SİYASETİN MUTLULUK OYUNU

Sadece gelecekteki mutluluğu düşündükçe mutlu oluruz. İşte bu söz Giresun’u anlatıyor. Geleceğin hep güzel olması umudu.  Fakat burada ne dilediğine dikkat et. Ona sahip olacağından değil ona sahip olsan da yaranamayacağından. Her değişimde bir umut doğar ve son şans deriz o an… Yine oldu. Sanki birden herkesin yüzü güldü. Herkes mutluluk saçıyor ya etrafa. Bütün kamu bir günde değişti. Sihirli bir değnek mi değdi? Oyun oynuyor herkes oysa. Mutluluk oyunu bunun adı. Güneş açtı birden memlekette. Herkese çalışma hevesi geldi mi? Birden hizmet aşkı doldu mu içlerine? Kurtlar  pusuda, aldı gardını yine. Tekrar tekrar aynı kısırdöngüyü oluşturmuş tarih tekerrür mü ediyor yine? Giden ağam gelen paşam ya. Şirin görün. Ah en büyük Giresun aşığı yine onlar oldu ya, yeniden. Resmen artık bulantı içindeyim. Midyem bulanıyor bu kokuşmuşluktan. Onlarda haksızlığa uğramış mazlum oldular ya. Uyan gözlerim gafletten, uyan.  Bunlar yediler, içtiler de yıllar yılı doymadılar. Çalışmadılar, çalışmadılar da yan gelip yattılar. Hep destek istediler ama  aldılar da ne yaptılar? Değişti kaç yılda bu kadar mülki amir. Hiç bir şey yapmasalar da, her gelenden aldılar. Aldılar aldılar… Birlik beraberlik içinde olamadılar… Yediler içtiler de her yerini kuruttular bu ilin Sivil toplum örgütleri ya kim kötü olmak ister? Bu ilin iliğini kurutan siyasetçileri ile de hep bir oldular. Devletin kutsallığını hiçe saydılar. Kutsal olan devletin makamının içtiği çayına, kahvesine dahi karıştılar. Şimdi yine en büyük devletçi onlar oldular. Neden unutmaz ki bu şehirden gidenleri bu ili hep hatırlar? Neden? Geleceğe hep umutla bakan hevesleri  kırdılar… Giresun ne saçlar ağartı… Geldi de, geçti… Kimse diyemez ki, yanlış bir yoldan gittin. Kimse diyemez ki,  doğrunun yanında olmadın. Ben devletin yanında oldum ve olacağım. Kimseye de devlete laf ettirmem… Önce mülkiye sonra Türkiye.