MS'de erken tanı hastalığın önlenmesinde önem taşıyor!

GÜNDEM (AA) - Anadolu Ajansı | 09.01.2024 - 13:58, Güncelleme: 09.01.2024 - 14:28 4249+ kez okundu.
 

MS'de erken tanı hastalığın önlenmesinde önem taşıyor!

Türk Nöroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Murat Terzi: "MS'ye ne kadar erken tanı koyar, ne kadar erken tedavi edersek, hastalığı o derece önleyebiliyoruz. Bağışıklık sistemi üzerinden etkili olan bazı ilaçlar var. İğne şeklinde, hap şeklinde, damardan kullanılan ilaçlar ki bunları hastalarımıza veriyoruz, bu hastalığı önleyebiliyoruz"
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı ve Türk Nöroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Murat Terzi, "MS'ye (Multiple Skleroz) ne kadar erken tanı koyar, ne kadar erken tedavi edersek, hastalığı o derece önleyebiliyoruz. Bağışıklık sistemi üzerinden etkili olan bazı ilaçlar var. İğne şeklinde, hap şeklinde, damardan kullanılan ilaçlar ki bunları hastalarımıza veriyoruz, bu hastalığı önleyebiliyoruz." dedi. Terzi, AA muhabirine, merkezi sinir sistemini etkileyen bir hastalık olan MS'nin genellikle 20-40 yaşlarda ve daha çok kadınlarda görüldüğünü söyledi. Türkiye'de 60 bin civarında MS hastası olduğuna işaret eden Terzi, Orta Karadeniz bölgesinde ise 10 bine yakın MS hastası bulunduğunu, OMÜ'de 5 bine yakın MS hastasını takip ettiklerini dile getirdi. MS hastalığının görme kaybı, dengesizlik, çift görme, kol ve bacak güçsüzlüğü gibi belirtileri bulunduğunu anlatan Terzi, "Bu semptomlarla bize başvuran hastaları önce dinliyoruz. Hem beyin hem omurilik için MR çekilmesi bizim için önemli. Kan ve bel suyu örnekleriyle daha net ortaya koyduktan sonra tanıyı koyuyoruz." diye konuştu. MS'nin kesin nedeninin bilinmediğinin altını çizen Terzi, "Her on aileden birinde MS olduğunu görüyoruz. Özellikle amca çocukları, kuzenler, teyze çocukları, böyle bir ilişki var ama nadir olarak anne-çocuk-kardeş ya çok çok nadiren de baba-çocuk olan MS hastamız var. 'Kesin genetiktir' diyemiyoruz. Çevresel faktörler önemli. Özellikle D vitamini eksikliği, havadaki bazı mikroplar ve stres, travmalar hastalığın ortaya çıkmasına neden olabiliyor." ifadelerini kullandı. Erken tanının MS hastalığında çok önemli olduğunu vurgulayan Terzi, "Özellikle tekerlekli sandalye ve koltuk değneğine bağlı MS hastalarımız var. MS'ye ne kadar erken tanı koyar, ne kadar erken tedavi edersek, hastalığı o derece önleyebiliyoruz. Bağışıklık sistemi üzerinden etkili olan bazı ilaçlar var. İğne şeklinde, hap şeklinde, damardan kullanılan ilaçlar ki bunları hastalarımıza veriyoruz, bu hastalığı önleyebiliyoruz. Hastalarda atak dediğimiz bulguları olmuyor. Hastanın özürlülükleri artmıyor." diye konuştu. Terzi, düzenli takibin en az erken tanı ve tedavi kadar önemli olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Hasta tanıyı aldıktan sonra ilgili kliniklerde düzenli takip edilmeli. Takipler sonrasında ilacını mümkün olduğu kadar düzenli kullanmalı. MS hastalarında beslenme oldukça önemli. Fazla tuz tüketmemelerini, çok su tüketmelerini istiyoruz. Yine Akdeniz tipi beslenme alışkanlığı, sebze meyve ağırlıklı olsun diyoruz. Onunla beraber hastalarımızın düzenli egzersiz yapmalarını istiyoruz. Pilates, aerobik egzersizler olabilir, yüzme, yürüyüş olabilir ama yoruldukları takdirde dinlenmelerini istiyoruz. Çünkü aşırı spor, aşırı egzersiz bağışıklık sistemini olumsuz etkileyip hastalığın kötü gitmesine neden olabiliyor."  
Türk Nöroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Murat Terzi: "MS'ye ne kadar erken tanı koyar, ne kadar erken tedavi edersek, hastalığı o derece önleyebiliyoruz. Bağışıklık sistemi üzerinden etkili olan bazı ilaçlar var. İğne şeklinde, hap şeklinde, damardan kullanılan ilaçlar ki bunları hastalarımıza veriyoruz, bu hastalığı önleyebiliyoruz"

