Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

Kaç kez yazılacak ve unutulacak

Bizim ülkemizde bir vukuat oldu mu ve bu haber yapıldı mı önce bir afallıyoruz sonra da, yeni bir vukuat olana kadar unutuveriyoruz. Belki de sadece bizde olmuyor bu unutkanlık, diğer ülkelerde de oluyor bildiğim kadarıyla. Modernitenin getirdiği hız, gelişme ve kontrol edilemez hale gelen teknoloji, insani olan her şeyi yok ediyor, edemez ise de unutturarak, yeni bir sayfa ile devam ettiriyor. Artık nasıl bir hayatın içinde isek, etrafımızda olan biten hayal gibi geliyor bize. Önce duyuyor, sonra az buçuk konuşuyor ve “ah vah” ettikten sonra da kendi işimiz ile meşgul oluyoruz. Böyle bir hale geldik anlayacağınız.  Ben ilkokula giderken evde anam babam ve büyüklerimiz nadir olarak hayatımızda yer eden vukuatları anlatırlardı. O zamanlar çok uzak bir diyardan gelir gibiydi bu anlatılanlar. Bazısı çok korkunç ve insanı dışarı çıkmaktan alıkoyardı. “Olamaz” derdim kendime, insanların bunları yapması olamazdı bana göre. Sonra büyüdük ve bu anlatılanlar ile haşır neşir olmaya başladık. Muhabirlik ile daha çok bu vukuatlar ile karşılaşınca, korkumuz azaldı ancak, yine de her karşılaştığım bu şeyler karşısında irkildim. Cuma günü bir ilimizde, eski bir muhtarın çocuk kavgası olduğu söylenen bir olay sonrası öğrenci servisindeki iki çocuğu vurarak öldürmesini haberlerde görünce aklıma bunlar geldi. Akıl sır alacak gibi değil. Nasıl bir düşünce ki bu iki çocuğu vurabiliyor. Sebebi ne olursa olsun, tanımlamaz bir durum.  Neymiş eski muhtarın çocuğunu bu iki çocuk dövmüş ve muhtar cinnet geçirmiş ve çocukları vurmuş. Gel de bir şeyler söyle, düşün aklıselim içinde davran. Nedir bu; kim cevap verebilir buna, hangi söz açıklama yapabilir ki? Dediğim gibi ilkokula gittiğim senelerden birinde, bize akraba olan birisi evinde yangın çıkartmış ve kocasını yakmış ve balta ile hatırladığım kadarıyla da kesip parça parça etmişti. Bulancak’ta çok büyük bir infiale yol açmıştı o zamanlarda. Günlerce konuşulmuş, evlerde konuşulurken de, ‘evlerden ırak olsun’ diye de eklenirdi.  Bu çocuk halimiz ile bana çok korkunç gelmiş ve epeyce bir zaman etkisi altında kalmıştım. Şimdi ise bu vukuatların tamamı sıradan hale gelir gibi oldu. Bu son olay bile birkaç dakikalık haber olduktan sonra, tarihin tozlu sayfaları arasında kalacak. Unutacağız ta ki yeni bir olay olana kadar. Belki de böyle istiyorlar birileri, bilemiyorum!        
Ekleme Tarihi: 15 Mart 2021 - Pazartesi
Erhan GÜNDOĞAR

Kaç kez yazılacak ve unutulacak

Bizim ülkemizde bir vukuat oldu mu ve bu haber yapıldı mı önce bir afallıyoruz sonra da, yeni bir vukuat olana kadar unutuveriyoruz. Belki de sadece bizde olmuyor bu unutkanlık, diğer ülkelerde de oluyor bildiğim kadarıyla. Modernitenin getirdiği hız, gelişme ve kontrol edilemez hale gelen teknoloji, insani olan her şeyi yok ediyor, edemez ise de unutturarak, yeni bir sayfa ile devam ettiriyor. Artık nasıl bir hayatın içinde isek, etrafımızda olan biten hayal gibi geliyor bize. Önce duyuyor, sonra az buçuk konuşuyor ve “ah vah” ettikten sonra da kendi işimiz ile meşgul oluyoruz.

Böyle bir hale geldik anlayacağınız. 

Ben ilkokula giderken evde anam babam ve büyüklerimiz nadir olarak hayatımızda yer eden vukuatları anlatırlardı. O zamanlar çok uzak bir diyardan gelir gibiydi bu anlatılanlar. Bazısı çok korkunç ve insanı dışarı çıkmaktan alıkoyardı. “Olamaz” derdim kendime, insanların bunları yapması olamazdı bana göre. Sonra büyüdük ve bu anlatılanlar ile haşır neşir olmaya başladık. Muhabirlik ile daha çok bu vukuatlar ile karşılaşınca, korkumuz azaldı ancak, yine de her karşılaştığım bu şeyler karşısında irkildim. Cuma günü bir ilimizde, eski bir muhtarın çocuk kavgası olduğu söylenen bir olay sonrası öğrenci servisindeki iki çocuğu vurarak öldürmesini haberlerde görünce aklıma bunlar geldi. Akıl sır alacak gibi değil. Nasıl bir düşünce ki bu iki çocuğu vurabiliyor. Sebebi ne olursa olsun, tanımlamaz bir durum.  Neymiş eski muhtarın çocuğunu bu iki çocuk dövmüş ve muhtar cinnet geçirmiş ve çocukları vurmuş. Gel de bir şeyler söyle, düşün aklıselim içinde davran.

Nedir bu; kim cevap verebilir buna, hangi söz açıklama yapabilir ki?

Dediğim gibi ilkokula gittiğim senelerden birinde, bize akraba olan birisi evinde yangın çıkartmış ve kocasını yakmış ve balta ile hatırladığım kadarıyla da kesip parça parça etmişti. Bulancak’ta çok büyük bir infiale yol açmıştı o zamanlarda. Günlerce konuşulmuş, evlerde konuşulurken de, ‘evlerden ırak olsun’ diye de eklenirdi.  Bu çocuk halimiz ile bana çok korkunç gelmiş ve epeyce bir zaman etkisi altında kalmıştım. Şimdi ise bu vukuatların tamamı sıradan hale gelir gibi oldu. Bu son olay bile birkaç dakikalık haber olduktan sonra, tarihin tozlu sayfaları arasında kalacak. Unutacağız ta ki yeni bir olay olana kadar. Belki de böyle istiyorlar birileri, bilemiyorum!        

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.