Bulancak'ta Cami ve Din Görevlileri haftası kutlanmaya başladı

2016 Yılı Camiler ve Din Görevlileri Haftası münasebetiyle Bulancak'ta yapılacak etkinlikler ile ilgili ilçe Müftüsü Bahtiyar Taranoğlu, gazetemize bazı açıklamalarda bulundu.

Müftü Taranoğlu, "Yüce dinimiz İslam’ın temel kurumlarından biri olan CAMİ İslam düşüncesinin gelişmesinde, dinin yayılmasında ve gelişmesinde son derece önemli rol oynamıştır" dedi.Caminin  İslam’ın en büyük sembollerinden biri olduğuna değinen Taranoğlu, "Bir beldenin Müslüman cemiyeti olduğu, hemen orada yükselmiş olan camilerden ve minarelerden anlaşılır. Camiler, şehirlerde ve beldelerde İslamiyet’in açık mührüdür. Diyanet İşleri Başkanlığınca 1-7 Ekim tarihleri arası tüm dünyada 'Camiler ve Din Görevlileri Haftası' olarak kararlaştırılmıştır. Bu çerçevede camilerimizi, mescitlerimizi ve cami merkezli hayat yaşantımızı gözden geçirip, gerekli çalışmaları ve yapılması gerekenleri değerlendiriyoruz. Camilere gereken önemin verilebilmesini temin için yeni seferberliklere ihtiyaç duyulduğunu 1-7 ekim 2016 tarihleri arasında Bulancak İlçemiz ’de de çeşitli çalışmalar yaparak gündemi yaşıyoruz. 17 değişik etkinlik gerçekleştirerek,cami ve görevlilerimiz hususunda bir kez daha farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. Hz. Peygamber (s.a.s), erkeklerden ilk Müslüman olan Hz. Ali (r.a) ve diğer arkadaşları ile Mekke'nin dar sokaklarında, gizlice namaz kılıyorlardı. Hz. Peygamber genellikle namazlarını, Kâbe civarında veya kendi evinde tek başına kılardı. Bununla birlikte Müslümanlar, cemaat halinde namaz kılabilmek için bir evde toplandıkları da olurdu. Bu ev, çoğu zaman ashabdan Erkam'ın evi oluyordu. Hz. Ömer (r.a), İslâmiyet’i kabul ettikten sonra, müminlerin rahatsız edilmeden Kabe'nin yanında namaz kılmalarını temin etmişti. Burada cami olmadığında ne kadar zorluk çekildiğini görüyoruz. Hz. Muhammed (s.a.s.), Medine'ye hicret edince Küba'da birkaç hafta geçirdi ve burada bir mescit inşasına başladı. Bu hususta şu ayet-i kerime nazil oldu; 'İlk gününden beri Allah'a karşı gelmekten sakınmak için kurulan mescitte bulunman daha uygundur' (et-Tevbe, 9/108). İşte bu mescit, İslâm âleminde yapılan ilk mescittir. İkinci mescit ise, Hz. Peygamber (s.a.s.)'in, Medine'ye vardıktan sonra yaptığı mescittir. Bu ilk mescitlerden sonra, İslâm âleminde mescitler çığ gibi çoğaldı. Müslümanlar kurdukları bütün köy ve kasabalarda, fethettikleri her yerleşim merkezinde bir veya birden fazla mescit yapmayı prensip haline getirdi.Camiler, başlangıçta ibadet yeri, ilim müessesesi, kaza dairesi (mahkeme), ordu karargâhı, elçilerin kabul edildiği bir makam ve hatta gerektiğinde hapishane olarak kullanılmıştır. Mescitler son zamanlara kadar, ibadet yeri olarak görev yapmanın yanı sıra, eğitim-öğretim faaliyetlerinin de icra edildiği bir yer olmuştur. Bu vesileyle Camiler ve Din Görevlileri haftasının tüm mü’minler için hayır getirmesini ve camilerin ilim yuvası olması yolundaki çabalarımızın başarıya ulaşmasını yüce Mevla’dan niyaz ediyorum" diye konuştu.