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı ve Türk Nöroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Murat Terzi, "MS'ye (Multiple Skleroz) ne kadar erken tanı koyar, ne kadar erken tedavi edersek, hastalığı o derece önleyebiliyoruz. Bağışıklık sistemi üzerinden etkili olan bazı ilaçlar var. İğne şeklinde, hap şeklinde, damardan kullanılan ilaçlar ki bunları hastalarımıza veriyoruz, bu hastalığı önleyebiliyoruz." dedi.

Terzi, AA muhabirine, merkezi sinir sistemini etkileyen bir hastalık olan MS'nin genellikle 20-40 yaşlarda ve daha çok kadınlarda görüldüğünü söyledi.

Türkiye'de 60 bin civarında MS hastası olduğuna işaret eden Terzi, Orta Karadeniz bölgesinde ise 10 bine yakın MS hastası bulunduğunu, OMÜ'de 5 bine yakın MS hastasını takip ettiklerini dile getirdi.

MS hastalığının görme kaybı, dengesizlik, çift görme, kol ve bacak güçsüzlüğü gibi belirtileri bulunduğunu anlatan Terzi, "Bu semptomlarla bize başvuran hastaları önce dinliyoruz. Hem beyin hem omurilik için MR çekilmesi bizim için önemli. Kan ve bel suyu örnekleriyle daha net ortaya koyduktan sonra tanıyı koyuyoruz." diye konuştu.

MS'nin kesin nedeninin bilinmediğinin altını çizen Terzi, "Her on aileden birinde MS olduğunu görüyoruz. Özellikle amca çocukları, kuzenler, teyze çocukları, böyle bir ilişki var ama nadir olarak anne-çocuk-kardeş ya çok çok nadiren de baba-çocuk olan MS hastamız var. 'Kesin genetiktir' diyemiyoruz. Çevresel faktörler önemli. Özellikle D vitamini eksikliği, havadaki bazı mikroplar ve stres, travmalar hastalığın ortaya çıkmasına neden olabiliyor." ifadelerini kullandı.

Erken tanının MS hastalığında çok önemli olduğunu vurgulayan Terzi, "Özellikle tekerlekli sandalye ve koltuk değneğine bağlı MS hastalarımız var. MS'ye ne kadar erken tanı koyar, ne kadar erken tedavi edersek, hastalığı o derece önleyebiliyoruz. Bağışıklık sistemi üzerinden etkili olan bazı ilaçlar var. İğne şeklinde, hap şeklinde, damardan kullanılan ilaçlar ki bunları hastalarımıza veriyoruz, bu hastalığı önleyebiliyoruz. Hastalarda atak dediğimiz bulguları olmuyor. Hastanın özürlülükleri artmıyor." diye konuştu.

Terzi, düzenli takibin en az erken tanı ve tedavi kadar önemli olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Hasta tanıyı aldıktan sonra ilgili kliniklerde düzenli takip edilmeli. Takipler sonrasında ilacını mümkün olduğu kadar düzenli kullanmalı. MS hastalarında beslenme oldukça önemli. Fazla tuz tüketmemelerini, çok su tüketmelerini istiyoruz. Yine Akdeniz tipi beslenme alışkanlığı, sebze meyve ağırlıklı olsun diyoruz. Onunla beraber hastalarımızın düzenli egzersiz yapmalarını istiyoruz. Pilates, aerobik egzersizler olabilir, yüzme, yürüyüş olabilir ama yoruldukları takdirde dinlenmelerini istiyoruz. Çünkü aşırı spor, aşırı egzersiz bağışıklık sistemini olumsuz etkileyip hastalığın kötü gitmesine neden olabiliyor."

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.