BİRLİK VE DİRLİK
Yüce dinimiz birlik ve beraberlik fikrine büyük bir ehemmiyet vermiş, korunması için pekçok tavsiyede bulunmuştur. Şunu kesinlikle ifade edelim ki, nerede birlik varsa orada dirlik ve bereket, nerede ittifak varsa orada kuvvet ve muvaffakiyet vardır. Bu hikmeti tesbit eden Peygamber efendimiz, "Rabbin (kudret) eli topluluk üzerinedir"(l) buyurarak cemaat' ruhunun ehemmiyet ve faydasını gözlerimizin önüne sermiştir.
Birlik, inanç ve idealleri müşterek olan insanların, aynı fikir etrafında toplanması ve aynı metotla hareket etmesidir.
Birlik; asgari müşterekte birleşen fertlerin, belirli bir gayeye ulaşmak için, aynı yönde ve ortak hareket etmeleridir.
Birlikteki bereketi, topluluktaki rahmeti, müşterek hareket etmekteki muvaffakiyeti dinimizin birçok emirlerinde müşahede etmek mümkündür. Onlardan bazı örnekler vermek suretiyle mevzuumuzu renklendirrnek istiyoruz.
Beş vakit namazı cemaatle birlikte ve bir imamın peşinde kılmak, sevabın artmasına ve.ilahi mükafatın yirmi yedi kat fazla olarak verilmesine vesile olur. Bundaki hikmet, birlikte kerametin ve .cemaatte bereketin gizlenmiş olmasıdır. Sık ormanlara nasıl fazla yağmur düşerse, birlik şuuru ile hareket eden kimselerin üzerine de Allah'ın rahmeti katmerleşmiş olarak iner.
Ancak dört kişiyi doyuracak bir yemeği, göz tokluğu ve gönül birliği yapan sekiz kişi toplanıp "Besmele" çekerek yese tamamının doymasına kafi gelir. Bundaki sır, nefsanilikten sıyrılan ve din kardeşinin doymasını kendi şahsından üstün gören bir topluluğun üzerine rahmet ve nimetine bereket
nazil olur. Resülüllah(s.a.v.), yedikleri halde doymamaktan şikayet eden kimselerin dertlerine "ihtimal ki ayrı ayrı yiyorsunuz" teşhisini koymuştur.
Kendi bildiklerine göre hareket eden iki kişinin çalışması, ferdilikle sınırlı kalır. Aynı safta birleşen insanlar, aynı gayenin .tahakkuku için uğraşacak olursa, onbir kişinin başaracağı işi tahakkuk safhasına .çıkarmış olur. Zira Allah Teala, birlik şuuruna sahip bulunan kimseleri inayeti ile takviye eder. Bu hususu tesbit eden bir ayet-i kerimede "Nice az bir topluluk daha çok bir topluluğa Allah'ın inayeti ile galebe etmiştir" buyurmaktadır.
Gemileri limanlara bağlayan halatlar, ince ince elyafın birleşmesi, kaynaşıp sarmaşması ve tek vücut haline gelmesi ile büyük bir kuvvet ve hayret verici bir sağlamlık kazanmış olur. Eğer onlar gevşeyip birbirinden ayrılacak olursa, değil bir gemiyi, küçük bir kediyi bile zaptedemez.
Birlik ruhu teşekkül eden yerde, cum'a namazının şartı bulunur ve kılınan namaz sahih olur. Çemaat fikrine sahip Müslümanlar sevinmeye ve bayram yapmaya hak kazanmış olurlar. İki kişinin bir araya gelemediği yerde ne cum'a kılmaya, ne de bayram namazı eda etmeye imkan vardır. .
İslam dini, iman esaslarını kabul eden ve üzerine düşen vazifeleri yapan kimseleri "Kardeş" olarak kabul ve ilan etmiştir. Kur'an-ı Kerim bu hakikati "Mü'minler ancak kardeştirler" açıklaması ile idealleştirmiştir. Korunması zaruri bulunan "kardeşlik ruhu"nun gevşemeye başladığını gören basiretli müslümanlar, vakit geçirmeden onların arasını düzeltmelidirler.
Ezelde kaynaşan ervaha ayrılık var mı?
Cihan yıkılsa bu vahdet yerinden oynar mı?
Olunca minberimiz, arşımız, Hudamız bir,
Benim de beklediğim nur onun da gayesidir!
Kainatın yegane efendisi ve vicdanların mürebbisi bulunan Resul-ü Ekrem, bir gün mescide girdiğinde, ashabını öbek öbek oturmuş halde sohbet ederken görmüş ve onları daha derli toplu bir şekilde müzakere etmeye teşvik için, zat-İ Muhammedilerine mahsus bir nezaket ifadesi ile "Bana ne oluyor ki sizi ayrı ayrı görüyorum" buyurmuştur.
. Birlikte gizli Hakk'ın rızası, birlikle kaabil halkın felahı! Birlikte hikmet, birlikte rahmet; birlikle mümkün her türlü hizmet.