Ayşen ENGİN
Köşe Yazarı
Ayşen ENGİN
 

Kırmızı Kadınlar Kabilesi

Sizlere bugün çok ilginç bir kabileden bahsedeceğim. Çok özel bir kabile. Öyle ki; bu kabilede doğan her çocuğun bir şarkısı var. Evet, yanlış duymadınız. Her çocuk, kendi şarkısıyla doğuyor. Anne, daha çocuğu dünyaya gelmeden kendisine ilham olunan bu şarkıyı tüm kabileye öğretiyor. O şarkı, o çocuğun şarkısı oluyor. Doğduğu andan itibaren, yaşadığı her önemli olayda, her başarısında, tüm kabile onun için onun şarkısını söylüyor ve kutlama yapıyor.                 Çocuğun şarkısı, tüm hayatı boyunca, adı gibi onunla var oluyor. Çocuk büyüyüp bir suç işler, büyük bir hata yaparsa, tüm kabile onu bir çemberin ortasına oturtup etrafında dans ederek, ona onun şarkısını söylüyor. Böylece çocukluktan itibaren tüm yaşantısının gözlerinin önünden geçmesi ve yaptığı hatadan dolayı kendini sorgulaması, vicdani yargılama yapması sağlanıyor. Ne kadar ince, ne kadar insani bir uygulama değil mi? Hatasını, ayıbını yüzüne vurmadan, aslında sen bu değilsin, şarkını dinle ve kim olduğunu hatırla demek isteniyor.                 Kabilede doğan her çocuk da, kabilenin kadınları tarafından ortak büyütülüyor. Senin çocuğun, benim çocuğum değil, her annenin evladı oluyor. Ve bu kabileye ‘ilkel !’ kabile deniyor. Ne garip değil mi? Evlerinde son teknoloji eşyaları, üzerlerinde belki giysileri yok ama sosyal yaşantıları ve birbirlerine yaklaşımları bugün ‘benim’ diyen batılı medeni toplumlarda bile yok.                 Bu kabilenin adı, ‘Himba kabilesi’. Diğer adıyla ‘Kırmızı kadınlar kabilesi. Kırmızı kadınlar denmesinin sebebi, kadınların vücutlarını kırmızı renkte ‘otjite’ denilen keçi sütü yağından bir aşı boyası ile boyamaları. Kırmızıya boyuyorlar çünkü kırmızı; hayatın, canlılığının simgesi olan kanın rengi. Ayrıca bu boya onları güneşten koruyor, bir nevi giysi gibi.                 Dünyada böyle pek çok yerli kabile var, daha adını bile bilmediğimiz, adetlerini bilmediğimiz için davranışlarını ‘ilkellik’ olarak adlandırdığımız kim bilir kaç tane kabile…Pek çoğuna maalesef ‘medeniyet!’ götürülmüş, insanlıkları ve toprakları ellerinden alınmış. Umarız Kuzey Namibya’da yaşayan ‘Himba’ adlı ‘Kırmızı Kadınlar Kabilesi’ yaşamın rengi olan kırmızı renkleriyle var olmaya ve hayata renk katmaya devam ederler.
Ekleme Tarihi: 28 Aralık 2020 - Pazartesi
Ayşen ENGİN

Kırmızı Kadınlar Kabilesi

Sizlere bugün çok ilginç bir kabileden bahsedeceğim. Çok özel bir kabile. Öyle ki; bu kabilede doğan her çocuğun bir şarkısı var. Evet, yanlış duymadınız. Her çocuk, kendi şarkısıyla doğuyor. Anne, daha çocuğu dünyaya gelmeden kendisine ilham olunan bu şarkıyı tüm kabileye öğretiyor. O şarkı, o çocuğun şarkısı oluyor. Doğduğu andan itibaren, yaşadığı her önemli olayda, her başarısında, tüm kabile onun için onun şarkısını söylüyor ve kutlama yapıyor.

                Çocuğun şarkısı, tüm hayatı boyunca, adı gibi onunla var oluyor. Çocuk büyüyüp bir suç işler, büyük bir hata yaparsa, tüm kabile onu bir çemberin ortasına oturtup etrafında dans ederek, ona onun şarkısını söylüyor. Böylece çocukluktan itibaren tüm yaşantısının gözlerinin önünden geçmesi ve yaptığı hatadan dolayı kendini sorgulaması, vicdani yargılama yapması sağlanıyor. Ne kadar ince, ne kadar insani bir uygulama değil mi? Hatasını, ayıbını yüzüne vurmadan, aslında sen bu değilsin, şarkını dinle ve kim olduğunu hatırla demek isteniyor.

                Kabilede doğan her çocuk da, kabilenin kadınları tarafından ortak büyütülüyor. Senin çocuğun, benim çocuğum değil, her annenin evladı oluyor. Ve bu kabileye ‘ilkel !’ kabile deniyor. Ne garip değil mi? Evlerinde son teknoloji eşyaları, üzerlerinde belki giysileri yok ama sosyal yaşantıları ve birbirlerine yaklaşımları bugün ‘benim’ diyen batılı medeni toplumlarda bile yok.

                Bu kabilenin adı, ‘Himba kabilesi’. Diğer adıyla ‘Kırmızı kadınlar kabilesi. Kırmızı kadınlar denmesinin sebebi, kadınların vücutlarını kırmızı renkte ‘otjite’ denilen keçi sütü yağından bir aşı boyası ile boyamaları. Kırmızıya boyuyorlar çünkü kırmızı; hayatın, canlılığının simgesi olan kanın rengi. Ayrıca bu boya onları güneşten koruyor, bir nevi giysi gibi.

                Dünyada böyle pek çok yerli kabile var, daha adını bile bilmediğimiz, adetlerini bilmediğimiz için davranışlarını ‘ilkellik’ olarak adlandırdığımız kim bilir kaç tane kabile…Pek çoğuna maalesef ‘medeniyet!’ götürülmüş, insanlıkları ve toprakları ellerinden alınmış. Umarız Kuzey Namibya’da yaşayan ‘Himba’ adlı ‘Kırmızı Kadınlar Kabilesi’ yaşamın rengi olan kırmızı renkleriyle var olmaya ve hayata renk katmaya devam ederler.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.