Perşembe akşamı ülkemizin 4 takımının Avrupa liginde eleme turunun 2. maçlarını izlemek için TV’nin karşısına geçtim. 4 maç ayrı kanallarda olunca bir o kanal, bir bu kanal derken maçlardan doğru dürüst bir tat alamadan, maçları oflaya puflaya izledim. İzledim de ne oldu? İki takım tur atladı, ikisi evine döndü. Gerçi birinin maçı şifreli kanalda idi. Maç sonrası hocanın yaptığı açıklamalar daha öncekilere benzediği için galip gelmelerine rağmen hikâyeden oynadıklarını şıp diye anladım. Diğer 3 maçta takımlarımızın oynadığı oyunun ne olduğunu, doğrusu, anlamışta değilim. Hem galip gelen, hem elenen iki takımımız, amatör takımlardan farksız bir oyun oynayamadı. Milyonlarca lira harcayarak aldıkları oyuncular aynen bizim oyunculara benzemiş, arkadaşına pas atmaktan aciz, rakibi durdurmaktan bihaber, hücum nedir, savunma nedir bilmeden bizim göğlemece dediğimiz bir şekilde maç sonuna kadar oynadılar durdular. Birde bunlar avrupada söz sahibi olmak isteyen takımlarımız. Hele 5 gol atan ve gruplara kalan takımımız da bu 3 takımdan farklı değildi. Karşısında, sıradan bir mahalle takımı gibi olan bu takım karşısında 3 pası bile becerip ortaya bir oyun koyamadı. Bu takımı tutanlar, alınıp gücenmesin. Oyun diye bir şey oynamadılar. İnsan bir maç izlerken, kimin galip geldiği önemli değil ama ortada futbol diye bir şeyin olmasını ister. Bir aculluk, bir paspayelik, amatör liglerde olmayacak acemilikler, peş peşe yapılıyor ve oyun diye hiçbir şey görünmüyor. Zar zor maçlar bitti ve bir kez daha boyumuzun ölçüsünü almış olduk. Her yıl ülkenin 2-3 milyar lirası bu futbolculara verilerek taraftarların gözleri boyanıyor. Çoğu da kendi ülkelerinde üst düzey takımlarda oynamış ve milli takım formalarını giymiş futbolcular. Bir misal vereyim bunlardan; Trabzon-Roma maçında, Trabzonsporlular’ın takım olarak oynadığı oyunun adı futbol falan değil. Halı sahalarda yapılan turnuva maçları bile bundan daha güzel ve daha göz zevki veriyor. Ülkenin en iyi hocaları, en iyi futbolcuları, en fazla taraftarları bu takımlar bir adım bile ileriye gidemez. Yapılan reklamlar, yapılan açıklamalar, göz boyamalar, Avrupa’ya çıkınca açıkça görünüyor. Kimsenin kimseyi kandırmaya hakkı yok. Şampiyonlar ligi mi? Oradan da elimiz boş dönecek. Bundan önce ne olduysa, bundan sonra da aynısı olacak.
Anasayfa
Yazarlar
Erhan GÜNDOĞAR
Yazı Detayı
Bu yazı 731+ kez okundu.
Göğlemece top bu kadar oynanır
Perşembe akşamı ülkemizin 4 takımının Avrupa liginde eleme turunun 2. maçlarını izlemek için TV’nin karşısına geçtim. 4 maç ayrı kanallarda olunca bir o kanal, bir bu kanal derken maçlardan doğru dürüst bir tat alamadan, maçları oflaya puflaya izledim. İzledim de ne oldu? İki takım tur atladı, ikisi evine döndü. Gerçi birinin maçı şifreli kanalda idi. Maç sonrası hocanın yaptığı açıklamalar daha öncekilere benzediği için galip gelmelerine rağmen hikâyeden oynadıklarını şıp diye anladım. Diğer 3 maçta takımlarımızın oynadığı oyunun ne olduğunu, doğrusu, anlamışta değilim. Hem galip gelen, hem elenen iki takımımız, amatör takımlardan farksız bir oyun oynayamadı. Milyonlarca lira harcayarak aldıkları oyuncular aynen bizim oyunculara benzemiş, arkadaşına pas atmaktan aciz, rakibi durdurmaktan bihaber, hücum nedir, savunma nedir bilmeden bizim göğlemece dediğimiz bir şekilde maç sonuna kadar oynadılar durdular. Birde bunlar avrupada söz sahibi olmak isteyen takımlarımız. Hele 5 gol atan ve gruplara kalan takımımız da bu 3 takımdan farklı değildi. Karşısında, sıradan bir mahalle takımı gibi olan bu takım karşısında 3 pası bile becerip ortaya bir oyun koyamadı. Bu takımı tutanlar, alınıp gücenmesin. Oyun diye bir şey oynamadılar. İnsan bir maç izlerken, kimin galip geldiği önemli değil ama ortada futbol diye bir şeyin olmasını ister. Bir aculluk, bir paspayelik, amatör liglerde olmayacak acemilikler, peş peşe yapılıyor ve oyun diye hiçbir şey görünmüyor. Zar zor maçlar bitti ve bir kez daha boyumuzun ölçüsünü almış olduk. Her yıl ülkenin 2-3 milyar lirası bu futbolculara verilerek taraftarların gözleri boyanıyor. Çoğu da kendi ülkelerinde üst düzey takımlarda oynamış ve milli takım formalarını giymiş futbolcular. Bir misal vereyim bunlardan; Trabzon-Roma maçında, Trabzonsporlular’ın takım olarak oynadığı oyunun adı futbol falan değil. Halı sahalarda yapılan turnuva maçları bile bundan daha güzel ve daha göz zevki veriyor. Ülkenin en iyi hocaları, en iyi futbolcuları, en fazla taraftarları bu takımlar bir adım bile ileriye gidemez. Yapılan reklamlar, yapılan açıklamalar, göz boyamalar, Avrupa’ya çıkınca açıkça görünüyor. Kimsenin kimseyi kandırmaya hakkı yok. Şampiyonlar ligi mi? Oradan da elimiz boş dönecek. Bundan önce ne olduysa, bundan sonra da aynısı olacak.
Ekleme
Tarihi: 28 Ağustos 2021 - Cumartesi
Göğlemece top bu kadar oynanır
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.