Asırlardır saltanat altında yaşayan Türk milletinin düşmanı yendikten sonra cumhuriyeti ilan etmesi aslında sadece Türk tarihinde değil dünya tarihinde de yeni bir dönemi başlatmıştır. Peki bir yönetim şekli olan cumhuriyet neden bu kadar önemlidir? Ya da cumhuriyet nedir? Cumhuriyet nedir sualine en güzel yanıtı Atatürk şu sözlerle vermiştir:  "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir."  Saltanat döneminde verilecek en ufak kararı padişah tek başına alıyordu; cumhuriyet fikri ise bu olaya tamamen zıttır. Cumhuriyet padişahların sıradan insanlar olduğunu yaratıcı tarafından seçilme gibi üstün bir niteliklerinin olmadığını savunur. Bu sebeple de, milletin yeri geldiğinde uğruna can verdiği vatanı hür bir şekilde kendisinin yönetmesini sağlar. Kendilerini milletten ayrı tutup üstün gören toprak ağaları da cumhuriyetin gelmesiyle yok olmuştur. Millet kendi toprağının sahibi olmuştur. Yani uzun lafın kısası cumhuriyet kim kendisini milletten üstün görüyor ise ona milletin üstün olduğunu, bir toplumun, bir ulusun, bir devletin millet olmadan olmayacağını ve en üst tabaka da milletin olduğunu göstermiştir. PEKİ CUMHURİYET NEDEN BU KADAR ÖNEMLİDİR? Cumhuriyet bir kavramdır; yani cumhuriyet değil cumhuriyetin getirdikleri önemlidir. Cumhuriyetin getirdiği en önemli yenilik harf inkılabı ve eğitime verdiği önemdir. Eğer bir millet eğitimli, kültürlü ise devletini dünya da ön plana çıkarır; hatta bilimde ve sanatta yeni bir çağ bile başlatabilir... Türk milleti bu nimetin değerini anlamış olacak ki Atatürk döneminde sanatta ve bilimde önemli gelişmelere imza atmıştır. Bu olayda tüm dünya'nın gözünü genç Türkiye'ye, yüce Türk milletine çevirmiştir. Tabii bazı kişiler cumhuriyeti tehlikeli bulabilirler. Alejendro Jodorowsky'nin şu sözü tamda onları anlatmaktadır: "Kafeste doğan kuşlar uçmayı hastalık sanırlar."  Cumhuriyet bizlere eşitlik getirmiştir. Kadının insan olduğunu hatırlatıp erkeklerle eşit haklar vermiştir; "Kız çocukları da okuyacak." demiştir. Her şeyden önemlisi kadınlara seçme ve seçilme hakkını getirmiştir.  En başta "Cumhuriyete geçmemiz dünya tarihini değiştirmiştir." demiştim. Peki ya bunu nasıl yaptık? 1927 yılında dünya'nın ilk kadın avukatı Süreyya Ağaoğlu ve 1933 yılında dünya'nın ilk kadın muhtarı Cumhuriye Şerefi göreve atayarak yaptık. Evet cumhuriyetin doğduğu Fransa'da kadınlar hor görülürken Türkiye cumhuriyetinde kadınlar devlet memuru oluyorlardı. Sizleri temin ederim ki  cumhuriyet kuşların kanatlarını kesmek için değil kafeste doğmuş kuşlara, asırlardır uğruna can verdiğimiz ay yıldızlı hilalin gölgesinde hürce uçmayı öğretmek için vardır.  Atatürk'ün şu sözünü unutmayınız: "Cumhuriyet düşüncede, bilgide, sağlıkta güçlü ve yüksek karakterli koruyucular ister." Cumhuriyet rejiminden memnun olmayabilirsiniz. Belki ideolojinize zıt bir rejim de olabilir; lakin şunu unutmayınız: Kendi düşüncenizi hürce savunmanızı sağlayan "düşünce özgürlüğü" Cumhuriyet ile birlikte gelmiştir. Bu vatan kolay kurulmadı, cumhuriyeti sevmeye bilirsiniz ama saygı duymak zorundasınız. Çünkü bu devletin kurulması için nice çocuk yetim, nice anne, baba evlatsız kaldı. Onlar ve onları onları örnek alanlar sayesinde cumhuriyet yüz yaşına geldi. Unutmayınız cumhuriyet bizleri ayırmak için değil bir arada tutmak için vardır. Artık vatan bizlere emanet, ataların emanetine sahip çıkmak boynumuzun borcudur. Kelamlarımı Atatürk'ün şu sözleri ile bitirmek istiyorum: "Cumhuriyeti biz kurduk onu yaşatacak ve yükseltecek olanlar sizlersiniz."