Sümela'dan sonra Türkiye'nin en önemli kaya manastırı Giresun’da

Giresun’un tek manastırı olma özelliği taşıyan Meryem Ana Manastırı, Sümela'dan sonra bölgenin ikinci manastırı olarak bilinyor.

Giresun’un Şebinkarahisar ilçesine 11 kilometre uzaklıkta bulunan ve Giresun’un tek manastırı olma özelliği taşıyan Şebinkarahisar Meryem Ana Manastırı, restore edildikten sonra ziyaretçilerini artırmaya devam ediyor. Giresun merkeze olan 126 kilometre uzaklıkta bulunan Meryem Ana Manastırı, Şebinkarahisar İlçesi Sarıyer Köyü Kayadibi Mahallesinde bulunuyor. Kayalıklar içinde yapılan ve Sümela Manastırının ardından ikinci sırada olan Meryem Ana Manastırı, M.S. 2. Yüzyıldan itibaren kullanılarak bugünlere geldi. Roma döneminde 200 yıl boyunca yasaklanan manastır nedeniyle, Hıristiyan din adamları kuytu köşelerde buradaki manastır gibi kayalıklar içerisindeki alana çekilerek, kendilerine göre ibadethane yapıp Hıristiyanlık dinini yürütmeye çalışmışlar. Meryem Ana Manastırının bu dönemde de din adamlarına hizmet ettiği ifade ediliyor. Bazı kaynaklar manastırın ilk kuruluşunu, 481-490 yılları arasına dayandırırken, Osmanlı döneminde parlak bir dönem yaşayan manastırın bugünkü kalıntıları, 19. yüzyıldan kalmadır. Kaynaklar, Ortaçağlarda inşa edilen manastırın yanarak büyük bir tahribata uğradığını ve 19. yüzyılda tamamen yenilendiğini belirtiyor. Görenler hayran kalıyor! 1940’lı yıllara kadar, her yılın 26-28 Ağustos günleri Giresun, Ordu, Trabzon, Gümüşhane ve diğer çevrelerden Rumların gelerek üç gün boyunca ibadet ettikleri ifade ediliyor. Konumu ve mimarisi ile Sümela Manastırı’nı akla getiren Meryemana Manastırı, bütün birimlerinde itinalı, düzgün kesme taş işçilikle dikkat çekiyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın verilerine göre kaya içine oyularak yapılan Sümela Manastırı’nın ardından gelen ikinci manastır olan Meryem Ana Manastırı, bu açıdan Şebinkarahisar ilçesi inanç turizmi bakımından önemli bir yer tutuyor. 4 kattan oluşuyor! Manastırın, yekpare bir kayanın içerisi oyularak oturtulduğu, 26 basamaklı bir merdivenle manastırın basık yuvarlak kemerli giriş bölümüne ulaşıldığı ve dört katlı olması ayrı bir özellik olarak belirtiliyor. Manastırın dördüncü katın kilise, ilk üç katta ise çeşitli hizmetlere elverişli (salon, mutfak, tuvalet vs.) 32 odası bulunuyor. Duvarları resimlerle süslenmiştir. 2014 yılında yeniden ziyarete açıldı Fener Rum Patriği Bartholomeos tarafından ziyaret edilen tarihi manastırın Hristiyan inancına sahip insanlar için öneminin büyük olduğu biliniyor. Manastır 2014 yılında yapılan restorasyon çalışmaları ile birlikte ziyarete açılarak, 1. derece doğal ve arkeolojik sit alanıdır.