EĞİTİM ve ÖĞRETİMDE KALİTE VE "DERSANE GERÇEĞİ"

             İnsanlar hangi mesleği seçer ise seçsinler. Hangi makamı işgal eder ise etsinler. Herkesin bir öğretmeni vardır. Saygın olan, işini iyi bilen, işinin gerektirdiği sorumluluğu taşıyan insanlar işgal etmiş olduğu makama ve mesleğe  güç  ve saygınlık kazandırırlar. Bunları yerine getirmeyenler ise işgal etmiş oldukları makamdan nemalanmaya çalışırlar. Sözün özü şu: “Toplum öğretmenlerin aynasıdır.” Eğitim kurumlarında sorunlar var ise, doyumsuzu olan insanlar; öğrenciler ve veliler arayış içersine girerler. Onun adı da dershanedir. Bu gerçeği hiç kimse göz ardı etmemelidir. Edemez. Sayın Başbakanımızın bu konuda almış olduğu karar takdire şayandır. AK Parti hükümetini ayakta tutan unsurlardan bir tanesi de bu radikal kararlardır.  Ancak alınan bu kararlar kesinlikle eksiktir. Eğitim sistemi üzerinde daha sağlıklı revizyonlar yapılmalıdır. Eğitimcilerin yıpranmış olan itibarları tamir edilmelidir.  Bu sadece maddi desteğin artırılması değildir. Dershanelerde çalışan eğitimcilerin büyük bir çoğunluğunun Milli Eğitimde kadrolu öğretmenlerin yarısı kadar maaş almadıkları bilinmektedir.  Dershane öğretmenlerinin yine önemli bir kısmı KPSS sınavlarında başarılı olamayıp ataması yapılamayan öğretmenlerdir. Peki neden öğrencilerin tercih ve müracaat kaynakları olmaktadır. Milli Eğitim ve Hükümet bu konuda neden ve niçin sorularına cevap üretmeden bu süreci tamamlamamalıdır. Bir yerde saygı ve sevgi eksikliği bulunmaktadır. Restleşme sadece yumurtaların çarpışmasıdır. İkisi de kırılır. Belki birisi az kırılır, bir diğeri ise tamamen parçalanır. Unutmayalım; harcamak çok kolay ama kazanmak zordur. Akıllı ve güçlü olanlar zora taliptir. Selam ve dua ile.