A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined offset: 0

Filename: controllers/Amp.php

Line Number: 37

Backtrace:

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/application/controllers/Amp.php
Satır: 37
Fonksiyon: _error_handler

Dosya: /home/admin/web/yildizhaber.com.tr/public_html/index.php
Satır: 334
Fonksiyon: require_once

YÜREKTEN SÖYLENMEYEN,...

YÜREKTEN SÖYLENMEYEN,...

YÜREKTEN  SÖYLENMEYEN SÖZLERİN ALLAH  KATINDAKİ  DEĞERİ Yahudilikteki on emirden birisi  de “Allahın adını boş yere anmayacaksın” dır. “Acaba Allah (C.C) Kuran’da da aynı hususa dikkat çekmiş midir?” diye baktığımızda, aynı gerçek orada da karşımıza çıkmaktadır.  Kıldığı namazdan gafil olanlar… Namaz kıldığı halde Allahın razı ve hoşnut olmadığı davranışlardan uzaklaşamayanlar… Ya da diğer bir ifade ile insanı kötülükten alıkoymayan bir namaz… Yani Allah’ı anış..  Yine sarhoşluk üzerinden yapılan bir uyarı… “Ne dediğini bilinceye kadar namaza yaklaşma.” Yani namazda söylediklerinin altını çizerek söyle, yüreğinle destekle… Dikkatimizi  çekmesi  gereken bir başka ifade… Dilimizin alışkanlığı gereği, yani yürekten, bilinçli söylenmeyen yemini Allah’ın önemsemediğine,  o söze yemin muamelesi yapmadığına dair ifadeler.(5/89) Bu hususu şunun için anlatıyorum. Bu gün içinde yaşamış olduğumuz toplum içinde sayıları azımsanmayacak kadar çok olan biz, namaz kılan insanların, acaba ne kadarı Rabbiyle muhabbet içinde olmanın güven dolu, güzellik dolu kişiliğini yansıtabiliyor? Yine kaç kişimiz için “ Şu insan beş vakit namazını kıldığı için güvenilir bir insandır… Bu kişinin verdiği söz Allah tarafından şahitlidir... İşte bu, Rabbiyle muhabbet içinde olan bir kişi… Asla elinden ve dilinden şüphelenmeyeceğin bir şahsiyettir.” dedirte biliyoruz? Oysa bizler, namazda Fatiha suresini okurken “Rabbim beni doğru yoluna ilet” dediğimizde, Enam suresinin 151,152 ve 153 ayetlerinin sıraladığı o doğru yolun işaretleri zihnimizde ve yüreğimizde sıralanmazsa yürümek  istediğimiz yolu netleştirmede sıkıntı yaşayabiliriz. Yine namazda, Fatiha süresinde dile getirdiğimiz “Rabbim bizi nimet verdiğin kullarının yoluna ilet” dediğimizde, Nisa suresi 69. ayette gitmek istediğimiz yolun yolcuları olarak sıralanan Peygamberler, Sıdıklar, Şehitler ve Salihlerin yoluna yönelemezsek önümüze çıkan eşintileri bile doğru yol zannedebiliriz. İşte takip edilmesi gereken gerçek yol, tarih boyu Kur’an’ın belirttiği bu aziz yolcuların üzerinde yürüdükleri yol olmuştur. Ve bu yolun yolcuları, bu Aziz insanlar bile hep delalete düşmekten, yani doğru yoldan bir zerre de olsa sapmaktan korkmuş ve Allah’tan devamlı doğru yol üzere kalmayı istemişlerdir. Eğer bizler namazı, birtakım kelimeleri muntazam bir şekilde telaffuz etmekten ibaret değil de, aklımızın ve kalbimizin tüm içtenliğiyle katıldığı, O’nun hoşnutluk ve muhabbetini elde edebilme vesilesi olarak görebilirsek… Yine  duygularımızın, düşüncelerimizin ve davranışlarımızın “ Mükemmel İnsan” olabilme noktasında en temel aracı olarak görebilirsek… İşte o zaman gafil olmadığımız bir namaz, bizleri kötülüklerden alıkoyan ve bize bir duruş, bir istikamet gösteren, dosdoğru bir ibadet yapmış oluruz. Yoksa Meryem suresinin 59. Ayetinde dile getirilen şu ilahi hakikatin muhatabı olabiliriz. “Onlardan sonra namazı zayi eden, şehvet ve dünyevi tutkularının peşine düşen bir nesil geldi. Onlar bu tutumlarından dolayı büyük bir azaba çarptırılacaklardır.”