Bundan 3 yıl önce Mavi Marmara gemisiyle Gazze’ye yardım götüren bir çok ülke yardımseverlerinin ve barış elçilerinin de bulunduğu Mavi Marmara gemisine uluslararası sularda saldırarak, 9 Türk’ü öldüren İsrail aradan geçen süre sonunda her nedense Türkiye’den ve Türk Milletinden özür diledi.

Düşündüm.

“Bayram değil seyran değil, eniştem beni neden öptü?”

Sanki her şey duyarlı ve uyarlı bir program dahilinde zamanlaması yapılarak gerçekleşiyor.

İktidarın,İmralı ilişkilerine önem verdiği ve  nevruz bayramının ardından İsrail kalkıp, salamura olmuş kanlı olayının ardından özür gönderiyor.

Hayret bir şey..

Özür gelişmelerini şöyle sıralamak gerekirse;

İsrail-Türkiye ilişkileri sonrasında, Türkiye'nin üzerinde ısrarla durduğu özür İsrail Başbakanı Netanyahu’dan geldi.Netanyahu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı aradı.

ABD, bu özürün açıklamasını yaparak,İsrail Başbakanı Netanyahu'nun Mavi Marmara baskını nedeniyle Türkiye'den özür dilediğini duyurdu.

Netanyahu, "Mavi Marmara baskını ilişkileri bozduğu için üzgünüm" diye konuşmuş.

Dünya basını cıdık’da bekliyor, gelişen bu haber için Uluslararası Haber Ajansı REUTERS, saniyesi saniyesine olayı dünyaya duyuruyor.

Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İsrail'in özrünü kabul etti ve ilişkilerin normalleşmesi konusunda Netanyahu ile hem fikir..

Netanyahu, Mavi Marmara baskınında hayatlarını kaybedenlerin mağdur  ailelerine tazminat ödemeyi kabul ediyor.

Akabinde İsrailli gazeteci Arad NİR, Ülkesinin Mavi Marmara baskını dolayısıyla,Türkiye’den özür dilemesini masaya yatırıyor ve özrün operasyonda yapılan hatalardan dolayı geldiğini ifade ediyor.

Gazeteci NİR; Özür metnini 2 tarafın da kabul ettiğini düşündüğünü  ve,“En azından yapılmış hatalar nedeniyle özür dileniyor. Bu, Başbakan Erdoğan tarafından konmuş şarta da uyuyor” diye konuşuyor.

ABD Başkanı Obama’da, açıklamasında Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile İsrail Başbakanı  Netanyahu'nun bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini, Ülkesinin  Türkiye ve İsrail ilişkilerine verdiği öneme değinerek,

"Bölgesel barış ve güvenlik açısından Türkiye-İsrail arasındaki ilişkilerin iyileştirilmesine büyük önem veriyoruz" açıklamasını yapıyor.

Ne diyelim, inşallah hayırlısı olur.

Ama, şu da bir gerçek ki,

“Karaman’ın koyunu sonra çıkar oyunu” sözünü de bir kenara saklıyorum.

Zaman her şeyi aydınlığa çıkaracaktır.