HZ. MUHAMMED (SAV)'İN,...

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 18.01.2016 - 17:56, Güncelleme: 30.10.2020 - 19:15 4146+ kez okundu.
 

HZ. MUHAMMED (SAV)'İN,...

          HZ. MUHAMMED (SAV)’İN ANLATTIĞI DİNİ Mİ ANLAYIP YAŞIYORUZ? Daha yakın zamana kadar Nasr suresinde geçen şu ifadelerin hoş hayallerini kurardım “Allahın yardım ve zaferi gelip de insanların bölük bölük, fevc  fevc Allah’ın dinine girdiklerini gördüğün zaman….” Derdim ki herhalde bu tablo sadece Hz. Muhammed ( sav) dönemine mahsus değildir. Tıpkı geçmişte Arap yarımadasında, Asya’da, Afrika’da ve Anadolu’da olduğu gibi günümüzde de ve daha sonraları da insanlar bölük bölük, fevc  fevc, gurup gurup Allahın dinine yönelecekler ve Müslüman olacaklar diye düşünürdüm. Gerçi yine aynı şekilde düşünüyorum ya. İçinde bulunduğumuz zaman diliminde ise tam tersine, insanların gurup gurup ayrılıp, farklı farklı istikametlere yöneldiklerine şahit oluyoruz. Peki niçin? Allahın Resulü, belli ki insanlara bu dini en güzel şekilde anlatmış ve onun çağrısına kulak veren insanlar da yirmi üç yıllık bir sürenin neticesinde top yekun Müslüman olmuşlar. Ve yine peşinden gelen insanlar, Onun anlattığı İslam’ı dünyanın çeşitli noktalarına taşımışlar ve kabul görmüşler. Asya’yı Müslümanlaştırmışlar. Anadolu’yu Müslümanlaştırmışlar… Kuzey Afrika’dan Avrupa’nın batı uçlarına kadar ulaşmışlar. Bu gün Müslümanların içine düşmüş olduğu durumdan dolayı, bırakın İslam’ı başkalarına izzet ve onur içinde bir yaşayış dini olarak sunmayı, Müslüman kimliğini açık etmekten sakınan, utanan nice insanların varlığına şahit oluyoruz.  Daha yakın zamanda Nobel ödülü almış bilim adamımızın medyaya yansıyan bu doğrultuda ifadelerini hep birlikte okuduk. İçinde yaşamış olduğu toplumda Müslüman kimliğini, Müslümanların sergilemiş olduğu İslam anlayışından dolayı sakladığını söylüyor… Düşündüğümüzde, bu din Allahın dini. Bu insanlarda Allah’ın yarattığı insanlar. Allh’ın diniyle yarattığı insanların tencerenin kapağıyla örtüşmesi gibi bir uyum içinde olması gerekir. Oysa gerçek böyle değil. Bırakın dünyanın dört bir tarafındaki Müslümanları… Gerçekten hemen yanı başımızdaki Müslüman’ın bile bir çok çelişkilerine şahit olabiliyoruz. Onların elinden ve dilinden emin olabiliyorsak veya bizden emin iseler problem yok.. Çıkarlarımız, menfaatlerimiz çakışmayıversin. Bir birimizi ezip geçebiliriz. O zaman şu soruyu sürekli zihnimizde canlı tutmamız gerekir. Acaba Allahın Kuran üzerinden bizlere anlattığı İslam bu gün bizim anladığımız İslam mıdır? Hz. Muhammed(sav)’in açıkladığı din bizim şu anda anladığımız din midir? Yani Hz Muhammed (sav) bizlere bu gün İslam dünyasının alimlerinin, önderlerinin, liderlerinin anladığı bu dini mi tebliğ etti.  Yoksa biz bu dini akıp giden zaman içinde kendi arzu ve isteklerimiz doğrultusunda yorumlayıp günümüzde insanların kaçıştığı, ya da en basit şeylere duyulan ilgi ve alaka kadar ilgi ve alaka duyulmayan  bir din haline mi getirdik? Ve yine şu soruyu da zihnimizde canlı tutmamız gerekir. Gerçekten biz bu Kuran’dan Hz. Muhammed’in anladığını mı anlıyoruz? Öyle ya okuduğumuz bu ayetin verdiği mesajı Onun anladığı şekilde mi anlıyoruz? Evet… Onun anladığını anlama noktasında bir arayış ve çabanın içerisinde olabilmek…  Rabbim! Ne olur? Hak ve hakikatlerin bilgisini bizlere lutfet…
