A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined offset: 0

Filename: controllers/Amp.php

Line Number: 37

Backtrace:

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/controllers/Amp.php
Satır: 37
Fonksiyon: _error_handler

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/index.php
Satır: 334
Fonksiyon: require_once

UMRE ZİYARETİM

UMRE ZİYARETİM

Aziz okuyucularım. Umreye gitmem nedeniyle yazılarıma ara vermiştim. Cenab-ı Hakka binlerse hamdı senalar olsun ki, o mukaddes beldeleri ve makamları ziyaret etme imkânı bulduk. Bu yazımı da o nurlu belde ve mekânlarla ilgili yazmak istiyorum. Mekke: Yüce Mevlamız’ın Kur’an-ı Keriminde şehirlerin anası olarak taltif ettiği, ilk vahyin nazil olduğu, oraya girenlerin esenlik ve güvenlik içinde olduğu bir tevhit şehridir. Hz. İbrahim ve oğlu Hz.İsmail ile birlikte temellerini yükselttiği, insanları hacca çağırdıkları Allah’ın evi Kâbe’nin etrafında kuruldu. Asrısaadetten günümüze, asırlardan beri insanların kıblesi olan her gün yüz milyonlarca Müslüman’ın günde beş kere yöneldiği ve İslam’ı kardeşce yaşayanın halini burada her daim görmek mümkün. Burası Allah’ın mübarek evini barındırıyor ve bu şehre gelenler Allah’ın misafiridirler. İslamiyet’in en kutsal mekanı olan Kabe Muazzama, Hacerul es’at,Mültezem, Kâbe kapısı, kâbe örtüsü, makam-ı İbrahim, Hicri İsmail (Haatim), Ruknü ırak, Altın oluk, Ruknü şam,ruknü yemen, şazırvan ve ruknü hacerul Es’at kısımlarından ibarettir. Hacerul Esvet (yani Es’at), aynı zamanda tavaf ibadetinin başladığı noktadır. Gümüş bir muhafaza içerisinde duran Hacerul Esvedi öpmek ya da hizasından geçerken el ile selamlamak Peygamber Efendimizin sünnetindendir. Mültezem: Hacerul Esvet ile Kâbe kapısı arasında bulunan duvarın adıdır. Burası insanların Kâbe’nin duvarına ve örtüsüne sarılıp, içtenlikle yüce Allah’a dua ederek, bağışlanma diledikleri yerdir. Yukarıda isimlerini söylediğim mekânlar Beytullah’ın etrafıdır. Her birerleri af dileme ve bağışlanma yerleridir. Sefa ile Merve tepesi ise, Hac ve Umre ibadeti için Mekke ye gelenlerin Kabe’yi tavafının ardından say ibadeti için mescidi haram içinde yer alan sefa tepesine yönelirler. Sefadan başlayarak Merve tepesinde son bulan ve toplam yedi defa gidiş-gelişten oluşan say, Hz. İsmail Peygamber’in annesi Hacer validemizin su bulma çabasından bir hatırasıdır. Bu su da, milyonlarca Müslüman’ı sulamakta ve herkes tarafından bilinen bu su “zemzem” suyudur. Medine’ye gelenler Resulüllah’ın misafiridirler. Sevgili Peygamberimiz buyuruyorlar ki; “Kim kabrimin başında bana selatü selam getirirse ben onu aracısız olarak işitirim. Her kim de benden uzakta bana selatü selam getirirse melekler onu bana ulaştırır.” Mescidi Nebevi: Mescidi Haram’ın ardından yeryüzündeki mescitlerin en hayırlısıdır. Bu mescit’in temelinde Resulüllah’ın ensar ve muhacirinin emek ve alın terleri bulunmaktadır. İnşasını bizzat Peygamberimiz idare etmiş. Bizzat bir işçi gibi çalışmış, bu çalışma esnasında da: “Allah’ım ahiret hayatından başka hayat yoktur. Ensar ve muhacirlerini mağfiret et” diye dua etmişlerdir. Mescit-i nebevi çok sade idi. Müslümanların sayısının artmasıyla mescidi nebevi de genişletme yapılması gerekti. Osmanlı imparatorluğu döneminde de Medineyi Münevvereye ve Mescit-i Nebeviyyeye büyük bir ihtimam gösterilirdi. Bakımı, onarımı ve ihtiyaçları eksiksiz yerine getirildi. Ravza-i Mutahhara: Mescit-i Nebevi’nin içinde ravza’nın yeri farklıdır. Burası Peygamberimizin namaz kıldırdığı yerdir. Ravza; Mescit-i Nebevinin içinde Resulüllah’ın kabri saadetleri ile mimberi şerif arasında kalan kısımdır. Bu alan on metre genişliğinde ve yirmi metre uzunluğunda ikiyüz metre karelik bir bölümdür. Peygamberimiz Ravza hakkında “Evimle minberim arası cennet bahçesinden bir bahçedir” buyurmuşlardır. Hücre-i saadet: Ravza-i mutahharanın bitişiğinde babusselam kapısının yanında Allah Resulü (s.a.v) ve ailesinin yaşaması için iki bölümden oluşan bir ev yapıldı. Toplam dokuz bölümden oluşan bu mekânda Allah’ın Resulü yaşadı. Efendimiz (s.a.v),hanımı ve mü’minlerin annesi Hz. Aişe (r.a) hücresinde vefat etti ve Hz. Aişe (r.a’ün hücresine defnedildi. Resulüllah (s.a.v)’in ardından Hz. Ebu Bekir (r.a) ve Hz. Ömer (r.a) da hücre-i saadete yani Allah’ın Resulünün yanına defnedildiler. Resulümüzün oğlu İbrahim ve Hz. Osman (r.a), Ecvacı tahiratı, birçok sahabi ve ayrıca uhut şehitleri Cennetül Bâki’de bulunmaktadır. Şefaatlerine Cenab-ı hak cümlemizi nail eyleyip, kulluğuna bizleri kabul eylesin. (İnşaallah) Bu ziyaretimizde bizlere eşlik eden tüm hocalarımıza, ziyaretimize manevi havayı estiren, dualarıyla bizleri mest eden Kadem KÜÇÜKAYDIN hoca efendiye, hizmet turizm ve yetkililerine sonsuz teşekkürlerimi arz ederim.