Bir grup güzel yürek düşünün, insanları, dünyayı, yürek özü, gönül gözüyle gören.
Her biri birbirinden yetenekli, her biri birbirinden özel ve güzel can.
Engellerin; insanların bedenlerindeki değil, ruhlarındaki noksanlıklarla olduğunu daha küçücük yaşlarında tüm varlıklarıyla ispatlayan kuzular.
İnsanların bir şeyler üretmemek adına türlü bahaneler ürettiği günümüzde, enstrüman çalmaya, yazmaya, koşmaya, resim yapmaya, şarkı söylemeye, tiyatro dersleri almaya ve hayal kurmaya devam eden, üstelik yapamaz, nasıl yapabilsin ki diyenlere inat, tüm şaşkın bakışlara ve karmaşık ve sisli, engelli beyinlere inat yapmaya devam eden bu canlar, gurur duyarak söylüyorum ki benim yol arkadaşlarım.
Haftada bir gün toplanıp birbirimizden bir şeyler öğreniyoruz.
Onlar benden bir, ben onlardan bin şey.
Mesela portakalın kabuklarının, minik ellerle nasıl güzel soyulduğunu, gök yüzünün bilmediğimiz başka renkleri de olduğunu, mavinin, beyazın, sarının herkese farklı göründüğünü, gökyüzüne resim de çizilebileceğini, insanın sesindeki minicik bir tınıdan mutlu mu yoksa üzgün mü olduğunu anlayabileceğimizi, enstrüman çalmak için gözlere değil, gören ve hisseden bir yüreğe ihtiyaç olduğunu, insanın istedikten sonra her şeyi yapabileceğini ve hayallerin engelsiz olduğunu ve daha nicesini, ben onlardan öğrendim.
Bu engelsiz yürekler, yakın zamanda bir radyo tiyatrosu seslendirecekler.
Seslendirdikleri radyo tiyatrosuna nasıl ulaşacağınızı da siz değerli okuyucularımla paylaşacağım.
Ve inanıyorum ki, bu canların gelecekte daha pek çok başarısına şahit olacağız.