Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

VAR niye var dersiniz?

Öyle felsefi bir mevzu değil yazacağım şey. Sporla ve futbol ile haşır neşir olanların hemen bileceği ve büyük tartışmalara yol açan yardımcı video hakem sistemi VAR’dan bahsediyorum. Daha adı yeni duyulmaya başladığı sene’den itibaren futbol camiasını ortadan ikiye bölen bir sistem bu sistem. 2016 yılında ilk Hollanda’da uygulanmış. FİFA ve UEFA karşı çıkmış ancak sonra gelen baskılar üzerine peyder pey kabul etmiş. Futbolun tabiatını öldürüyor diye bakanların daha haklı olduğu görülüyor şimdilik. Bazıları da adalet ve hak için bulunmaz bir Hint kumaşı olarak kabul ediliyor ve her yerde uygulansın diyorlar. Her iki tarafta haklı olabilir. Elbette adil, hak ve hukuk açısından çokta faydalı olduğu ileri sürülebilir. Bunlar da bol bol bu işin taraflarınca konuşuluyor ve işin en doğru yanı bulunmaya çalışılıyor. Bunlar tartışıla dursun, benim dikkatimi bir şey çekmeye başlayınca(gözümden de bir şey kaçmıyor yani, mübarek teleskop gibiyim), VAR’ın gerçeği ne diye kara kara düşünürken, bu salgınla bir alakası olabileceği aklıma geldi. Dünya’nın sanki her yerinde, her anında adalet ve hak hep dört dörtlük varmış gibi, VAR topunu insanların önüne atarak kısır bir çekişmenin devam etmesini sağladılar gibi. Bu salgına insanları hazırlamak için yavaş yavaş bazı laflar ısıtılırken, o anda olayın ayırdına varamadığımız içinde plandeminin ne olduğunu daha yeni yeni anlamaya başlıyoruz. VAR geldi, futbol asıl oyun yapısından zamanla uzaklaşmaya başladı. 2016’da bu yana sürekli oyunda bir yavaşlama, durma, tartışma ve oyunun eğlenceli yanını kaybetme hissi izleyen herkese(tv’de, stadyumda, sonra da internette) sirayet etmiş durumda. Bunu her yerde görmek mümkün. VAR, adalet falan dağıtmıyor, hakları korumuyor, küçük minnacık “keçi boynuzu” tadında zayıf olan takımlara, birkaç tatlı çözüm ile aynı güçlü yapıların devamı sağlanıyor ve onlar atlarını koşturuyor. Sadece futbol değil, spor dallarının tamamında seyirci yok. Sebebi salgın falan mı, hiçte sanmıyorum. Bu işin hesabını kitabını yapanların planının içine bu da vardı diye düşünüyorum. Sanal Dünya’da evinizde hapsolmuş haldeyken, kimse maç izlemeye, spor yapmaya gitmez. İnternet, akıllı telefon, yapayzeka ve gelecek çok sayıda dijital sistemle niçin maça gidesiniz ki? Hepsi evde ayağınıza, pardon ücret ödeyerek aldığınız bu sanal dünyaya gelip sizi mutlu edecek. Ben bile VAR yüzünden artık tek bir maçı izlemiyorum. Tadı tuzu kalmadı vallahi. Ağbim bile(gözü görmediği halde VAR’dan gına geldiği için)maç takip etmiyor. Salgının daha nelere kadir olacağını hep birlikte göreceğiz. O yapılan statlar, spor salonları adam bulamayacak söylemedi demeyin, 10 seneye kalmaz.                     
Ekleme Tarihi: 18 Mart 2021 - Perşembe
Erhan GÜNDOĞAR

VAR niye var dersiniz?

Öyle felsefi bir mevzu değil yazacağım şey. Sporla ve futbol ile haşır neşir olanların hemen bileceği ve büyük tartışmalara yol açan yardımcı video hakem sistemi VAR’dan bahsediyorum. Daha adı yeni duyulmaya başladığı sene’den itibaren futbol camiasını ortadan ikiye bölen bir sistem bu sistem. 2016 yılında ilk Hollanda’da uygulanmış. FİFA ve UEFA karşı çıkmış ancak sonra gelen baskılar üzerine peyder pey kabul etmiş. Futbolun tabiatını öldürüyor diye bakanların daha haklı olduğu görülüyor şimdilik. Bazıları da adalet ve hak için bulunmaz bir Hint kumaşı olarak kabul ediliyor ve her yerde uygulansın diyorlar. Her iki tarafta haklı olabilir. Elbette adil, hak ve hukuk açısından çokta faydalı olduğu ileri sürülebilir. Bunlar da bol bol bu işin taraflarınca konuşuluyor ve işin en doğru yanı bulunmaya çalışılıyor.

Bunlar tartışıla dursun, benim dikkatimi bir şey çekmeye başlayınca(gözümden de bir şey kaçmıyor yani, mübarek teleskop gibiyim), VAR’ın gerçeği ne diye kara kara düşünürken, bu salgınla bir alakası olabileceği aklıma geldi. Dünya’nın sanki her yerinde, her anında adalet ve hak hep dört dörtlük varmış gibi, VAR topunu insanların önüne atarak kısır bir çekişmenin devam etmesini sağladılar gibi. Bu salgına insanları hazırlamak için yavaş yavaş bazı laflar ısıtılırken, o anda olayın ayırdına varamadığımız içinde plandeminin ne olduğunu daha yeni yeni anlamaya başlıyoruz. VAR geldi, futbol asıl oyun yapısından zamanla uzaklaşmaya başladı. 2016’da bu yana sürekli oyunda bir yavaşlama, durma, tartışma ve oyunun eğlenceli yanını kaybetme hissi izleyen herkese(tv’de, stadyumda, sonra da internette) sirayet etmiş durumda. Bunu her yerde görmek mümkün. VAR, adalet falan dağıtmıyor, hakları korumuyor, küçük minnacık “keçi boynuzu” tadında zayıf olan takımlara, birkaç tatlı çözüm ile aynı güçlü yapıların devamı sağlanıyor ve onlar atlarını koşturuyor.

Sadece futbol değil, spor dallarının tamamında seyirci yok. Sebebi salgın falan mı, hiçte sanmıyorum. Bu işin hesabını kitabını yapanların planının içine bu da vardı diye düşünüyorum. Sanal Dünya’da evinizde hapsolmuş haldeyken, kimse maç izlemeye, spor yapmaya gitmez. İnternet, akıllı telefon, yapayzeka ve gelecek çok sayıda dijital sistemle niçin maça gidesiniz ki? Hepsi evde ayağınıza, pardon ücret ödeyerek aldığınız bu sanal dünyaya gelip sizi mutlu edecek.

Ben bile VAR yüzünden artık tek bir maçı izlemiyorum. Tadı tuzu kalmadı vallahi. Ağbim bile(gözü görmediği halde VAR’dan gına geldiği için)maç takip etmiyor.

Salgının daha nelere kadir olacağını hep birlikte göreceğiz. O yapılan statlar, spor salonları adam bulamayacak söylemedi demeyin, 10 seneye kalmaz.                   

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.