Türkiye sütü neden ihraç edemiyor? Bunun
nedeni çiğ sütün mikro organizma (m.o) sayısının standartlara uygun
olmaması ve sütte ilaç kalıntısı bulunmasıdır. Bu sorunun çözülmesi için ne
gerekli; hepimizin ilk aklına gelen çiftçilerimizi sağım konusunda bilgilendirmek
olacaktır.
Birçoğumuz görev yaptığı yerlerde bu konu
üzenine çok duruyor. Hayvanlarda çok görülen mastitis (meme yangısı) hastalığın
da en baş nedeni olarak bilinen hijyenik problemlerin giderilmesi için
çiftçilerimize çeşitli önerilerde bulunuyoruz. Nelerden bahsediyoruz; ahır
şartlarının iyileştirilmesinden, sağım öncesi memelerin yıkanıp
kurulanmasından, her hayvandan önce sağım ekipmanlarının temizlenmesinden, dezenfektanlarla
makinelerin temizliğinin sağlanmasından, hasta hayvanları sona bırakarak
sütlerinin tüketilmemesinden, hayvanlara mastitis hastalığından korunmak için
düzenli olarak aşı yaptırılmasından… Peki, bu anlattıklarımız uygulamada
yeterli oluyor mu?
Ne yazık ki
olmuyor. İlk etapta uygulasalar da zamanla terk ediyorlar. Alıştıkları uygulama
daha kolay geliyor ve bizim bahsettiğimiz bazı uygulamalarda maddi açıdan götürüye
neden oluyor. Böylece tek başına çiftçiyi bilgilendirmek işe yaramıyor.
Aslında süt toplayan işletmeler ve mandıralar
mikrobiyolojik olarak sütü test edip standartları sağlayan ve ilaç kalıntısı
bulunmayan üreticilerin sütlerini diğerlerinden daha yüksek fiyata alsalar bu
çiftçilerimiz için iyi bir teşvik olacaktır. Bu sayede bizim onlara zorla bir
şeylerini benimsetmemize gerek kalmayacak, onlar daha yüksek ücrete sütlerini
satmak için kaliteli süt elde etmenin yollarını bizlere danışacaklardır.
Sonuç olarak
sütteki m.o sayısı standartlara uygun
hale gelecek, firmalar ihraç etme fırsatını yakalayacak, üreticimiz kazancından
memnun olacak ve tüketiciler daha kaliteli hizmet almış olacak.