratik yapılara kavuşturulmasını talep ediyoruz.

Lisansı depoculuk şirketlere kazandırmaya yönelik değil, fındık çiftçilerinin yararına olacak şekilde kurgulanmasını talep ediyoruz. Alan bazlı ödemelerin heba edilen ilk üç yıllık takviminden sonra ne yazık ki ikinci üç yıllık planda da  bu konunun mutlak çözümü sağlanmamıştır. Bu konuda Tarım ve Orman Bakanlığının gerekli adımları acilen atmasını bekliyoruz.

Tarım Sigortaları Yasası şirketlerin kazancını artırmak için değil, fındık çiftçilerinin zor günlerinde yardımcı olmak amacıyla yeniden düzenlenmesini talep ediyoruz.

Fındık çiftçileri eksiksiz sosyal güvenceye kavuşturulmasını talep ediyoruz.

Mevsimlik işçiler için  2009 yılında hazırladığımız rapordan sonra ulaşım, barınma ve çocuk emeğinin kullanılmasında birtakım olumlu gelişmeler olsa da yeterli   değildir. Hala hazırda mevsimlik tarım işçileri düşük ücretli ve sosyal güvencesiz çalışmaya devam etmektedirler. Mevsimlik işçilerin koşullarının iyileştirmesinin garantiye alınmasını, çocuk emeğinin kullanılmamasını talep ediyoruz.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.