Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

Sakın ha ölmeyin bu aralar!

İş yapmayı bilmeyenleri işin başına getirdiğinizde, ilk sıkıntında hemen envai yasak ile işi çözmeye çalışır. Peki çözebilir mi? Söz konusu bile değil, bir de ne kadar hak hukuk hürriyet varsa bir anda yasaklar ve bunu birde övünerek anlatır. Bu salgın hikayesi ortaya çıktıktan sonra, dünyanın dört bir yanında akla hayale gelmeyen yasaklar insanlara karşı uygulanmaya başladı. İnsanlar dükkanlarını kapattı, okullar kapandı, şehirler kapandı, çok sayıda iş yeri topu attı, işsizlik tavan yaptı, her yere bir kod ile girmek zorunlu oldu, kısacası nefes almamız her türlü yasak ile sağlanmaya çalışıldı. Bir türlü virüs ile baş edilemediği, ilaç, aşının fayda etmediği gibi yalan ile herkes evinde kalsın denilerek, küreselcilerin kayığından inilmedi. Her vaka azaldığında önce kademeli olarak normale dönülecek der demez, bilim kurulu içinde olan ve bilim adamı olduğu söylenen birkaç kişi, “yok yahu daha salgın bitmedi, vaklar azalsa da mutasyon oluyor, hatta Karadeniz bölgesi bu konuda bir numara, buradakilerin daha çok eve kapanması lazım ki vakalar azalsın” diye korku salan görüşlerini okuyoruz, duyuyoruz ve izliyoruz. Kim bunlar derseniz, ülkemizdeki küreselcilerin temsilcileri derim.   Bunu açıklayan bakanlık bilim kurulunun sözlerinden sonra Karadeniz bölgesindeki illerin hıfzıssıhha kurulları, hemencecik iş başı yaparak, “hop gelsin” yeni kısıtlamalar diyerek sazı eline aldı. Giresun’daki kurulda önce “şu şu” diye açıklama yapınca, bende nedir bunlar baktım ve tamam dedim, bulmuşlar bunlar çözümü. En acayibi tabii ki, cenazeler belediyelerden anons edilmeyecek. Bir süre böyle olacakmış. Niye ki? Kimse bilmiyor. Her halde virüs keferesi, duymasın diye. Şimdi ben ölsem ve benim öldüğü mü ilan etmeseler, kim duyacak. Sadece evdekiler.  Yani üç beş kişi cenazeye gelecek ve virüs bundan haberdar olmayınca, sağa sola bakacak ve kimseyi görmeyince o mevkii den tası tarağı toplayacak ve orada vaka bitecek.  Senaryo bu şekilde olunca oskarlık film olur bu diye düşündüm. Yapmayın beyler bayanlar yapmayın! Bunun faturası öyle böyle değil, size çıkar sonra. Bakalım bu tedbirler ile vaka bitecek mi görelim. Ha bu arada hıfzıssıhha kurulu ve bilim kurulunun bu yasakçı yetkililerine bir sual edelim derim; yahu daha önceki senelerde her yeri kasıp kavuran grip salgınlarında bu yasakları niye sahaya sürmediniz de, her sene ülkemizde grip ve gribe bağlı 25bin insan vefat etti ve sizde bunu seyrettiniz! Maden bu kadar kolaydı bu iş bu kadar zaman niye beklediniz ki? Yoksa size haber mi vermediler derim!             
Ekleme Tarihi: 22 Şubat 2021 - Pazartesi
Erhan GÜNDOĞAR

Sakın ha ölmeyin bu aralar!

İş yapmayı bilmeyenleri işin başına getirdiğinizde, ilk sıkıntında hemen envai yasak ile işi çözmeye çalışır. Peki çözebilir mi?

Söz konusu bile değil, bir de ne kadar hak hukuk hürriyet varsa bir anda yasaklar ve bunu birde övünerek anlatır. Bu salgın hikayesi ortaya çıktıktan sonra, dünyanın dört bir yanında akla hayale gelmeyen yasaklar insanlara karşı uygulanmaya başladı. İnsanlar dükkanlarını kapattı, okullar kapandı, şehirler kapandı, çok sayıda iş yeri topu attı, işsizlik tavan yaptı, her yere bir kod ile girmek zorunlu oldu, kısacası nefes almamız her türlü yasak ile sağlanmaya çalışıldı. Bir türlü virüs ile baş edilemediği, ilaç, aşının fayda etmediği gibi yalan ile herkes evinde kalsın denilerek, küreselcilerin kayığından inilmedi. Her vaka azaldığında önce kademeli olarak normale dönülecek der demez, bilim kurulu içinde olan ve bilim adamı olduğu söylenen birkaç kişi, “yok yahu daha salgın bitmedi, vaklar azalsa da mutasyon oluyor, hatta Karadeniz bölgesi bu konuda bir numara, buradakilerin daha çok eve kapanması lazım ki vakalar azalsın” diye korku salan görüşlerini okuyoruz, duyuyoruz ve izliyoruz. Kim bunlar derseniz, ülkemizdeki küreselcilerin temsilcileri derim.  

Bunu açıklayan bakanlık bilim kurulunun sözlerinden sonra Karadeniz bölgesindeki illerin hıfzıssıhha kurulları, hemencecik iş başı yaparak, “hop gelsin” yeni kısıtlamalar diyerek sazı eline aldı. Giresun’daki kurulda önce “şu şu” diye açıklama yapınca, bende nedir bunlar baktım ve tamam dedim, bulmuşlar bunlar çözümü. En acayibi tabii ki, cenazeler belediyelerden anons edilmeyecek. Bir süre böyle olacakmış. Niye ki? Kimse bilmiyor. Her halde virüs keferesi, duymasın diye. Şimdi ben ölsem ve benim öldüğü mü ilan etmeseler, kim duyacak. Sadece evdekiler.  Yani üç beş kişi cenazeye gelecek ve virüs bundan haberdar olmayınca, sağa sola bakacak ve kimseyi görmeyince o mevkii den tası tarağı toplayacak ve orada vaka bitecek.  Senaryo bu şekilde olunca oskarlık film olur bu diye düşündüm.

Yapmayın beyler bayanlar yapmayın! Bunun faturası öyle böyle değil, size çıkar sonra. Bakalım bu tedbirler ile vaka bitecek mi görelim. Ha bu arada hıfzıssıhha kurulu ve bilim kurulunun bu yasakçı yetkililerine bir sual edelim derim; yahu daha önceki senelerde her yeri kasıp kavuran grip salgınlarında bu yasakları niye sahaya sürmediniz de, her sene ülkemizde grip ve gribe bağlı 25bin insan vefat etti ve sizde bunu seyrettiniz! Maden bu kadar kolaydı bu iş bu kadar zaman niye beklediniz ki? Yoksa size haber mi vermediler derim!             

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.