NASIL BİR NAMAZ KILIYORSUNUZ?
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
21.06.2016 - 08:47, Güncelleme:
30.10.2020 - 19:15 4635+ kez okundu.
NASIL BİR NAMAZ KILIYORSUNUZ?
Ramazan ayında namazdan
bahsetmeden geçmek olmaz diye düşünüyorum. Çünkü bu ay gündüzü oruç, gecesi de
namaz ile geçen bir ay olarak bilinir.
Önce şu şekilde bir soru ile
başlayalım. Bizlerin en iyi, en doğru olarak bildiği ibadet hangisidir ? diye
sorulsa, çok rahat bir şekilde “namaz” deriz. En iyi bildiğimizi zannettiğimiz,
fakat hiç bilemediğimiz bir ibadet... Bir çoklarımız “nasıl yani” diye içinden
geçirecek. O zaman şu soruyu da soralım.
“Sizler hangi zihinsel kavrayış seviyesinde iken, bu ibadeti kimlerden
öğrendiniz?
Bu soruya vereceğiniz cevaplarda
hemen hemen şu şekilde… Kiminiz, “bana rahmetli ninem”, kiminiz, “ dedem, anam,
babam”, ya da “ben çocukken bir yaz sübyan mektebine gitmiştim de orada
öğrenmiştim” şeklinde olacak. Peki o gün bu gündür gelişmiş zihninize ve
anlayışınıza hiç, Kur’an’ın namaz anlayışını, İslam’ın namaz anlayışını tekrar
yüklemek geldi mi? diye sorsak… Bu soruya herkesin vereceği bir cevabının olduğunu
düşünüyorum.
Yine şu soruyu da sorsak… “Azizim sen niçin namaz kılarsın?” Bir tüccar
mantığı ile ibadetlere bakıyorsan, “sevap için” diyeceksin. Ya da “azaptan,
cezadan korktuğum için.” Az da olsa, bir kısmı da, ki özgür ruhlu insanların
anlayışıdır, “sırf O’nun rızasını ve hoşnutluğunu kazanabilmek için” diye cevap
verecektir.
Oysa biz namazın inananları
şekillendirici, bir kimlik ve kişilik kazandırıcı asıl yönünü atlıyoruz. Mesela,
namazda okumuş olduğumuz Fatiha suresinde
“Rabbim beni doğru yoluna ilet” dediğimizde yüreğimizin derinliklerinde
Kur’an’ın sıraladığı “Doğru yol”un prensipleri ile bir bağlantı kuramıyoruz.
“Bizi nimet verdiğin kullarının
yoluna ilet” diye dillerimizle istediğimiz halde, kendimizi bu yolun yolcuları
olan Peygamberlerle, Sıddıklarla, Şehitlerle ve Salihlerle birlikte
hissedemiyoruz. Yani namazımız bize, bu insanlarla aynı yolu yürüyen yoldaşlar
olduğumuzu hissettiremiyor.
Ve yine şunu da sorsak… Desek ki;
Bu öğle namazında, akşam veya yatsı namazında –fark etmez- Rabbinle hangi
hususta muhabbet ettin? Hangi sıkıntını, derdini dile getirerek yardım istedin?
Veya hangi nimetlerden, güzelliklerden dolayı hamd edip teşekkür ettin? Bir
düşünün… Çoklarımızın nasıl bir cevap
vereceğini üç aşağı beş yukarı kestirebiliyoruz. “Ne istediğimizi bilmiyoruz”.
Allah bizden “namazla isteyin” diyor, biz de namazda ne istediğimizi
bilemiyoruz.
Evet! Burada kimler namaz kılar
veya kılmaz hususunu değerlendirecek değiliz. Ancak Kur’an, namaz kılmayanların
durumunu birkaç ayette ifade ettiği halde, yukardan aşağı, namaz kılanların
namazının doğru olmasını, dosdoğru namaz kılmalarını, samimi olmalarını,
gösterişten uzak olmalarını, üşenen üşene kılmamalarını, namazla beraber
kötülük ve ahlaksızlık yapmamalarını, namazdan gafil olmamalarını ister. Tüm
bunlara rağmen kıldığı halde değişmeyenlerin namazını gafil olarak kılınan
namaz sınıfında değerlendirir ve “yazıklar olsun o namaz kılanlara” diye de namaz
kılanları çok ciddi şekilde uyarır.
Gelin o zaman namazlarımızı
sorgulayalım. Çocukken birkaç gün gizli kaçak mektepten geçmiş büyüklerimizin
öğrettiği anlayıştan, Kur’an’ın, Resulünün öğrettiği bir namaz anlayışına
ulaşalım. Yoksa Allah korusun, şu duruma düşmüş oluruz; Namaz kıldığımız halde
kimse bizim elimizden ve dilimizden emin olamaz, namaz kıldığımız halde en
yakınımızdaki insanlar için bile bir güven ortamı oluşturamayız… Anamızla, babamızla bir muhabbet
oluşturamayıp, eften püften sebeplerle en yakınlarımızdaki insanlarla bile ağır
sıkıntılar yaşayabiliriz…
Son olarak şunu hatırlatmak
istiyorum. Teravih ve diğer namazlar için, ister imamın ardında safa durduğunuzda,
ister tek başınıza kıldığınızda zihninizin nelerle meşgul olduğuna dikkat edin. Bu duygu ve düşünceler size nasıl
bir namaz kıldığınızın ip uçlarını
verecektir.
Sitemizdeki haber içerikleri kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde izinsiz yayınlanamaz.
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.