Aradan geçen süre zarfında depremin geride bıraktığı izler ile ilgili çok konuşulacak ve eleştiri mekanizması çalışacak. Hep tamam denilen noktalar her seferinde yetkili, siyasi ve vatandaş üçlüsü tarafından paramparça edilmiş ve kimsenin de ders almışlığı yok diyebiliriz. Bu işin seni beni, şunu bunu, o yaptı, bende yapayım bir şey olmaz, demenin akılla ve mantıkla hiçbir şekilde açıklaması yok. Geride hayatını kaybedenler, yara alanlar ve geçmişini enkaz altında bırakanların olduğu fani olanların unuttuğunu görmek zor değil. Sadece deprem mi, aklımıza gelen ve karşılaştığımız onca afet ve felaket bizi asla ve asla menfaatimizden alıkoymuyor. Canımız yanmış, yakınımız gitmiş, aile veya sülalemiz yok olmuş, zerre umurumuzda olmuyor ve ilk fırsatta yine aynı melaneti yapmağa çalışıyoruz. İnsanoğlu, menfaatini düşünür, işine geleni kabul eder, yaptığının yanlış olduğunu bilse bile en ufak bir menfaati varsa gözünü kapatır ve işinin oluruna bakar. Bu işin şu görüşü bu görüşü yok. Kimse de sadece şu görüştekiler bunu yapar, diyerek başkasını suçlamasın. Biz bu ana kadar neler gördük, duyduk, bilgi olarak bize ulaştı, belgeli olarak okuduk, yani topu başkasın atmak, onun adamı yaptı, bizde sütte leke olmaz, suçlaması göründüğü gibi söz konusu değil. Sel olur, heyelan olur, çığ düşer, trafik kazası olur, binalar çöker, yasak olan yere ev yaparız, köprü yaparız, kolon keseriz, kirişi yıkarız, anlayacağınız hepsini yaparız ve bunlar için bahane üstüne bahane bulmakta sıkıntı çekmeyiz. Bu toprakların insanında var, yok diyen kendini kandırır. Deprem ile ilgili daha öncede çok konuşuldu, çok anlatıldı, onca bilim adamı, uzmanlar laf edip durdu, ancak senelerdir aynı hikaye devam ediyor ve duracağa da benzemiyor.  Tek kelime bile bu işin üstüne etmeden, bıçak gibi kesip, kimsenin gözünün yaşına bakmadan, senden benden demeden, bir tek çivi bile çaktırmaya asla izin vermemeyi başarmalıyız. Biz böyle durumlarda hep işin cıvığını çıkartmak için elimizden geleni yapmamayı öğrendiğimizde, yetkili ve siyasilerde oy için veya başka şey için tek bir çiviye tenezzül etmezse bu iş yoluna girer. Başka yolu yok, yoksa çok konuşur dururuz.