Cem Karaca’nın seslendirdiği bir parçada geçiyordu bu sözler. “Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete” diye devam ediyor, gidiyordu sözler. Bende severim Cem Karaca’yı. Sevdiğim nadir şeylerden biridir. Hatta ilkokulda bir gezide merhum hocam Kani Şenel’in bana zorla şarkı söylettiğinde söylediğim tek şarkı(hayatım boyunca mırıldandığım tek şarkı da bu oldu, sesim bir şeye benzemediği için gerek duymadım bu güne kadar da!)onun şarkısı idi. Başımıza gelenleri anlamlandıramadığımız bazı şeyler karşısında sık sık söylediğimiz, gidişatın nereye olduğunu ifade eden bir söz yumağı. Karanlık ve karmaşanın olduğu, insanı umutsuzluğa gark eden, hayattan bıkmışların, yarının ne olacağı tedirginliği içinde olan herkesin ağzından yeri geldi mi duyulan bir söz. Son iki senedir insanları bir korku sarmalı içinde ne yapacağını bilemez hale sokan salgın, hayatın en önemli yapı taşlarını yerinden oynatırken, buna tek bir itiraz etmeden kabul edenlerde var. Olabilir. Herkes aynı düşünmez ve aynı şekilde hareket etmez. Benim yerim belli; yeni dünya düzeni denilen yalanın tek bir söylediğine inanmıyorum. Virüsün olup olmadığı bunun dışında olan bir mevzu.
Dün öğleyin yemek için he zaman gittiğim lokantaya gittim. Öyle afili bir yer değil gittiğim yer. Sıradan kesemize göre yemek yediğimiz bir yer. Yemeğimi yedim ve parayı verirken, içeri giren ve bir masaya oturan üç beş kişilik grubun konuşmasını duydum. Bu grubun içinde birde 9-10 yaşında bir çocukta vardı. Yanındakiler yakınlarıydı, konuştuklarından anladığım kadarıyla. Ben parayı verdiğim sırada, çocuğun ‘babası olabilir) kişi çocuğa doğru bakarak, “maskeni çıkartsana yemek yiyeceksin” dedi. Bunu duydum ve “hey Allah’ım bu nasıl bir söz, bu çocuk kendinden bir haber mi ki, maske ile mi yemek yiyecekti ki, bu ikazı yaptı” diye afalladım. Bu neyin aklı yahu! Nereden nereye geldik iki sene de!
Biraz kapıda durdum, aklımdan geçeni bu kişiye söyleyeyim, diyerek bekledim. Sonra sıkıntı olur, başıma iş almayayım, diye gazeteye geldim. Üzerinde çokça durulması gerekir bir mevzu. Bir şey hayatımıza ipotek koymak için her şeyi yapıyor. Bizde saf saf bakarak, bunu kabul eder hale getiriliyoruz. Sadece bu kişinin çocuğa söylediği şeyler değil, daha çok böyle şey ile karşılaştım ve köşeden yazdım. Elbette bunların dediği ve planladığı şeyleri “hop ne oluyor” diyerek kabul etmeyen ve onlara karşı mücadele edenlerde var.
Salgın bir kıyamet alameti gibi insanlara şırınga edilmeye çalışılırken, iklim değişikliği(büyük bir palavra)gıda azlığı(fakirler ölsün diye uydurulan bir numara)gelecek hep salgın olacak, virüsten başımızı kaldırmayacağız(yemede yanında yat hikayesi)ev, araba almayacaksınız pahalı olduğu için(zaten bir niyetim yok bunlar için)sıkıntı çok büyük, kıyamet geliyor diyerek korku pompalıyorlar. Yemiyoruz ve yemeyeceğiz.