Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

Eskiden cereyanlar kesilirdi

Ne günlerdi o günler. Şimdi cereyan deyince kimileri çok şaşırıyor. Ha şimdiki adı elektrik. O zamanlar herkesin dilinde cereyan dedin mi elbette elektrik gelmiyordu. Ben yaştaki herkes için ve biraz daha küçükler için en çok kulağa çalınan ve cereyan kesildi denildi mi elektriğin kesildiğini ezbere bilirdik. Eski dediğimde;  sene 1975-85 arasından bahsediyorum. Bulancak’ta ve Karadeniz’de çok yer karanlıkta çok uzun seneler kaldı. Elektrik elbette vardı. Ama cereyan her yere gitmiyordu. O günlerde bu işin yatırımını yapmak devlet için bile çok külfetliydi. Tabii aradan zaman geçti şimdi elektriğin uğramadığı yerler parmakla gösterilecek kadar. Ramazan Bayramı’nın ikinci günüydü. Akşam eve geldim, haberleri izliyorum televizyonda ve birden cereyanlar gitti. Öylece kala kaldım diyeceğim ama ben eskiden alışık olduğum için hiçte istifimi bozmadım ve olduğum yerde cereyanın gelmesini bekledim. Evde sadece ablamla ben vardım. Ablam mum falan yakalım dedi, fakat ben gelene kadar böyle oturalım dedim. Yaklaşık 40-45 dakika sonra cereyan geldi. Tekrar o ışıltılı dünyaya dönmüş olduk. Eskiden cereyan kesildiğinde saatlerce, günlerce hatta birkaç hafta gelmediği olurdu. O günün şartlarında teknik ve ekip olmayınca işler uzadıkça uzardı. Bazıları çok kızardı. Kiminin işi gücü aksardı. Elektriğe bağlı bir hayatımız aslında yoktu. Herkes kendi kabuğunda kendine göre bir dünyası olduğu için bu kesintiler bizi çok da sarsmazdı. Suyun olmadığı günlerdi o günler. Su, çok sık kesilir. İnsanlar çeşme başlarında, cami kapılarında elinde su bidonu, güğüm, kova, teneke kutularla su almak için saatlerce sırada bekler ve bazen alamadan eve dönerdi. Çok kötü günler miydi? O gün için belki öyle gözüküyor ama o şartlarda hayatın manası ve akışı hepsinden daha kıymetliydi. Bana göre böyle, başkalarını bilemem. Şimdi elektrik kesildiğinde gözüne ışık tutulmuş tavşan gibi olanları görünce geride kalan o günleri yad etmekten vazgeçmiyorum. Akıllı telefondu, internetti, 4.5G idi, 5G idi zerre kadar o günleri geri getiremez. Ha unuttum. Cereyan kesilince; kendimi hep o günlerde hissederim. Hiç acele etmem isterse sabaha kadar gelmesin. Umurumda bile olmaz. Karanlıkta yaşamaya alışkınım. Geçmişe dalar, o günlerde ne yaptığımıza dair düşünür ve bundan sonra hayatımızın acele edilecek bir tarafı olmadığını kabul ederim. Evlerde o zaman gaz lambaları, finnuri, parası olan için löküs denilen alet, mum olmayanda hiçbir şey yapmadan sabah ederdi. Şimdiki zamanda envaı çeşit enerji veren alet edevat olunca cereyan kesilmiş, su gitmiş insanoğlu apışıp kalıyor. Bazen yazılarımda yazdığım gibi 50-60 sene sonra bunları da çok arayacağız ve mağaralara geri döneceğiz gibime geliyor. Her yükselişin, her ilerleyişin bir gün mutlaka geri dönüşü de olur. Geçmişi bilmeyenler ve yeni nesile bunları anlatmayanlar, bu işin sorumlusu olarak ileride anılacaktır.
Ekleme Tarihi: 20 Mayıs 2021 - Perşembe
Erhan GÜNDOĞAR

