Geçende bir otobüste yakın biri ile seyahat ediyordum. Arabada yaklaşık 25-30 kişi vardı. Ben arka sıralarda bir yere oturdum. Tabii her zamanki gibi maske takmıyorum ve elimde gazetemi okuyordum. O arada yolun yarısına gelmeden bir yolcu bana dönerek; ‘maskeni taksana’ diye sert bir şekilde ikazda bulundu. Ben de kafamı yana çevirdim, gözlüğümün altından bakarak; ‘sen de kimsin’ dedim. Yolcu, ‘maskeni tak, hepimiz maskeliyiz, aşımızı olduk, aşı kartımızı aldık yolculuk yapıyoruz. Senin yüzünden hasta olmak istemiyoruz’ diyerek lafı gediğine koymaya çalıştı. Ben yine ‘sizi ilgilendiren bir şey değil, hangi yetkiyle bana bu soruyu sorabiliyorsunuz’ dedim. Bu yolcu ve birkaç yolcu, benim bu sözlerim üzerine, hep bir ağızdan konuşmaya başladı. Ben fazla laf etmeden sustum. Maskemi takmadım. Bunu görünce yolcular, daha fazla asabi olarak bana ileri geri laf etmeye başladılar. Ben daha çok üsteledim. Bana karışamazsın, benim haklarım var, haklarımı kısıtlayamazsınız deyince, ilk konuşan yolcu ile beraber, birkaç kişi aynı şekilde ‘başlarız lan senin haklarına’ diyerek ayağa kalktılar. Ayağa kalkınca ben de, yerimden kalktım ve siz kim oluyorsunuz, hangi yetkiyle benim hakkımı kısıtlıyorsunuz der demez, gözümde şimşek gibi bir şey çaktı. Gözlüğüm bir yana, ben bir yana savruldum. Yüzümü korumaya çalışırken, kafama balyoz gibi bir yumruk indi. O vuruşla beraber, arabanın tabanını öptüm. Ayağa kalkana kadar, diğerleri de geldi ve bana giriştiler. Hem vuruyorlar, hem de sen bizim koskoca bakanımızı mı dinlemiyorsun, bilim kurulu boşuna mı konuşuyor, senin yüzünden hasta olsak ne olacak, virüs her yere bulaşmış, bir tek sen mi kalacaksın, diyerek ağzıma gözüme vura vura bir hal oldular. Ben de cam çerçeve kalmadı. Şoföre aracı durdurur musun dediler. Şoför de hiç itiraz etmeden durdurdu. Kapıyı açtılar, beni palas pandıras arabadan aşağıya attılar. Yere çakıldım. Kafam gözüm toz içinde kaldı. Arabadan attıktan sonra birisi az mı yersin, çok mu yersin diye lafı çarptı. Yerden kalktım, üstümü başımı silkeledim, yola devam edecekken, birden uyandım. Uyandım kapıdan sesler geliyordu, kalktım pencereye yaklaştım ve dışarıdan gelen gürültünün ne olduğunu öğrendim. Dışarıda ki gürültü bitti. Ben de yatağıma doğru yöneldim. Epeyce bir saat uyuyamadım. Başıma böyle bir şey gelebilirdi. Meğerse bir rüyaymış. Ucuz atlatmışım. Allah korumuş, maske, mesafe, temizliğe dikkat edelim.
Anasayfa
Yazarlar
Erhan GÜNDOĞAR
Yazı Detayı
Bu yazı 1158+ kez okundu.
Az mı yersin, Çok mu yersin?
Geçende bir otobüste yakın biri ile seyahat ediyordum. Arabada yaklaşık 25-30 kişi vardı. Ben arka sıralarda bir yere oturdum. Tabii her zamanki gibi maske takmıyorum ve elimde gazetemi okuyordum. O arada yolun yarısına gelmeden bir yolcu bana dönerek; ‘maskeni taksana’ diye sert bir şekilde ikazda bulundu. Ben de kafamı yana çevirdim, gözlüğümün altından bakarak; ‘sen de kimsin’ dedim. Yolcu, ‘maskeni tak, hepimiz maskeliyiz, aşımızı olduk, aşı kartımızı aldık yolculuk yapıyoruz. Senin yüzünden hasta olmak istemiyoruz’ diyerek lafı gediğine koymaya çalıştı. Ben yine ‘sizi ilgilendiren bir şey değil, hangi yetkiyle bana bu soruyu sorabiliyorsunuz’ dedim. Bu yolcu ve birkaç yolcu, benim bu sözlerim üzerine, hep bir ağızdan konuşmaya başladı. Ben fazla laf etmeden sustum. Maskemi takmadım. Bunu görünce yolcular, daha fazla asabi olarak bana ileri geri laf etmeye başladılar. Ben daha çok üsteledim. Bana karışamazsın, benim haklarım var, haklarımı kısıtlayamazsınız deyince, ilk konuşan yolcu ile beraber, birkaç kişi aynı şekilde ‘başlarız lan senin haklarına’ diyerek ayağa kalktılar. Ayağa kalkınca ben de, yerimden kalktım ve siz kim oluyorsunuz, hangi yetkiyle benim hakkımı kısıtlıyorsunuz der demez, gözümde şimşek gibi bir şey çaktı. Gözlüğüm bir yana, ben bir yana savruldum. Yüzümü korumaya çalışırken, kafama balyoz gibi bir yumruk indi. O vuruşla beraber, arabanın tabanını öptüm. Ayağa kalkana kadar, diğerleri de geldi ve bana giriştiler. Hem vuruyorlar, hem de sen bizim koskoca bakanımızı mı dinlemiyorsun, bilim kurulu boşuna mı konuşuyor, senin yüzünden hasta olsak ne olacak, virüs her yere bulaşmış, bir tek sen mi kalacaksın, diyerek ağzıma gözüme vura vura bir hal oldular. Ben de cam çerçeve kalmadı. Şoföre aracı durdurur musun dediler. Şoför de hiç itiraz etmeden durdurdu. Kapıyı açtılar, beni palas pandıras arabadan aşağıya attılar. Yere çakıldım. Kafam gözüm toz içinde kaldı. Arabadan attıktan sonra birisi az mı yersin, çok mu yersin diye lafı çarptı. Yerden kalktım, üstümü başımı silkeledim, yola devam edecekken, birden uyandım. Uyandım kapıdan sesler geliyordu, kalktım pencereye yaklaştım ve dışarıdan gelen gürültünün ne olduğunu öğrendim. Dışarıda ki gürültü bitti. Ben de yatağıma doğru yöneldim. Epeyce bir saat uyuyamadım. Başıma böyle bir şey gelebilirdi. Meğerse bir rüyaymış. Ucuz atlatmışım. Allah korumuş, maske, mesafe, temizliğe dikkat edelim.
Ekleme
Tarihi: 01 Eylül 2021 - Çarşamba
Az mı yersin, Çok mu yersin?
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.