Çarşamba günü öğleden sonra haberleri yazmış, Millet Caddesi’ne doğru şöyle bir yürüyeyim dedim. Sokaktan caddeye doğru yavaş yavaş gidiyordum. Cadde üzerinde düğün arabaları geçiyordu ve birkaçı korna çalıyordu. Artık yaz geldi, yasaklar gevşedi, düğünler peşi sıra gelir diye düşündüm. Birden arabaların geçtiği cadde üzerinde bir böğürtü sesi duydum. Önce ahırdan kaçmış öküzler herhalde düğün arabaları arasına karıştı zannettim. Birkaç araba geçti ama bu böğürme bitmedi. Birkaç defa böğürte böğürte caddeyi inleterek geçti gittiler. Son yıllarda çok yaygın olarak bazı araba sürücüleri(sahipleri demiyorum, belki haberleri bile yoktur) sanayide aracın egzozunu yardırıyorlar. Tabiri bu. Sanırsın ki yolda, dediğim gibi, gün görmemiş öküzleri serbest bırakmışlar ve bunlar da cadde boyu nasıl olsa kimse bir şey demiyor diye böğürte böğürte araçlarıyla geziyorlar, tur atıyorlar ve sabah akşam rahatlıkla geziyorlar.
Bu mevzular hakkında kaç kez haber yaptık, kaç kez köşe yaptık ve başkaları da aynı şekilde yazdılar, çizdiler. İnanın zerre miskal adamlara hiçbir şey olmuyor. Yetkililere söylüyoruz. Cezalar kesiliyor. Araçlarda ki bu modifiye yerler sökülüyor. Ancak bir türlü huylu huyundan vazgeçmiyor ve bu kişiler ilk fırsatta sanayiye gidiyorlar, aynı şekilde egzozu yaptırıyorlar. Şunu anlarız, müzikti, çalgı çengiydi bir meşk edersin. Bundan mutlu olursun. Bir haz duyarsın. Evine mutlu dönersin. Çünkü insanın sevdiği bir şeyi yapması hoştur. Fakat bu araçların egzozunun, böğürtülmesi için modifiye edilmesi hangi akla hizmet eder ve bundan insan haz duyar? Benim beynim almıyor. Aklım yetmiyor. Benim gibi kaç kişi aynı dertten mustarip. Bilen varsa bize de söylesin. Biz de bu böğürtülerden belki zevk alırız. Arabamız yok ama bisikletime bu aparattan yaptırarak, Bulancak içinde böğürte böğürte gezdiririm. Hem ben, hem de Bulancaklı insanlar sayemde büyük mutluluk duyar. Bir misal vereyim komşumun bir oğlu var. Babası çalışmış çabalamış, ona bir araba almış. Çocuk, sabah akşam arabası ile son ses müzik dinliyor, Bulancak içinde cadde sokak geziyor. ‘Nasıl olsa babam bu arabayı aldı, ehliyet, kurs, trafik kuralı gibi insana lazım olmayan bütün vasıfları üstünde taşıyor gibi.’
Yahu, insan sabah akşam bal yese kudurur. Kendini kontrol edemez. Baygınlık geçirir. Doğru hastaneye götürürler. Olmasa akıl hastanesine yatırırlar. Artık gittiğin yerde, sana bol bol, böğürte böğürte, egzoz sesi dinletirler. Çok mutlu olursun. Biz de seni görmediğimiz için, duymadığımız için senden daha çok mutlu oluruz.