A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined offset: 0

Filename: controllers/Amp.php

Line Number: 37

Backtrace:

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/controllers/Amp.php
Satır: 37
Fonksiyon: _error_handler

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/index.php
Satır: 334
Fonksiyon: require_once

MİLLETİMİZİN GELECEĞİ GENÇLER

MİLLETİMİZİN GELECEĞİ GENÇLER

                    Daha Yedi sekiz yaşlarındaydım. Köyümüze, cumhuriyetin ilk yıllarında yaşanan mübadele neticesinde Yunanistan’a göçmüş, yaşlı başlı beş altı kişi gelmişti. Büyüklerimiz onlar için “ Yunandan beş altı gavur gelmiş. Yaşlı başlı adamlar. Yedi sekiz yaşlarında iken buralardan ayrılmışlar. Çocukken yaşadıkları yerleri merak etmişler. Bu yüzden taa Beyalan yaylasında oynadıkları taşları kayaları görmek için yaylalara çıkmışlar” diye aralarında konuşurlarken ilgimi çekmişti. Çocuksu anlayışımla yaşlı başlı adamların çocukken oynayıp eğlendikleri yerleri görmek için Yunanistan’dan gelip yaylara çıkmalarına anlam verememiştim.                   Yıllar sonra anladım ki vatan sevgisinin temelini, o topraklar üzerinde yaşanan çocukluk anılarının ve hatıralarının varlığı oluşturuyormuş… Gün oluyor bu anılar ve hatıralar yıllar sonra seni o coğrafyaya bağlayan en güçlü bağlar oluyor.  Oralardan  kopman ne mümkün. Bir şekilde kopar veya koparılırsan da ölünceye kadar, gelecekte vatan sevgisine dönüşecek olan, yüreğine gömdüğün o anılarınla yaşıyorsun. Hatta daha da ileri gidip, eğer uzaklarda isen öldükten sonra, o toprakların bağrında yer edinebilmek için iç geçiriyorsun.                    Günümüz çocuklarını merak etmişimdir. Onların bu topraklarla temasını, bu topraklara serpiştirdikleri, gelecekte yüreklerinde vatan sevgisine dönüşebilecek ne kadar anılarının, hatıralarının olduğunu…                     Acaba bu çocuklarımızın kırlarda bayırlarda hangi anıları saklanıyor? Dağlarında taşlarında hangi anıları gizleniyor? “ Memleketimin çiçekleri böcekleri” diyebilecekleri neleri olacak?                    Biliyor musunuz sanki bir irade bizim bu duyguları  yaşamamıza engel oluyor. Çocuklarımızı daha ayaklarının üzerine basar basmaz dört duvar arasına mahkum ediyor… Gençlerimizin önüne elindeki telefonun ekranı genişliğinde ya da bilemedin bir bilgisayar ekranı büyüklüğünde bir pencere açıyor. “ Hadi çocuğum… Sen gel bu pencereden şu alemleri seyret. Boş ver gerçek alemleri.  Oralarla ilgilenen başka birileri çıkar…” diyor.  Çok erken yaşlarda bizi o sanal alemin karanlık ve köksüz dehlizlerine mahkum ediyor.                 Sahi siz hiç çoktan beridir mahallenizde, sokak  aralarında, mahallenizin boş arsalarında oyun oynayan çocukların seslerini duydunuz mu?  Ya da bu çocuklar için “ Hadi çekilin oradan. Gidin biraz da başka yerlerde oynayın denildiğini duydunuz mu? Ben çoktan beridir böyle bir ses duyamadım.                Keşke bu çocuklarımızı dört duvar aralarına hapsetmesek. Sanal pencerelere bağımlı kılmasak…  Bıraksak onları da tozlu topraklı  alanlarda koşuşturup dursalar. Çiçeklerle böceklerle konuşlar.Derelerinde çoraklara batsalar, sulara gömülseler.. . Dağlarında  yankılanan kendi sesleri ile karşılıklı konuşsalar. Esen sert sonbahar rüzgarlarını arkalarına alıp uçmaya kalkışsalar… Toprağa kendi elleri ile tohum ekip akşam sabah bir an önce büyümesini bekleseler…  Toprağın gerçekten ne kadar sadık bir dost olduğunu kendi gözlemleri ile fark etseler…  Hayvanlarla oynaşıp, kuşların şarkılarına eşlik etmeye çalışsalar.. .                İşte yüreklerde  bu duygular oluşamazsa daha başka duygular oluşacak..  Belki de diyecekler ki; “Vatan mı?Aman kim severse sevsin…”               Bu gün 19 Mayıs… Aziz milletimizin geleceği olan gençleri anarken zihnimde oluşan düşünceler. Sizlerle paylaşmak istedim.