Alf Araştırma tarafından gerçekleştirilen bu çalışmada, katılımcıların hangi siyasi kimlikleri benimsediği detaylı bir şekilde incelendi. Araştırma sonuçları, toplumun farklı kesimlerinin nasıl bir siyasi kimlik benimsediğini ve bu kimliklerin toplam içindeki oranlarını gözler önüne seriyor.

Araştırma sonuçlarına göre, Türkiye'de en fazla benimsenen siyasi kimlik %19,5 ile Atatürkçülük oldu. Bu oran, Atatürkçülüğün Türkiye'deki en yaygın siyasi eğilim olduğunu gösteriyor. Atatürkçülüğü %15,3 ile Milliyetçilik, %14,4 ile Muhafazakarlık izliyor. Bu üç ana akım, Türkiye'deki siyasi kimliklerin büyük bir kısmını oluşturuyor.

Daha detaylı incelendiğinde, Türkiye'deki diğer siyasi kimliklerin dağılımı şu şekilde şekilleniyor: %10,3 Liberal, %8,5 Sosyal Demokrat, %8,2 Kürt milliyetçisi, %7,4 İslamcı, %5,3 Sosyalist, %4,4 Ulusalcı, %3,2 Neo-Osmanlıcı, %2,0 Hümanist ve %1,2 Diğer. Bu sonuçlar, Türkiye'nin çok çeşitli ve çok sesli bir siyasi yapıya sahip olduğunu gösteriyor.

Atatürkçülük ve Milliyetçilik gibi yüksek oranlara sahip siyasi kimliklerin yanı sıra, Kürt milliyetçiliği ve İslamcılık gibi kimliklerin de hatırı sayılır oranlara ulaşması, Türkiye'deki siyasi yelpazenin ne kadar geniş olduğunu gözler önüne seriyor. Ayrıca, Sosyal Demokrat ve Sosyalist kimliklerin toplamda %13,8 gibi bir orana sahip olması, sol görüşlerin de Türkiye'de önemli bir yer tuttuğunu gösteriyor.

Liberal kimlik ise %10,3 oranıyla dikkat çekiyor. Liberalizmin, bireysel özgürlükler ve piyasa ekonomisi gibi konularda diğer siyasi kimliklere kıyasla daha farklı bir duruş sergilemesi, bu oranı anlamlı kılıyor. Neo-Osmanlıcılık ve Hümanist kimliklerin daha düşük oranlarda kalması ise, bu eğilimlerin toplumda nispeten daha az benimsendiğini gösteriyor.

Araştırma, Türkiye'deki siyasi kimliklerin birbirinden oldukça farklı ve çeşitli olduğunu ortaya koyuyor. Bu çeşitlilik, ülkedeki demokratik yapının ve fikir özgürlüğünün bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Aynı zamanda, farklı siyasi kimliklerin bir arada bulunması, Türkiye'nin zengin kültürel ve tarihi mirasının bir sonucu olarak da görülebilir.

Sonuç olarak, Alf Araştırma tarafından yapılan bu çalışma, Türkiye'deki siyasi kimliklerin dağılımını ve çeşitliliğini açıkça gözler önüne seriyor. Bu çeşitlilik, Türkiye'nin dinamik ve çok sesli bir siyasi yapıya sahip olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Araştırma sonuçlarının, siyasi partiler ve politikacılar için önemli bir referans kaynağı olacağı da aşikar.