...merkezi vaaz ve ezanda geriye dönüşün olmayacağının altını çizerek, Merkezi vaazın ve ezanın din görevlilerini tembelliğe sevk ettiğini söyledi.
Merkezi Vaaz ve ezanın din görevlileri üzerine rehavet çöktürerek tembelliğe sevk ettiğini belirten Vali Şahin, din görevlilerinin diyanet başta olmak üzere çeşitli yayınlarını okuyarak vaaz konusunda kendilerini geliştirebileceğini, okuduklarını cemaatle paylaşarak hem kendisinin hem de cemaatin öğrenebileceğini kaydetti. ‘Merkezi vaaz da kesinlikle geriye dönüşü olmayacak’ diyen Vali Şahin, “En güzel öğrenmek öğretmektir. Bir din görevlisinin ezanla camiye girmesi ve hemen akabinde çıkması doğru değildir. Bir din görevlisinin görevi caminin duvarları içerisinde ihata duvarları ile sınırlı değildir. Önemli olan din görevlisinin görevi ihata duvarlarının dışına taşırmasıdır. Halkla olan münasebetidir. Halkın bilinçlendirilmesidir. Diyanetin bir sürü emirleri vardır. Her öğle namazının arkasından ne olacak, öncesinde ne yapılacak. İkindi de ne yapılacak. İkindi namazının öncesinde, sonrasında, akşamın öncesinde sonrasında hangi sure okunacak, hangi fıkhi konular okunacak. Yatsı namazında ne yapılacak. Hepsi belirtilmiştir. Fakat uygulamaya gelince maalesef Türkiye’ de bunları uygulayan çok az cami vardır. Belki bir ilde 10-15 cami ya uygular ya uygulamaz. Bu emirler yerine getirilmesi gerekir. Merkezi sistem vaaz bu tembelliğe tembellik katıyor. Din görevlilerinin üzerine adeta rehavet çöktürüyor. Bu nedenlerden dolayı kaldırdık. Ama merkezi sistemle ezanın tam olarak kaldırılması mümkün görünmüyor. Çünkü her yerde camii yok, bazı yerlerde hoparlörler var, o hoparlörler bazı yerlerde imam izine ayrıldığında o camiden ezan okunması gereklidir. İmam izine ayrıldı diye caminin kapısına kilit vurulacak değildir. Tabi merkezi sistem açılarak o cami de ezan okunması sağlanmış oluyor. Merkezi sistemden vaaz kesin olarak kaldırılmıştır. Ezan ise ihtiyaç halinde okunmaktadır” şeklinde konuştu.