Pazar sabahı şöyle ‘biraz geç kalkayım’ diye yatağımda uyanmış sağa sola bakarken, birden dışarıdan bir ses duydum. “Hişt yakışıklı yakışıklı, beni duyuyon mu” diye ses gelince ister istemez, “ulan tamam çok yakışıklıyız da; bu evin içinde beni nasıl gördünüz” diye kendi kendime bir havaya girdim ki sormayın gitsin! Sonra ses kesildi, bende yatağa uzanıverdim. Sonra aradan beş dakika falan geçti geçmedi, tekrar dışarıdan sesler gelmeye devam etti. Ben “yahu bu kadar abartılacak bir şey yok tamam, manken gibiyim daha uzatmayın” derken polis telsizleri sesini duyunca yataktan fırladım ve sesin geldiği yeri aradım.
Balkona çıktım ve polis arabasını gördüm birkaç metre ötede. ‘Hayırdır bu saate bizim mahallede polis arabası ne arar ki’ diyerek iyice sağa sola bakınca meselenin ne olduğunu anladım. Evin tam önündeki otobüs durağının tahta bankından bir genç polisin yardımı ile yattığı yerden kaldırıldı ve polis aracına bindirildi.
Polislerden biri bu gence “anan baban akşamdan beri seni arıyor yahu, ne bu halin” dedi. Ben araç gidince daha ‘fazla yatmayayım’, diyerek çayımı içip evden gazeteye geldim.
Geldim ama canımda bu gördüğüm hoş olmayan hal karşısında iyice sıkılmıştı. Şimdi şunu soracaksınız “bu gence ne olmuştu” diye…
Sadece ülkemizi değil, bütün dünyayı etkisi altına alan ve artık daha küçük yaştakileri de bağımlı hale getiren adını anmaya gerek duymadığımız uyuşturucu belasının bir kurbanı daha diyelim. Bu gencin yaşı 15-16 gibiydi. Benim ikamet ettiğim bu mevkide de bu genci de görmüş değildim. Anası babası bütün gece onu aramış ancak nerde olduğunu ve ne yaptığını bilmedikleri içinde bulamamış olacaklar ki polise haber verip bulunmasını beklemişler.
İlk defa da karşılaşmadım bu gibi görüntülerle Bulancak’ta. Bir gazeteci olarak, daha önce de yazdığım gibi haber yapamayacağım yasal ve ahlaki sebeplerden dolayı gerekli yerlere konuları iletiyorum.
Ancak bu meseleyi çözmüyor. Mesele çok derin, çok sıkıntılı, mücadelesi çok meşakkatli, anaların, babaların çocuklarından ne kadar haberdar oldukları, evden çıkan çocuklarının nerelerde olduğu, kimlerle arkadaşlık yaptığı gibi onca soru bazen boşlukta kalıyor.
Çocuklarından bi haber olan analar babaların dönemi geliyor artık. Mevzu epeyce dallı budaklı ve geri adım atmaya gelecek gibi değil. Bu konuyu yazmaya devam edeceğim. Benim için en önemli bir mesele bu mesele…
Bakalım ipin ucu nereye gidecek!