Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

Çok germeyin, dikişler patlayacak sonra

Hayatımızın gidişatını birden allak bullak eden bir fırtınanın içinden yavaşta olsa çıkış yolu arıyoruz.  Salgın ile birlikte yeni bir Dünya’nın eşiğinde hepimiz yönümüzü belirlemek içinde yol haritası çizmekteyiz. Salgının insan üzerindeki ruhsal hali de artık yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Perşembe günü sabahtan hastane tarafında bir arkadaşımın iş yerinde oturmuş sohbet ederken, işyerine gelen bir müşteri, “Bulancak’ta vaka varmış, haberiniz var mı” diye sorunca. Bende “ kendinizi çok fazla vaka var, diye zorlamayın, korkulacak bir durum yok, siz tedbirinizi alın başka bir şey yapmanıza gerek yok” diyerek biraz olsun moral vermeye baktım. Buna rağmen bu vatandaşımız, “yahu iyice depresyona girdim evde olmaktan, ilaç almaya başladım doktora gittikten sona” diye lafı ekledi. Ben de “valla televizyon falan izlemeyin, kalabalıkta bulunmayın, temiz havanın olduğu yerlerde dolaşın, neşenizi kaybetmeyin” diyerek kendimce akıl verdim. Salgın ile birlikte ülkemizde ve dünyada asabiyet hastalıkları artmaya başlamış. Bu hiçte de iyi değil. İnsan ruhu yara aldı mı kolay kolay tamir olmaz. Sağlık önemli buna bir şey dediğimiz yok. Ancak sabah akşam salgında salgın, diye başımıza vaka sayısı, test sayısı diyerek vurmanın anlamı yok. Bir kaç ülkede, artık salgın ile ilgili sayılar haftanın bir ya da iki günü kamuoyu ile paylaşılıyor. Hayat kendi düzeni içinde ölümdü, doğandı devam ediyor. Bunu çok zorlamanın anlamı yok diyebilirim. Mesela bir misal vereyim, Türkiye’de 2019 yılında kalp hastalıklarından vefat eden insan sayısı 435.000’miş. Güne bölersek 1191 kişi hayatını kaybetmiş. Salgında ise en üst sayı ne idi peki; 156 mı neydi. Aradaki rakam öyle böyle değil. Şimdide 25-30 arasında virüsten vefat eden var. Her gün kalp hastalığından 1191 veya 1200 kişi vefat ediyor ve biz hiçbir tedbir almıyoruz. Hangisi daha ağır bir durum? Çok germeyin bizleri dikişlerimiz patlar sonra, usta terziler bile dikemez bizi bir daha!        
Ekleme Tarihi: 29 Haziran 2020 - Pazartesi
Erhan GÜNDOĞAR

Çok germeyin, dikişler patlayacak sonra

Hayatımızın gidişatını birden allak bullak eden bir fırtınanın içinden yavaşta olsa çıkış yolu arıyoruz.  Salgın ile birlikte yeni bir Dünya’nın eşiğinde hepimiz yönümüzü belirlemek içinde yol haritası çizmekteyiz. Salgının insan üzerindeki ruhsal hali de artık yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Perşembe günü sabahtan hastane tarafında bir arkadaşımın iş yerinde oturmuş sohbet ederken, işyerine gelen bir müşteri, “Bulancak’ta vaka varmış, haberiniz var mı” diye sorunca. Bende “ kendinizi çok fazla vaka var, diye zorlamayın, korkulacak bir durum yok, siz tedbirinizi alın başka bir şey yapmanıza gerek yok” diyerek biraz olsun moral vermeye baktım. Buna rağmen bu vatandaşımız, “yahu iyice depresyona girdim evde olmaktan, ilaç almaya başladım doktora gittikten sona” diye lafı ekledi. Ben de “valla televizyon falan izlemeyin, kalabalıkta bulunmayın, temiz havanın olduğu yerlerde dolaşın, neşenizi kaybetmeyin” diyerek kendimce akıl verdim.

Salgın ile birlikte ülkemizde ve dünyada asabiyet hastalıkları artmaya başlamış. Bu hiçte de iyi değil. İnsan ruhu yara aldı mı kolay kolay tamir olmaz. Sağlık önemli buna bir şey dediğimiz yok. Ancak sabah akşam salgında salgın, diye başımıza vaka sayısı, test sayısı diyerek vurmanın anlamı yok. Bir kaç ülkede, artık salgın ile ilgili sayılar haftanın bir ya da iki günü kamuoyu ile paylaşılıyor. Hayat kendi düzeni içinde ölümdü, doğandı devam ediyor. Bunu çok zorlamanın anlamı yok diyebilirim.

Mesela bir misal vereyim, Türkiye’de 2019 yılında kalp hastalıklarından vefat eden insan sayısı 435.000’miş. Güne bölersek 1191 kişi hayatını kaybetmiş. Salgında ise en üst sayı ne idi peki; 156 mı neydi. Aradaki rakam öyle böyle değil. Şimdide 25-30 arasında virüsten vefat eden var. Her gün kalp hastalığından 1191 veya 1200 kişi vefat ediyor ve biz hiçbir tedbir almıyoruz. Hangisi daha ağır bir durum? Çok germeyin bizleri dikişlerimiz patlar sonra, usta terziler bile dikemez bizi bir daha!        

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.