Yok yahu demeyin! Adamlar ne yapacaklarını farklı yollar ile insanların kafasına sokmaya yemin etmişler gibi bunu göstermeye çalışmışlar. Adamlar dediğim; Dünya’yı yönettiklerini söyleyerek epeyce bir numara çevirip ülkeleri kontrol altına alan zatlar. Bir avuç yaratık bunlar. İnsan mı, hayvan mı, ikisi arası bir şey mi, başka bir tür mü, yoksa yalan ile her şeyi yönetiyoruz diyen bir yapı mı kimse tam olarak bilmiyor. Takdiri ilahiye karşı gelmeye bayılan ve bu yolda sürekli senaryo yazan bu yapının en çok kullandığı alanlardan biride, icat edildikten sonra sinemadır. Sonra radyo, tv, gazete ve diğerleri ile tam saha atak yaparak insanları ve ülkeleri ele geçirme planları ile her gün yeni bir oyun sahneye koyarak devam ediyorlar.
Hikaye bunların ki diyeceğim de, diyemiyorum! Dün akşam her ay takip ettiğim ve paraya kıyarak aldığım dergide, yazarlardan birinin yazısında bir film anlatılıyordu. Film 1973 yapımı bir film. Adı “Soylent Green.” Türkçesi Soylent Yeşili olarak çevrilebilir. Soylent, toz, shake ve bar formlarında öğün yerine geçen ürünlerdenmiş. Çok bilmem, nasıl bir şeydir. Batı denen yakada ayak üstü yemek alışkanlığının bir çeşidi anlaşılan. 1973 senesinde çekilen bu filmde, 2022 senesindeki küresel ısınma ve buna bağlı olarak, salgınlar, eve kapanmalar, gıda kıtlığı, hastalıklardan bahsettiğini yazılmış. Not aldım ve ilk işim izlemek. Bu filmde her zamanki gibi ultra zenginler ve yöneticiler var ve bunlar asla bu sıkıntıların hiçbiri ile hemhal olmuyor. Çünkü para onlarda ve aşağıdakilerin aç kalması, yokluk içinde olması, ölmeleri bu tabakanın hiçte umurunda değil. Ha filmden anlattığı bir şey var. Bu ultra yapı, hayatta kalmak için, ölen insanların parçalara ayrılmış cesetlerini yiyerek ayakta kalıyormuş. Nasıl bir şey değil mi?
Salgın öncesi az buçuk bu yapının oyunlarını bilirdik. Bazıları bunlara komplo teorisi diyerek işi başka mecralara çekiyor. Onları bilemem. Sadece film değil, diziler, basın yayın kuruluşları, şimdide, sosyal ağlar üzerinden bu yapacaklarını şırınga etmeye devam ederek geçiniyorlar. Seneler önce yapacakları bu aşağılık işleri bize göstermişler ancak biz bunları tam olarak çakamamışız. Planlarının hepsini yapabildiler mi; o da bir yere kadar. Yok yahu demeyin, siz birde tiktoka bakın. Belki bir şey görürsünüz!