Okulların açılması ile sabah sabah okul bahçelerinde bekleyen ana babaları görünce aklıma okula başladığım gün geliyor. Şimdi bir hafta önce çocuk okula başladığında bunun adı “uyum sağlama ve haftası” olmuş. Biz okula gittiğimizde böyle bir şey yoktu. Okullar bu uyum sağlama için bir hafta önceden öğrencileri okullara alıyor. Tabii her öğrenci değil, belli sınıf ve yaş grubu ana babasının elinden tutuyor ve doğru okula gidiyor. Kimi direniyor, kimi öyle böyle zorda olsa gitmeye çalışıyor. Benim okuduğum vakitlerde öyle uyum suyum diye bir iş olmadığından ana baba çokta okula uğrama derdinde olmazdı. Çocuk elinden tutulur ve “aha okul burası, hocalarında gelir seni sınıfa götürür” diyerek okul bahçesinde bırakıp giderlerdi.
Bende çok iyi hatırlıyorum okula ilk gittiğim günü. Anam elimden tuttu ve zaten yakın olan Atatürk İlkokul (şimdi Gazi Orta Okulu oldu) bahçesinde 10-15 dakika zil çalana kadar ancak bekledi ve doğru eve gitti. Gidiş o gidiş. Tam 12 sene okudum ve bir daha benim için kimse okula falanda gelmedi. İlkokulda birinci sınıfta hastalık sebebiyle kaldım. Zatürre olmuşum ve devamsızlıktan sınıfta kalınca tekrar ettim. Öyle hastalık raporu da almamışlar bizimkiler. Dedim ya, okulu bitirdim ortaokula başladım, oraya da kimse gelmedi. Liseye geçtim 3 sene okudum ve o da paldır küldür bitti. Düştük kalktık, top oynadık, koştuk, terledik, tartıştık, hocalardan azar işittik, fırça yedik, dayak yedik, ceza aldık, bazı derslerden kaldık, bütünlemelerde geçtik, teşekkür takdir aldık, sporla ilgilendik, okuldan kaçtık, boş boş gezdik, siyasetin çok etkili olduğu zamanlarda mitingdi, protestoydu katıldık, haşarılık yaptık, bol bol laf edip durduk ve 12 sene geçti gitti. Ne veli toplantısı, ne de başka bir şey için kimsenin okula geldiğini görmedim ve hatırlamıyorum da. Sonra sert rüzgarlar esti, yağmurlar başka yağmaya başladı, kara taşlı yollar parke oldu, çamurdan, tozdan topraktan ayakkabılarımızın eskimesi azaldı. İş bulduk çalıştık, bazen aylak aylak gezdik, hamallık yaptık, odun taşıdık, fındık topladık, artık o anda ne iş varsa yaptık ve bugünlere kadar geldik. Emek harcadık, koşturduk, çay içtik, bayat ekmek yedik, yeri geldi havalar soğudu, sıcaktan pestil olduk. Hayatımızda hep mücadele oldu ve hala da devam ediyor. Öyle uyum haftası duyum haftası demeden bu günlere geldik. Doğrusunu büyüklerimiz bilir, diyerek topu yuvarlayıp yola revan oluyoruz.