A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined offset: 0

Filename: controllers/Amp.php

Line Number: 37

Backtrace:

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/controllers/Amp.php
Satır: 37
Fonksiyon: _error_handler

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/index.php
Satır: 334
Fonksiyon: require_once

ÇOCUKLARIMIZ İÇİN HUZURLU BİR GELECEK DİLEMEK

ÇOCUKLARIMIZ İÇİN HUZURLU BİR GELECEK DİLEMEK

            Etrafımıza baktığımızda birçok insanın birbirine küs olduğunu, dargın olduğunu hatta birbiriyle düşmanlık derecesinde anlaşamadıklarını görüyoruz, duyuyoruz. Üstelik bu  insanların çoğunluğu da aynı ananın babanın evlatları. Çok yakın akrabalar.  Bu dargınlıkların, çekememezliklerin, hatta düşmanlıkların sebebini sorguladığımızda hemen hemen aynı şeyleri görüyoruz. Annenin babanın gelecekte evlatlarının rahatı huzuru ve mutluluğu için biriktirdikleri malların aralarında paylaşılması meselesi. Esasında bizler, çocuklarımızın geleceğini bahane ederek yüreğimizin baş köşesinde mekan tutmasını sağladığımız mal sevgisi ya da diğer bir ifadeyle dünyaya olan tutkumuzu tatmin etmiş oluyoruz. Eğer bu dünya sevgisi, dünyalık sevgisi kalbimizi işgal eden yegane sevgi olduğunda işte o zaman insanın kendi dışındaki tüm insanlara ve varlıklara bakışı değişecektir. İnsanlar, böyle bir yüreğe sahip olan birinin gözünde sıradan bir canlı, değer taşıyan varlıklar ise kimin olursa olsun, tüm yollar zorlanarak ele geçirilmesi gereken varlıklar olarak değerlendirilecektir.  Bazen insanlar onu talep ederlerken, ona yaklaşırlarken kendilerince o kadar samimi düşünceler taşırlar ki… Çoğu zaman elde etme yolunun doğruluğunu ve yanlışlığını vicdanlarında sorgulamadan güya  Allah ile beraber olmak istediklerini dillendirirler.  Mesela adam bir piyango bileti alır, “Allah’ım” der. “Eğer bu bilete şu kadar ikramiye çıkarsa bir cami yaptıracağım, fakir fukarayı sevindireceğim”  Veya “ hacca gideceğim, umreye yapacağım.” Esas demek istediği; “ Sen istersen bu bilete büyük ikramiyeyi çıkartırsın. Bak ben de ne kadar iyi niyetliyim. Senin hoşnut olacağın şeyler yaptıracağım. Ne olur? Hadi yardım et…” Yıllar önce tanıdığım birisi “Hocam benim tek bir idealim var. Çocuğumun gelecekte bu toplumda en çok zekat veren birisi olmasını istiyorum” demişti. Bana bu yaklaşım çok ilginç gelmişti. Gerçi tanıdığım bu kişi daha sonraları ortalarda görünmez oldu. İdealini gerçekleştirdi gerçekleştirmedi bilemiyorum.  Gözden kaçırdığımız temel bir gerçek var. Mutluluk çok farklı bir şey.  Yüreğinde taşıdığın değerlere göre sahip olduğun ya da olamadığın bir lezzet. Bunun için Allah bize şöyle sesleniyor. “Huzur ve mutluluğu Allahın lütfünden ve kereminden isteyin. Elinizin biriktirdiklerinde aramanızdan hayırlıdır.” (10/Yunus 58) Etrafınızdaki kırgınlıkların ve küskünlüklerin sebebini bir irdeleyin bakalım. Çok azı hariç hemen hemen hepsinde zavallı babanın ya da annenin o çok sevdiği evlatlarının mutluluğu için biriktirdikleri malzemenin paylaşımından çıkan anlaşmazlıklardan kaynaklandığını göreceksiniz. Hatta öyle ki zavallı adam bir odada veya hastane de son anlarını yaşarken hemen yanı başında hiç unutulmayacak dargınlıkların, küskünlüklerin, belki de düşmanlıkların temelleri atılıyor. Hatta evlatlarının dilinde hayırla anılmanın beklentisi içinde olan baba, belki de yüreklerde gizlenen, bir beddua ifadesiyle anılır olabiliyor. Şunu demek istiyorum. İnsanın gelecek için, gelecekte rahat yaşamak için, belki de karşısına çıkacak kara günler için biriktirdikleri olacaktır. Mal mülk sahibi olmak ayrı, huzur ve mutluluk içinde yaşamak  ayrı. İşte Rabbimiz bu noktada bize yol gösteriyor. “ Huzur ve mutluluk için ellerinizin biriktirdiklerine yönelmeyin. Huzuru, mutluluğu onlarda aramaya kalkmayın. Onu Benim lütfümden keremimden isteyin” diyor. Evet …  Biz de en içten duygularımızla; “Rabbim!.. yüreğimize ,yuvamıza, yurdumuza ve dünyamıza lütfünden ve kereminden huzur ve mutluluk ver.