A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined offset: 0

Filename: controllers/Amp.php

Line Number: 37

Backtrace:

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/controllers/Amp.php
Satır: 37
Fonksiyon: _error_handler

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/index.php
Satır: 334
Fonksiyon: require_once

HZ MUHAMMED'İ ANALIM MI ANLAYALIM MI?

HZ MUHAMMED'İ ANALIM MI ANLAYALIM MI?

                  İçinde bulunduğumuz Nisan ayının 14 ile 20 si arası “Kutlu doğum” haftası olarak bilinir. Bu hafta içinde Alemlere Rahmet olarak gönderilen o Aziz insanın doğumu vesilesi ile anılmasına sebep olacak bir takım etkinlikler yapılır.                   Mesela ülkemiz insanları bu hafta içinde peygamber adına mevlitler okutur. Bu haftanın dolu dolu geçmesi için konserler düzenler. Bir çok yerde Kutlu doğum etkinlikleri çerçevesinde halka pilavlar dağıtılır.  Yine etkinlikler çerçevesinde sportif faaliyetler yapılır ve müsabakalar düzenlenir. Resim yarışmaları , şiir yarışmaları düzenlenir. Hatta daha da öte bu etkinlikler çerçevesinde havai fişek gösterileri bile icra edilir. Tüm bu etkinlikler, bu haftanın dolu dolu geçmesi içindir. Böylece biz müminler bu hafta içerisinde doğrudan Hz Muhammed’in adını zikretmesek de Kutlu doğum etkinlikleri adı altında dolaylı bir şekilde zikretmiş ve kendimize göre Onunla dilimiz arasında bir bağ kurmuş olur ve Onu da anmış oluyoruz. Gerçekten bizim Onu bu şekilde anmamızın, Onun gerçek kişiliğini tanımamız ve anlamamız noktasında katkısı ne olur? Onun anladıklarıyla bizim anladıklarımız, Onun hissettikleri ile bizim hissettiklerimiz örtüşebilir mi?  Mesela sadece “ anma” noktasından konuya yaklaştığımızda Onunla Kur’an arasında bir bağ kurabilir miyiz? Şunu diyebilir miyiz? Furkan suresi 30.  ayette ortaya konulan “Ey rabbim! Kavmim bu Kuranı büsbütün terk ettiler” şikayeti karşısında Onun sadece adını anmak yeterli olabilir mi? Yoksa şunu sormamız gerekmez mi? Bu ayet kendisine vahyedilince Allah’ın Resulü neler hissetti ? Acaba bu ayeti nasıl anladı? Ümmetiyle ilgili, zihninden hangi düşünceler geçti?              Yine aynı şekilde Zekeriya Aleyhisselam’ın dilinden kendisine vahyedilen “Rabbim! Bana tarafından hayırlı bir nesil bağışla. Şüphesiz Sen duayı hakkıyla işitensin.”( Al-i İmran 38 ) ayetini vahiy katibine yazdırırken yüreğini hangi duygular meşgul ediyordu? Acaba yüreğinden “Rabbim! Bende aynı şeyleri istiyorum” şeklinde bir duygu geçirdi mi? Onu anlama noktasında sorularımıza devam edebiliriz. Ebu Leheb, Ebu Cehil, Ümeyye bin Halef, Velid bin Muğire neden Ondan, öldüresiye nefret ettiler? Ya da neden Resulullah bu şahsiyetlerle çetin bir mücadeleye girişti. Dünyaya teşrifiyle insanlığın gidişatını değiştiren Rahmet Peygamberinin yüzeysel bir anma yerine  tüm derinliğiyle anlaşılması gerekmektedir. Evet.. Yılda iki defa doğumunu andığımız bu Aziz şahsiyeti, Kisra’nın yıkılan saraylarının direklerinden aşırıp, günümüze getirebilmek için zorlanıyoruz.Bilemiyorum, belki de getirmek istemiyoruz. Oysa dolu dolu geçmiş altmış üç yıllık bir ömrün sonundan da tanımaya başlamış olsak, Onun duygu ve düşünce dünyasını, o üstün kişiliğini bir parça da olsa kendi kişilik dünyamıza aktarabiliriz. İşte o zaman anmanın yüzeyselliğinden uzaklaşıp, anlamanın kazandırdığı “ güzel örnekliğini” yakalamış ve insanlığa sunmuş oluruz.