Dinimiz, kurulan aile ocağının korunmasına, iffet ve namusun lekelenmemesine büyük bir ehemmiyet vermiştir. Gelmesi ihtimali bulunan zararlara karşı Müslümanları uyarmış ve zina suçunu büyük günahlardan saymıştır. “Ben Müslümanım”diyen her fert zinadan ve bu çirkin işe yaklaştıracak sebeplerden uzak durmak mecburiyetindedir.
Bu fenalığa yol açan amillerin başında el ve ayak, dil, göz ve kulak gelmektedir. Bu sebeple her Müslüman gözünü, elini, dilini ve kulağını korumakla mükelleftir. Göz, zinanın postacısı, el ve ayak en seri vasıtası, kulak ve dil sinsi teşvikçileridir. Cenab-ı Hak gözlerimizi haramdan korumak için üzerlerine perdeler takmıştır. Gelme ihtimali bulunan zararlara karşı bu perdeleri indirmek, insanı zinadan ve onun sebep olacağı ahiret azabından korur. Bu hususta bizleri uyaran Rabbimiz “Mü’min erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar” buyurmaktadır.
Harama bakmak, iblisin zehirli oklarından bir oktur. Bu oka kendini hedef yapmak istemeyen kadın ve erkek her Müslüman, gözlerini haramdan korumak mecburiyetindedir. Bir erkeğin kadına manalı bir şekilde bakması, kadının da erkeğe bakması gözlerin zinasıdır.
Bir erkeğin yabancı bir kadına şehvetle elini dokundurması elin zinasıdır. Bunun için biz ümmetlerini uyaran Rasul-i Zîşân Efendimiz mealen : “Birinizin başına demirden bir iğne batması, kendisine helal olmayan bir kadına el sürmesinden hayırlıdır.” buyurmaktadır.
Gerek konuşanın gerekse dinleyenin şehvani hislerini kamçılayan sözler söylenmesi dilin zinasıdır. Dinimiz bu yolla gelecek zararları önlemek için, kadınların yüksek sesle Kuran-ı Kerim okumalarını bile yasaklamıştır. Bir kadının kadınlık vakarı ile bağdaşmayacak tarzda yürümesi, bir erkeğin de şehvani arzularını tahrik edecek yerlerde gezip dolaşması, ayakların zinasıdır.
Değeri okurlarım!
Zinanın pek çok zararı vardır. Bunların başında imana yaptığı tahribat gelmektedir. Rasülüllah Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde; “Kim zina ederse ondan iman çıkar (ve kararsız bir hal alır) Eğer tövbe ile dönüş yaparsa Allah tevbesini kabul eder.” Buyurmaktadır. Bu manayı teyit ve tafsil eden diğer bir hadis-i şerifte ise “Bir kişi zina ettiği zaman ondan iman (nuru ayrılıp) çıkar, sanki bir gölge gibi (başının )üzerinde durur. Ondan ayrıldığı zaman geri döner.” buyurulmaktadır.
Zina suçunun diğer bir zararı da, günahların affına engel teşkil etmesidir. Rasülü Ekrem Efendimiz bu yöndeki tehlikeyi hatırlatarak; “Allah, yarattığı (kulları)na (manen) yaklaşırda mağfiret dileğinde bulunanı mağfiret eder. Ancak tenasül uzvu ile azgınlık (ve zina) yapan ve birde (zulümle halkın mallarından) hak alan kimse müstesna.”buyurmaktadır.
Zina adı verilen hayâsızlığın diğer bir zararı da fakr-u zarurete sebep olmasıdır. Bunu ihtar eden bir hadisi şerifte “Zina (nesillere) fakr (u-zaruret)i miras bırakır.” Buyurulmaktadır.
Dünyadaki diğer bir zararı ise; bir milletin arasında zinanın yaygın hale gelmesi ile İlahi cezaların, semavî ve küre-i arz yolu ile gelen umumi felaketlere sebep olmasıdır.
Yazımı ırzını zinadan koruyan, iffetine leke düşürmekten sakınan ve Dini vazifelerini zamanında ve eksiksiz olarak ifa eden Müslümanları cennet ile müjdeleyen hadis-i şerifler ile bitirmek istiyorum.
“Allah, kimin iki çene kemiğinin arasını (kem söz ve haram lokmadan), iki bacağının arasını (ırzını zinadan ) korursa cennete girer.”
“Kadın, beş vakit (namaz)ını kılarsa, ırzını korursa, kocasına da itaat ederse, cennetin kapılarından hangisinden dilerse girecektir.”
“Siz iffetli olunuz ki, kadınlarınızda (zinadan sakınsınlar ve) iffetli olsunlar. Siz babalarınıza iyi davranınız ki, evladınız da size iyi davransın.”