Ege Üniversitesi’nde Etnografya Müzesinde “Osmanlı Lüleleri” anlatıldı

KÜLTÜR 21.11.2023 - 10:52, Güncelleme: 21.11.2023 - 10:52 7623+ kez okundu.
 

Ege Üniversitesi’nde Etnografya Müzesinde “Osmanlı Lüleleri” anlatıldı

Ege Üniversitesi (EÜ) Etnografya Müzesi tarafından “Osmanlı Lüleleri” başlıklı söyleşi düzenledi.
“Müze Söyleşileri” kapsamında gerçekleştirilen programda EÜ Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Türk ve İslam Sanatları Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Hasan Uçar konuşmacı olarak yer aldı. EÜ Etnografya Müzesi Müdürü ve Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Dilek Maktal Canko’nun moderatörlüğünü yaptığı etkinliğe; akademisyenler, öğrenciler ve sanatsever katıldı.  Lüle kültürünün Osmanlı için çok önemli olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Uçar, “Günümüzdeki yaygın ve bilinen tütün kullanımı ile ilişkili anlamının dışında ‘Lüle’ kelimesi Selçuklu Devleti zamanında çeşmelerden suyu akıtan borulara deniliyordu. Mimar Sinan devrine dek bu işlem ve anlam böyle devam etmiştir. Mimar Sinan, lülelerin çok fazla su israfına yol açtığını belirterek çeşmelerdeki lülelerin kaldırılmasını sağlamıştır. Mimar Sinan’ın emriyle beraber lüleler çeşmelerden kaldırılmıştır” dedi. Konuşmasında tütünün Avrupa kıtasına gelişi ve kullanımına da değinen Doç. Dr. Uçar, Avrupa’nın tütünle ilk tanışmasının Kristof Kolomb ile olduğunu söyledi. Doç. Dr. Uçar, “Tütün ilk Avrupa kıtasına gelip kullanılmaya başladığı zaman ‘Sağlıklı mı sağlıksız mı?’ ya da ‘Tedavi amaçlı kullanılabilir mi?’ tartışmaları uzun bir dönem tartışma konusu olmuştur” dedi.   Lüle çubuğunun sol elle tutulması bir adaptır Avrupa’daki tartışmaların pek çok yasaklayıcı emirle sonuçlandığını ifade eden Doç. Dr. Uçar,   Osmanlı’ya tütünün gelişi ile ilgili farklı yorumların olduğuna dikkat çekti. Doç. Dr. Uçar,   “Osmanlı’ya ilk tütünün gelişi ile ilgili her daim tartışmalar vardır. Kimi kaynaklarda 1598, kimi kaynaklarda da 1600 yılında İngilizler tarafından rutubetten kaynaklanan hastalıkların tedavisi için getirildiği yazılmıştır” diye konuştu.  Tütün ve lüle yasaklarına değinen Doç. Dr. Uçar,    “Osmanlı’da ilk yasak 1603 yılında 1. Ahmet tarafından yapılmıştır. Daha sonra halk arasında en yaygın bilinen yasak 4.Murat döneminde konulmuştur. Cibali’de başlayan ve yaklaşık üç gün süren, 20 ila 30 bin arasındaki konutun yandığı bilinen yangın sonrasında tütün ve lüle padişah kararıyla yasaklanmıştır” dedi.   Lüle çubuğunun sol elle tutulmasının bir adap olduğunu söyleyen Doç. Dr. Uçar, Osmanlı Sarayı’nda ilk tütünü kullanan padişahın Avcı lakabıyla anılan 4. Mehmet olduğunu da ekledi. Zamanla lüle kullanımının eskiye nazaran daha da azaldığını belirten Doç. Dr. Uçar, lüle kültüründen geriye sadece bir kalıp kaldığını ve kültürün yavaş yavaş yok olduğunu söyledi. Sanatseverler müzeyi gezdiler Söyleşi sonunda dinleyenlerden gelen soruları cevaplayan Doç. Dr. Uçar’a, EÜ Etnografya Müzesi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Dilek Maktal Canko tarafından “Katılım Belgesi” takdim edildi.   Söyleşinin ardından dinleyenler; Ege, Balkanlar, İç Anadolu başta olmak üzere Azerbaycan yörelerine has geleneksel kıyafetlerin, yöresel kılıçların ve eski usul köy mutfak bölümlerinin, yöresel gelinlik çeşitlerinin ve halıların sergilendiği EÜ Etnografya Müzesini gezdi.  
Ege Üniversitesi (EÜ) Etnografya Müzesi tarafından “Osmanlı Lüleleri” başlıklı söyleşi düzenledi.