          HZ. MUHAMMED (SAV)’İN ANLATTIĞI DİNİ Mİ ANLAYIP YAŞIYORUZ? Daha yakın zamana kadar Nasr suresinde geçen şu ifadelerin hoş hayallerini kurardım “Allahın yardım ve zaferi gelip de insanların bölük bölük, fevc  fevc Allah’ın dinine girdiklerini gördüğün zaman….” Derdim ki herhalde bu tablo sadece Hz. Muhammed ( sav) dönemine mahsus değildir. Tıpkı geçmişte Arap yarımadasında, Asya’da, Afrika’da ve Anadolu’da olduğu gibi günümüzde de ve daha sonraları da insanlar bölük bölük, fevc  fevc, gurup gurup Allahın dinine yönelecekler ve Müslüman olacaklar diye düşünürdüm. Gerçi yine aynı şekilde düşünüyorum ya. İçinde bulunduğumuz zaman diliminde ise tam tersine, insanların gurup gurup ayrılıp, farklı farklı istikametlere yöneldiklerine şahit oluyoruz. Peki niçin? Allahın Resulü, belli ki insanlara bu dini en güzel şekilde anlatmış ve onun çağrısına kulak veren insanlar da yirmi üç yıllık bir sürenin neticesinde top yekun Müslüman olmuşlar. Ve yine peşinden gelen insanlar, Onun anlattığı İslam’ı dünyanın çeşitli noktalarına taşımışlar ve kabul görmüşler. Asya’yı Müslümanlaştırmışlar. Anadolu’yu Müslümanlaştırmışlar… Kuzey Afrika’dan Avrupa’nın batı uçlarına kadar ulaşmışlar. Bu gün Müslümanların içine düşmüş olduğu durumdan dolayı, bırakın İslam’ı başkalarına izzet ve onur içinde bir yaşayış dini olarak sunmayı, Müslüman kimliğini açık etmekten sakınan, utanan nice insanların varlığına şahit oluyoruz.  Daha yakın zamanda Nobel ödülü almış bilim adamımızın medyaya yansıyan bu doğrultuda ifadelerini hep birlikte okuduk. İçinde yaşamış olduğu toplumda Müslüman kimliğini, Müslümanların sergilemiş olduğu İslam anlayışından dolayı sakladığını söylüyor… Düşündüğümüzde, bu din Allahın dini. Bu insanlarda Allah’ın yarattığı insanlar. Allh’ın diniyle yarattığı insanların tencerenin kapağıyla örtüşmesi gibi bir uyum içinde olması gerekir. Oysa gerçek böyle değil. Bırakın dünyanın dört bir tarafındaki Müslümanları… Gerçekten hemen yanı başımızdaki Müslüman’ın bile bir çok çelişkilerine şahit olabiliyoruz. Onların elinden ve dilinden emin olabiliyorsak veya bizden emin iseler problem yok.. Çıkarlarımız, menfaatlerimiz çakışmayıversin. Bir birimizi ezip geçebiliriz. O zaman şu soruyu sürekli zihnimizde canlı tutmamız gerekir. Acaba Allahın Kuran üzerinden bizlere anlattığı İslam bu gün bizim anladığımız İslam mıdır? Hz. Muhammed(sav)’in açıkladığı din bizim şu anda anladığımız din midir? Yani Hz Muhammed (sav) bizlere bu gün İslam dünyasının alimlerinin, önderlerinin, liderlerinin anladığı bu dini mi tebliğ etti.  Yoksa biz bu dini akıp giden zaman içinde kendi arzu ve isteklerimiz doğrultusunda yorumlayıp günümüzde insanların kaçıştığı, ya da en basit şeylere duyulan ilgi ve alaka kadar ilgi ve alaka duyulmayan  bir din haline mi getirdik? Ve yine şu soruyu da zihnimizde canlı tutmamız gerekir. Gerçekten biz bu Kuran’dan Hz. Muhammed’in anladığını mı anlıyoruz? Öyle ya okuduğumuz bu ayetin verdiği mesajı Onun anladığı şekilde mi anlıyoruz? Evet… Onun anladığını anlama noktasında bir arayış ve çabanın içerisinde olabilmek…  Rabbim! Ne olur? Hak ve hakikatlerin bilgisini bizlere lutfet…
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.