KÖTÜLÜK HİÇ KİMSEYE BİRŞEY KAZANDIRMAZ
Bulancak’ta Samancı Muzaffer abi’nin yanında çalışan Engin Üstün dostluk üzerine yazdığım yazıyı beğendiğini, bu kezde düşmanlık üzerine bir yazı yazar mısın dedi. Bende bugün ‘’Düşmanlık’’ üzerine bir makale yazmayı denedim. Umarım beğenirsiniz.
İnsanlar arasındaki
huzursuzlukların, kargaşaların, kavgaların hatta savaşların nedenini
araştırdığımızda ortak bir noktada birleştiklerini görürüz. Çeşitli sebeplerle
ortaya çıkan kin ile beraber oluşan düşmanlık… Değer mi iki günlük dünyada…
Birbirine düşmanlık besleyen, kin güden,
haset içerisinde olan bireylerin oluşturduğu bir toplumda huzurdan bahsetmek
elbette ki mümkün değildir. Herkesin kendi çıkarını korumaya çalıştığı, kişisel
haklarından vazgeçmediği bir ortamda kin güdülmesi ve düşmanlıkların olması son
derece olağandır.
Toplumda öyle insanlar var ki ayağı yere basmayan, kibirli,makam sevdalısı,Allah’ın selamını bile insanlardan esirgeyen tipler.Kendileri ile barışık değiller.Herşeyi onlar bilirler,karşısındaki insana saygıları yoktur.Bol bol eleştirirler.Ama aynaya bakmaktan çekinirler.Her zaman öfkelidirler.Şunu unutmamak gerek,’’Dün neydim,bugün ne oldum,yarın ne olacağım’’
Güzel söz söylemek, öfkeyi
tutup yenmek, kişisel haklardan karşılıksız feragat etmek, her zaman tevazulu
olmak bunlardan birkaçıdır.
Öfkelendiği anda bunu dışı vurmak yerine, yenen, kendi hakkını koruma
iddiasında olmayan, tevazulu davranan, üstelik tam tersi bir davranış içine
girerek karşı tarafın isteklerinin yerine gelmesini sağlayan bir tavır
karşısında düşmanlık beslemek elbette ki mümkün değildir. Böyle bir ahlak hem
kişinin kendisi hem de diğer kimseler için büyük bir rahatlık olacaktır.
Bir insanın içinde yaşattığı kötülükler öncelikle kendine zarar verir. Örneğin
duyduğu kıskançlık hissi, husumet, öfkeli davranmak ve kin gütmek söz konusu
kişinin, ruhunda büyük bir huzursuzluk ve sıkıntı yaşamasına sebep olur.
Kafasını bu gibi düşüncelerin rahatsız ettiği bir kişinin rahat ve huzurlu
olması mümkün değildir.
Allah her insana doğruyu yanlıştan ayırt
edebilmesi için vicdan vermiştir. Vicdanlarını gereği gibi kullanan ve
Allah'tan korkarak hareket eden kimseler önlerine çıkan her türlü sorunu
kolaylıkla aşarlar. Şeytanın kandırmacalarına kolayca kapılmadıkları için
Allah'ın hoşnut olacağı davranışlarda bulunurlar.
Başta da belirttiğim gibi,
herhangi bir kötülük karşısında hemen kalpte kin beslemek ve o kişiyi
cezalandırmak kolay olan yolu seçmektir. Oysa olması gereken; nefsini ıslah
ederek, karşısındaki kişiye iyiliği emredip kötülükten men ettikten sonra
bağışlama yoluna gitmektir.