Cumartesi günü sevdiğimiz bir akrabamızın cenazesine gitmek için Kuşluhan dolmuşuna binip köye gidecektim. Dolmuşa bindim ve yolcuların gelmesini beklerken, araca birkaç hanım bindi. Kendi aralarında sohbet etmeye başladılar. Aracın kalkması için 10 dakika bir zaman vardı.
Tam benim arkamdaki koltukta oturdukları içinde konuşulanları rahatça duyuyordum.
İnanın beş dakika anca var yok ülke gündemi, Bulancak gündemi ile ilgili her şeyi konuştular ve engin görüşlerini araca binen diğer yolcularında istifadesine sundular.
Güzel ülkemin güzele insanları, her şeye vakıflar. Dolmuşa yapılan zamdan başlayıp, fakirlikten yürüdükleri zamanlara, oradan da, emlak piyasasına kadar, çok sayıda konuda fikir beyan ederek, dolmuşun kalkmasına kadar devam ettiler. Hakikaten de inanılmaz bir feraset ile her mevzuya değindiler. Bence çok güzel bir durum bu durum,
Artık televizyonu olmayan, elinde akıllı cep telefonu olmayan insan sayısı yok gibi. Ben her zaman eski bir telefonla konuşmayı tercih ediyorum. Bana yetiyor da artıyor bile.
Öyle çok sıkıcı olan şeyleri sevmem. Elimde akıllı telefon zırt pırt ne olup bittiğine bakıp zaman harcayamam. Kimin ne yiyip içtiği, nerde bulunduğu merakımı celp etmiyor. Dolmuş ta insanlarının gündemi beş dakika da özetlemesi bile yeter benim için.
Dünde yine Piraziz’e giderken dolmuşta böyle güzel bir sohbete denk gelince, “ya ne güzel bir ülkede hayatımızı idame ettiriyorum” diye bir kez daha mutlu oldum.
Akşam tv’de ya da internetten insanı bayacak düzeyde olan haber ve yorumlardan gına geliyor. Bende bol bol belgesel veya iyi filmleri takip ediyorum ve kafamı dinliyorum. Size de tavsiye ederim. İki günlük dünyada iyi oluyor.