A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined offset: 0

Filename: controllers/Amp.php

Line Number: 37

Backtrace:

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/controllers/Amp.php
Satır: 37
Fonksiyon: _error_handler

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/index.php
Satır: 334
Fonksiyon: require_once

DÜNYANIN EKSENİ Mİ EĞRİLDİ YOKSA İKLİMLER Mİ DEĞİŞTİ?

DÜNYANIN EKSENİ Mİ EĞRİLDİ YOKSA İKLİMLER Mİ DEĞİŞTİ?

Yaşam değişiyor.(Eski yaşam, yeni yaşam) Ömür değişiyor.(Kırk beş, ellili yıllar, yetmiş beş, seksenli yıllar) Gençler değişiyor.(Eski gençlik, yeni gençlik) İklim değişiyor… Sözün kısası her şey değişiyor. Yediğimiz yiyecekler değişti… Kimisini insanlar değiştirdi, kimisini de tabiat değiştiriyor. Tabiat ya eskiye dönüyor ya da dünya yaşlandıkça canlılar gibi ömrü tükeniyor. Çok küçük yaşlarımda Eylül ayında fındık toplandığını zor hatırlıyorum. Aradan yıllar geçti Eylül ayının yirmisi, yüksek kesimlerde halen fındık toplanıyor, sahil kaldırımlarında fındık kurutuluyor. Bu yıl fındığın tam değerlendirme zamanı eğer fındık müstahsiline bir yön veren olsa bu sene fındığın sekiz, dokuz liraya gitmesi işten bile değil. Zaten rekolte az, üreticinin çoğu fındığını yeni çuvallıyor. Bu arada Avrupalılar işlemek için fındık ürününü bekliyor. Biraz daha dişimizi sıkıp emanete fındık vermezsek dediğim fiyatlara ulaşmak isabetli olur. Üreticide hakiki emeğinin karşılığını alır. Evet, tabiatın değiştirdiği çok şeyler var. İşte kutuplardaki buzulların erimesi, volkanik dağların yeniden faaliyete geçmesi… Dünya ekseninde hafifte olsa kayma… Son yıllarda görülen büyük tsunamiler, suni gübresiz yetişmeyen sebze ve meyveler. DNA sı değiştirilip insan vücuduna zararlı hale getirilen sebze ve meyveler. Hayvanlar bile hormonlu yetiştiriliyor. Yinede buna nazaran dayanıklı insan ömrünün uzama mucizesi… Eskiden eli beş, altmış olan yaş ortalamasının şimdi nerede ise yetmişin üzerine çıkması. Buna tabiat mucizesi deriz yoksa insanların kendilerine bakması mı dersiniz. Bence ikincisi daha ağır basıyor. Çünkü sağlık kuruluşlarımızın hepsi tıklım, tıklım dolu olduğuna göre, kendini dinleyen soluğu hastaneler ve sağlık kuruluşlarında alıyor. İşte böyle bir dünya da yaşayıp gidiyoruz. “Fincancının katırlarını ürkütmezsen senden iyisi olmaz”… Her şeyi bırak, yaşamaya bak… Baz istasyonlarından uzak dur yeter…