Merkez Bankası ve Para Politikası Kurulu'nun yoğun baskı ve telkinlere rağmen faiz oranlarında artış yapmadığını belirten Grup Başkanvekili Canikli, "Federal Reserv'in 25 baz puanlık faiz artışından sonra bizde de Merkez Bankasının en az aynı oranda faiz yükseltmesi gerektiği söylendi. Merkez Bankası algı operasyonundan etkilenmedi, oyuna gelmedi. Karar Türkiye'nin menfaatine olmuştur. Faiz artırımı için bir neden yoktur. Yüksek Faiz ekonomi için bir yüktür. Üretimin önünde engeldir. Ülke kaynaklarının yurtdışına aktarılmasının bir yoludur. Görece yüksek faiz ödememizin nedeni finansman açığımız. Döviz giderlerimiz döviz gelirlerimizin üzerinde. 40-45 milyar dolar fazlalık var. Buna cari açık diyoruz. Türkiye ekonomisi her yıl cari açık kadar finansman ihtiyacını bulmak zorunda. Yani her yıl 40-45 milyar dolar. Nereden bulacağız bu kadar parayı? Tabii ki yurtdışından. Ya portföy yatırımı yani sıcak para ya da doğrudan yatırım olarak gelecek. Döviz ihtiyacımız yani cari açığımız arttıkça daha yüksek faiz ödememiz kaçınılmaz. Dış finansman ihtiyacımız yani cari açığımız azaldığında ödeyeceğimiz bedelin yani faizin de azalması gerekir. Ağustos ayından beri cari açık ciddi biçimde azalıyor. Ağustos ve Eylül aylarında mütevazi rakamlar da olsa cari fazlamız var. Ekim ve Kasım aylarında cari açığımız sıfıra yakın rakamlarda gerçekleşecek. Ekonomimizin yumuşak karnı olan cari açıkta bu olumlu gelişmeler yaşanırken Merkez Bankası'nın faiz artırmasını beklemek akılcı değildir. FED'in faiz artırımını gerekçe göstermek, faiz artış beklentilerini haklı kılmaz. MB faiz artırmış olsaydı TL değer kazanabilirdi. Bu ise ithalatın tahrik edilmesi ve cari açığın kamçılanması anlamına gelirdi. Sözün özü MB faiz artırmayarak doğrusunu yapmıştır" dedi.