İşim gereği hareketli bir hayatım var. Haftanın üç ya da dört günü dolmuşla sağa sola giderim. Gazeteciliğin ve muhabirliğin olmaza olmasıdır koşturmak. Ne zaman, nerede olacağımız pek belli olmaz. En sakin günde bile bir bakarsınız bir şey olur, “hadi bakalım” doğru oraya. Hep böyle gider durur bizim işimiz.(İş derken; severek yaptığımız bir şeydir bu iş.) Bu koşturma içinde dolmuşla gidip gelirken, çok sayıda hikayenin de içinde oluruz ve bunu yeri geldi mi haber, yeri geldi mi bu köşeden yazarız.
Geçen hafta önce Giresun’a, sonra da Piraziz’e bir yolculuk yaptım. Dolmuşa bindikten sonra, araç hareket etmeden emniyet kemerini takarım. Kaza falan olduğunda en azından ağır bir durum ile karşı karşıya kalmam böylece azalır. Giresun’a giderken emniyet kemerini takayım dediğimde(ön koltukta yolculuk yaptığımda, gerçi bütün koltuklarda emniyet kemeri olsa daha iyi)emniyet kemerinin bozuk olduğunu gördüm ve yine de takmaya çalıştım. Bir türlü kemer takılmadı. Beni gören araç şoförü, “takmana gerek yok, zaten soran olmuyor” dedi. İçimden, “Valla çok güzel, nasılsa soran yok kaza falan olursa sen sağ ben selamet gideriz” diye geçirdim.
Bir gün sonra da Piraziz’e gitmek için dolmuşa bindim ve emniyet kemerini takayım dedim. Ondaki kemerde hiç çalışmıyor ve koltuğun üstüne bağlanmış ve oradan yarım yamalak bir şekilde takıyorsunuz. Aynen bu şoförde, “Ya soran eden yok, takmasan da olur” dedi. Ne yapalım şimdi?
Emniyet kemerinin bir getirisi yok. “Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir” mantığı en güzel düsturumuz olmuş gibi. Hakikaten de emniyet kemerinin bir önemi yoksa takmanın da anlamı yok. Onca masraf etmenin ve süs eşyası gibi durmasının kimseye faydası yoksa, kaldırılması daha doğru olur.
Kim bu işe bakar bilmiyorum. Ceza falanda bu işi düzeltemiyor. Şoförleri eğitmek, kurallara uymasını sağlamak, insan hayatının kıymetini anlatmakta çok fayda sağlayacak gibi durmuyor onların gözünde.(Elbette bu işin hakkını verenler var, fakat son yıllarda değişim içinde olan bu iş kolunda öyle vatandaşı dinleyen sayısı pek fazla değil.) birileri el atıp işin doğrusunu uygulamalıdır, diyorum vesselam…