Bu zamana kadar çeşitli basında yazıldı, çizildi.
Duyuruldu, duymayan sağır sultan kalmadı.
Yinede duymayanlar duymadı, görmeyenler görmedi.
Neler mi?
İncüvez deresinin ayağı yani iki köprü arasına yine Bulancak’ın lağımını arabalarla(Vidanjör)daha bu Cumartesi boşaltıldı.
Ve…
Ve de mahalle lağım kokusuna gitti.
Biraz sonra o lağım atıklarının üzerine güvercinler, kuşlar üşüştü. Tabii ki oradan kalkan kuşlar şehre yayılacak. Ağaçlara, balkonlara konup mikrop yayacaklar.
Biz halen mikrop nereden bulaştı diye araştırma yapalım.
İşte mikrop kaynağı…
Yine bu derenin ıslah edilmesinde ısrar edelim…
NASİHAT
Servet sahibi bir adam ölmüş.
Geride kalan serveti; evlatları bir türlü paylaşamayıp, her gün birbirleriyle niza, kavga kırla gidiyormuş.
Bir gün birleşirler. Ve derler ki gelin babamıza bir mektup yazalım.
O sırada müezzin camide bir mevtanın selasını okumaktadır.
Tamam derler, yazdığımız mektubu bu mevtanın kefeninin arasına koyup göndeririz.
Ve başlıyorlar mektubu yazmaya:
“EY! BABAMIZ…
Bu Dünyada çalıştın kıt kanaat,
Evlatlarım etsin diye rahat…
Evlatlarından sana nasihat,
Eğer ahirette de edindinse mal, mülk…
Biz gelinceye kadar hepsini elinden çıkar, sat…”