Eskiden cereyanlar kesilirdi

Ne günlerdi o günler. Şimdi cereyan deyince kimileri çok şaşırıyor. Ha şimdiki adı elektrik. O zamanlar herkesin dilinde cereyan dedin mi elbette elektrik gelmiyordu. Ben yaştaki herkes için ve biraz daha küçükler için en çok kulağa çalınan ve cereyan kesildi denildi mi elektriğin kesildiğini ezbere bilirdik. Eski dediğimde;  sene 1975-85 arasından bahsediyorum. Bulancak’ta ve Karadeniz’de çok yer karanlıkta çok uzun seneler kaldı. Elektrik elbette vardı. Ama cereyan her yere gitmiyordu. O günlerde bu işin yatırımını yapmak devlet için bile çok külfetliydi.

Tabii aradan zaman geçti şimdi elektriğin uğramadığı yerler parmakla gösterilecek kadar. Ramazan Bayramı’nın ikinci günüydü. Akşam eve geldim, haberleri izliyorum televizyonda ve birden cereyanlar gitti. Öylece kala kaldım diyeceğim ama ben eskiden alışık olduğum için hiçte istifimi bozmadım ve olduğum yerde cereyanın gelmesini bekledim. Evde sadece ablamla ben vardım. Ablam mum falan yakalım dedi, fakat ben gelene kadar böyle oturalım dedim. Yaklaşık 40-45 dakika sonra cereyan geldi. Tekrar o ışıltılı dünyaya dönmüş olduk. Eskiden cereyan kesildiğinde saatlerce, günlerce hatta birkaç hafta gelmediği olurdu. O günün şartlarında teknik ve ekip olmayınca işler uzadıkça uzardı. Bazıları çok kızardı. Kiminin işi gücü aksardı. Elektriğe bağlı bir hayatımız aslında yoktu. Herkes kendi kabuğunda kendine göre bir dünyası olduğu için bu kesintiler bizi çok da sarsmazdı.

Suyun olmadığı günlerdi o günler. Su, çok sık kesilir. İnsanlar çeşme başlarında, cami kapılarında elinde su bidonu, güğüm, kova, teneke kutularla su almak için saatlerce sırada bekler ve bazen alamadan eve dönerdi. Çok kötü günler miydi?

O gün için belki öyle gözüküyor ama o şartlarda hayatın manası ve akışı hepsinden daha kıymetliydi. Bana göre böyle, başkalarını bilemem. Şimdi elektrik kesildiğinde gözüne ışık tutulmuş tavşan gibi olanları görünce geride kalan o günleri yad etmekten vazgeçmiyorum. Akıllı telefondu, internetti, 4.5G idi, 5G idi zerre kadar o günleri geri getiremez.

Ha unuttum. Cereyan kesilince; kendimi hep o günlerde hissederim. Hiç acele etmem isterse sabaha kadar gelmesin. Umurumda bile olmaz. Karanlıkta yaşamaya alışkınım. Geçmişe dalar, o günlerde ne yaptığımıza dair düşünür ve bundan sonra hayatımızın acele edilecek bir tarafı olmadığını kabul ederim. Evlerde o zaman gaz lambaları, finnuri, parası olan için löküs denilen alet, mum olmayanda hiçbir şey yapmadan sabah ederdi. Şimdiki zamanda envaı çeşit enerji veren alet edevat olunca cereyan kesilmiş, su gitmiş insanoğlu apışıp kalıyor. Bazen yazılarımda yazdığım gibi 50-60 sene sonra bunları da çok arayacağız ve mağaralara geri döneceğiz gibime geliyor. Her yükselişin, her ilerleyişin bir gün mutlaka geri dönüşü de olur. Geçmişi bilmeyenler ve yeni nesile bunları anlatmayanlar, bu işin sorumlusu olarak ileride anılacaktır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.