Batı için önemli olan kendi menfaatleridir

Saadet Partisi olarak, en başından beri Türkiye’nin dış politika yaklaşımının top yekûn yeni bir anlayış ile ele alınması gerektiğini söyleyen Ömer Öztürk, İslam ülkeleri başta olmak üzere komşu ülkelerle ilişkilerin düşmanlık değil, karşılıklı menfaat ilişkisine göre yeniden inşa edilmesini savunduklarını belirterek; "Özellikle ABD, AB ve NATO gibi sözde müttefiklerimiz darbe gecesi ve sonrasında takındıkları tutum Saadet Partisi olarak bizi haklı çıkarmıştır. Çünkü bir kez daha görülmüştür ki, Batı için asıl olan demokrasi, insan hakları ve özgürlükler değil, sadece ve sadece kendi menfaatleridir. Eğer menfaatleri gerektiriyorsa darbeye destek vermekten asla çekinmezler. Bu gerçekler ışığında, 15 Temmuz tarihi, dost ve müttefik tanımının yeniden gözden geçirilmesi ve dış politikada D-8 oluşumu, Şangay 5’lisi gibi alternatif dengelerin geliştirilmesi için yeni bir başlangıç olmalıdır. Ancak dış politikada içine düştüğümüz açmaz, Türkiye’yi, ‘Denize düşen yılana sarılır’  yanlışına da sürüklememelidir" dedi. Türkiye’nin maalesef, yıllardır hem içeride hem de dışarıda atılan yanlış adımlar nedeniyle adeta denize düştüğünü söyleyen Öztürk, bu yüzden çok büyük savrulmalar yaşadıklarını belirterek; "Adeta rotasını kaybetmiş gemi gibi nereye gideceğimizi bilmez halde bocalayıp durmaktayız. Bunun için çatışmanın değil, diyalogun hâkim olduğu bir başlangıç için her türlü ittifakla temas halinde olmalıyız. Bölgesel barış için her türlü görüşme ve müzakereyi esas almalıyız. Ancak, ne Türkiye, ne de 2 milyar İslam Âlemi küresel güçlerin oyuncağı olmaya mecbur değildir. Kalıcı çözümün adresi ne Brüksel, ne Washington, ne de Moskova’dır. Suriye başta olmak üzere İslam dünyasının meseleleri, ABD’nin, Rusya’nın, Avrupa’nın değil, Türkiye’nin, İran’ın, Mısır’ın, Suudi Arabistan’ın, öncülüğünde çözülmelidir. Çareyi, çözümü bundan önce Amerika’da aramak ne kadar yanlışsa, bugün aynı çareyi Şangay 5’lisinden ummak da o kadar yanlıştır" diye konuştu.