Türkiye’de mi yaşıyoruz?

Evet…

Kimliğimizde ne yazıyor?

Türkiye Cumhuriyeti…

Bayrağımız var mı?

Evet…

Şehitlerimizin kanının rengini alan kırmızı ve ay yıldızın beyazıyla dalgalandığı yerde güven veren bir bayrak…

Peki kimin bayrağı?

Çatısı altında yaşayan herkesin,

Kendini bu vatan evladı gören herkesin,

Ayrımcılık yapmayanların bayrağı…

Peki bayrağımıza ne yapıyorlar?

Saldırıyorlar…

Yine vatanımızda yaşayan ve bunu içine sindiremeyen,

Hainliği kendilerine görev bilmiş 4 gereksiz zat,

Ankara’da başkentimizde bir okulda ki direkte asılı bayrağımıza el uzattı.

Hainler hainlik yapmadan durabilir mi?

Ne yazık ki kocaman bir hayır…

Genelkurmay’dan açıklama yapıldı.

4 terörist Ankara Altındağ’da bir anaokulu önünde bulunan bayrak direğine asılı gururumuz olan Türk Bayrağını ipini keserek indirmişler.

4 kişi yakalanmış, ikisi serbest bırakılmış…

Şimdilik böyle,

Lakin

Tek bir temennimiz var…

Polisimiz ve askerimizin yetkisi arttığında umarız,

Bu tür provokasyonlar son bulacak…

Yurtdışına gitmedim,

Fakat anlatanlardan dinledim,

Almanya’da, Fransa’da yani Avrupa ülkelerinde biri polisi gördüğü zaman zaman dururmuş…

Çünkü polisin tam yetkisi varmış.

AK Partili Milletvekili Adem Tatlı’nın dediği inşallah gerçekleşir.

Polise ve askere Avrupa ülkelerinde gibi tam yetkiler verilir.

O zaman yapın bakalım.

Bu yaptıklarınızı…

Gücünüz yetecek mi?

Ya da argo kullanacağım ama

Bir yerinize batan o bayrağa bırakın el sürmeyi,

Dil uzatabilecek misiniz?

Biz sizler gibi bayrağımızı çaput niyetine kullanmıyoruz.

Şehitlerimizi sarıyoruz,

O gökleri dalgalandıran şanlı bayrağımızla…

Son olarak şunu söylemek istiyorum.

Bingöl’de yaşanan Emniyet Müdürü Atalay Ürker'e yönelik silahlı saldırıyı gerçekleştirip 2 polisi şehit ettikten sonra kaçarken güvenlik güçleriyle girdikleri çatışmada öldürülen PKK’lılardan Ramazan Özmaskan'ın Diyarbakır’da ki cenazesinde grubun önüne çıkan polis amirinin konuşmasını sizlerle paylaşıyorum…

‘Sizinle her zaman karşı karşıyayız. Şimdi bizim konuşma zamanımız. Çok nazik kibar bir şekilde, çözüm süreci nedeniyle, beni hiç bir zaman bu şekilde görmediniz. Çelik yelekli, kasklı, silaha hazır vaziyette. Çünkü şehit bizim şehidimiz. Bingöl’de katledilen abilerimiz, meslektaşlarımız, kardeşlerimiz. 250 bin kişi şuan da benim konuşmamı dinliyor ve benim arkamda. Kesinlikle konvoyda siren sesi, her hangi bir işaret, terör örgütünü simgeleyen hiç bir şey görmek istemiyorum. Olduğu anda durdurulacak ve müdahale olacak. Serhildanı(başkaldırı) siz bize öğrettiniz. Biz de size Türkiye Cumhuriyeti devletinin parçalanmayacağını, yıkılmayacağını öğreteceğiz’

Bu sözler polisimize ve askerimize verilecek yetki halinde neler olabileceğini ortay koyuyor umarım…

Kalın sağlıcakla…