“Müze Söyleşileri” kapsamında gerçekleştirilen programda EÜ Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Türk ve İslam Sanatları Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Hasan Uçar konuşmacı olarak yer aldı. EÜ Etnografya Müzesi Müdürü ve Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Dilek Maktal Canko’nun moderatörlüğünü yaptığı etkinliğe; akademisyenler, öğrenciler ve sanatsever katıldı. 

Lüle kültürünün Osmanlı için çok önemli olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Uçar, “Günümüzdeki yaygın ve bilinen tütün kullanımı ile ilişkili anlamının dışında ‘Lüle’ kelimesi Selçuklu Devleti zamanında çeşmelerden suyu akıtan borulara deniliyordu. Mimar Sinan devrine dek bu işlem ve anlam böyle devam etmiştir. Mimar Sinan, lülelerin çok fazla su israfına yol açtığını belirterek çeşmelerdeki lülelerin kaldırılmasını sağlamıştır. Mimar Sinan’ın emriyle beraber lüleler çeşmelerden kaldırılmıştır” dedi.

Konuşmasında tütünün Avrupa kıtasına gelişi ve kullanımına da değinen Doç. Dr. Uçar, Avrupa’nın tütünle ilk tanışmasının Kristof Kolomb ile olduğunu söyledi. Doç. Dr. Uçar, “Tütün ilk Avrupa kıtasına gelip kullanılmaya başladığı zaman ‘Sağlıklı mı sağlıksız mı?’ ya da ‘Tedavi amaçlı kullanılabilir mi?’ tartışmaları uzun bir dönem tartışma konusu olmuştur” dedi.  

Lüle çubuğunun sol elle tutulması bir adaptır

Avrupa’daki tartışmaların pek çok yasaklayıcı emirle sonuçlandığını ifade eden Doç. Dr. Uçar,   Osmanlı’ya tütünün gelişi ile ilgili farklı yorumların olduğuna dikkat çekti. Doç. Dr. Uçar,   “Osmanlı’ya ilk tütünün gelişi ile ilgili her daim tartışmalar vardır. Kimi kaynaklarda 1598, kimi kaynaklarda da 1600 yılında İngilizler tarafından rutubetten kaynaklanan hastalıkların tedavisi için getirildiği yazılmıştır” diye konuştu.  Tütün ve lüle yasaklarına değinen Doç. Dr. Uçar,    “Osmanlı’da ilk yasak 1603 yılında 1. Ahmet tarafından yapılmıştır. Daha sonra halk arasında en yaygın bilinen yasak 4.Murat döneminde konulmuştur. Cibali’de başlayan ve yaklaşık üç gün süren, 20 ila 30 bin arasındaki konutun yandığı bilinen yangın sonrasında tütün ve lüle padişah kararıyla yasaklanmıştır” dedi.   Lüle çubuğunun sol elle tutulmasının bir adap olduğunu söyleyen Doç. Dr. Uçar, Osmanlı Sarayı’nda ilk tütünü kullanan padişahın Avcı lakabıyla anılan 4. Mehmet olduğunu da ekledi. Zamanla lüle kullanımının eskiye nazaran daha da azaldığını belirten Doç. Dr. Uçar, lüle kültüründen geriye sadece bir kalıp kaldığını ve kültürün yavaş yavaş yok olduğunu söyledi.

Sanatseverler müzeyi gezdiler

Söyleşi sonunda dinleyenlerden gelen soruları cevaplayan Doç. Dr. Uçar’a, EÜ Etnografya Müzesi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Dilek Maktal Canko tarafından “Katılım Belgesi” takdim edildi.  

Söyleşinin ardından dinleyenler; Ege, Balkanlar, İç Anadolu başta olmak üzere Azerbaycan yörelerine has geleneksel kıyafetlerin, yöresel kılıçların ve eski usul köy mutfak bölümlerinin, yöresel gelinlik çeşitlerinin ve halıların sergilendiği EÜ Etnografya Müzesini gezdi.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.