Cumartesi günü gazeteye gelirken çay ocağındaki mahallenin esnafını oturmuş çay içerken gördüm. Gazeteye uğradım ve işimi bitirip tekrar aynı yoldan geri geldiğimde bu arkadaşlar aynı şekilde oturuyor ve çaylarını yudumluyordu. Aradan 1 saate yakın zaman geçmişti ben gidip gelene kadar. Sonra bir çayda ben içeyim ve bunlar ne diyorlar, diye çay ocağına geldim. 5-6 arkadaş sohbet ederken, kendilerince ülkenin dertlerini çay ocağının sehpasına yatırmış, çareler üzerine fikirlerini söylüyorlardı. Ayaküstü bir kaç dakika dinledim ve sonra haberleri yazmak için gazeteye geldim. Bildim bileli, hangi konuda olursa olsun bizler, yani bu ülkenin yönetilenleri olarak, bizim bir şeyi tartışmamız ve dert yanmamız orada kalıyor. Ne olduğu önemli değil bu konuştuklarımızın, bir adım bile atılamıyor. Çünkü bu ülkede çelik zırhla sarılmış bir bürokrasi denen bir yapı var. Senelerdir hepimiz bu yapının aşılmaz bir Çin setti olduğuna dair fikir içindeyiz. İnanın benim, senin, onun, şunun, bunun aklınıza kim gelirse gelsin bu yapıya bir işi düştüğünde nasıl bir engel ile karşı karşıya olduğunu görmüş, işitmiş ve anlatılanlardan bilenleriz. En küçük bir dert bile bu yapının karşısında çare bulunamaz hale gelebilir. Olmuştur ve bundan sonrada olacaktır. Bu yapı bu ülke vatandaşının bir işi karşısında asla pes etmez ve onu yıldırana kadar işi yokuşa sürer. Ha bu hükümet bunu biraz olsun esnetti. Ancak burada veya başka bir yerde, yine aynı şeylerin olduğunu duyuyoruz. İşi yokuşa sürme ve “bu olmadı, şu olacak” gibi vatandaşı geri çevirme durumu hala geçerli. Bu yapıya karşı varsa bir dayınız, siyasi tanıdığınız, bir gücünüz işiniz biraz daha kolay oluyor, o kadar! Başka ülkelerde de aynı şeyler var, az ama çok oralarda da işi yokuşa sürenler her zaman olmuştur. Bu çay ocağı sohbetinin konusu olan şeylerin çaresi kolay kolay bulunmaz. Bürokrasi istemedi mi, olması söz konusu değildir. Bu işin bir de şu yanı var, eklemek gerek. Hep bu yapıdan bahseden insanlar olarak bir gün bu yapının içine girdiğimizde, bizde dertlere çare değil, aynı şekilde takoz olmaktan geri durmuyoruz. Bu yapı zaten bunun için kurulmuş ve buraya kapağı atanda bu yapının devamını elinden geldiğince korur. Biz ne kadar tartışırsak tartışalım, düşünce üretelim bürokrasinin geçilmezi çok zordur. Konuştuklarımız, sohbetlerimiz çay içtiğimiz ile kalır…