A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined offset: 0

Filename: controllers/Amp.php

Line Number: 37

Backtrace:

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/controllers/Amp.php
Satır: 37
Fonksiyon: _error_handler

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/index.php
Satır: 334
Fonksiyon: require_once

ÖĞRETMENİM

ÖĞRETMENİM

Biliyorum bu günlerde sana çok methiyeler dizilecek, övgüler söylenecek, baş tacı edileceksin. Olsun hiç olmazsa bir günlüğüne de olsa anılıyor olman, halını hatırını soranın olması güzel. Sevgili öğretmenim sen üzülme! Çünkü Sen Fatih’lerin, Mustafa Kemal’lerin, Mustafa Necati’lerin Tonguç’ların, Hasan Ali Yücel’lerin de öğretmenisin. Sen Hazreti Ali’yi bile bir harf için kul köle edensin. Sen Cumhuriyet ve Cumhuriyet kazanımlarını bize en iyi kavratansın. Çünkü sen herkesten farklısın, herkesin yapamayacağı işi yapıyorsun, yani alanında profesyonelsin. Senin işlediğin hammadde insan, sen insana şekil veriyorsun.    Genç öğretmenim bu meslek maddi olarak seni tatmin etmeyebilir. Ama tecrübeli öğretmenlerin yanında kısa sürede bu mesleği seveceğine yürekten inanıyorum. Yeter ki  sende çocuk ve insan sevgisi ile birlikte sabır ve adalet duygusu bulunsun. Eğer bu saydıklarım yok ise ne olur sistemin içinde daha fazla yer işgal etme! Hiç bir meslek öğretmenlik mesleği kadar insana manevi haz veremez. Basit bir örnek mi istersiniz; birkaç yıl önce Şebinkarahisar İlçesi’nin bir köy okuluna rehberlik amaçlı gittiğimde ücretli bayan bir öğretmenle karşılaştım. Başarılı olduğunu arkadaşlarımdan öğrenerek nereli olduğunu sordum. Alucra’nın Boyluca köyünden olduğunu öğrenince kendisine ilkokul öğretmeninin kim olduğunu sordum. Öğretmenin adını söyledi. Sormamın nedeni yıllar önce kız kardeşimi adı geçen köye ben götürmüştüm. Öğretmene; işte o öğretmen benim kız kardeşimdir der demez öğretmen elime ayağıma sarılmaya başladı. “Ne olur öğretmenim; hiç olmazsa elini öpeyim, siz ilkokul öğretmenimin ağabeyiymişsiniz, siz de öğretmenim sayılırsınız, bu isteğimi kırmayın” dedi . İşte sevgili genç öğretmenim bu tür anıları hangi meslekte yaşayabilirsin, bu anının değeri maddi olarak ölçülebilir mi? Sevgili Öğretmenim; çağımız bilgi ve bilişim çağı, dünyada üretilen bilgi günümüzde beş yılda ikiye katlanıyor. Dünya bilgi teknolojisi üretmede hızla ilerliyor, İnovasyon (Yaratıcılık ve Teknoloji Eğitimi ) ve Nanoteknoloji alanında dünya ülkeleri birbiriyle yarışıyor. Bu bilgi ve teknolojiyi üreten insanı yetiştiren sen değil misin? 1925 yılında Atatürk’ün Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati’nin; ”Okuttuğundan çok okumayan bir öğretmen çabuk yıpranır, ihtiyarlar ve bezginlik getirir. Araştırmaya, incelemeye düşkün ak saçlı bir öğretmen, devamlı genç ve dinçtir”.  sözünü kendine rehber edin. Sevgili öğretmenim; doğunun uzun karlı yollarında soğuktan donsan da, öğrencilerini üşümekten bir an önce kurtarmak için yaktığın sobanın patlamasıyla yanmayı göze alsan da ve de deprem yıkıntıları arasında kalsan da yine de Atatürk’ün gösterdiği yolda bıkmadan, usanmadan yürümeni diliyor, ellerinden öpüyor, sevgi saygılar sunuyorum. Alnın ak, yolun açık olsun öğretmenim.