Hani; “cami yıkılmış mihrap yerinde duruyor”, diye bir deyim var. Ortaokul ve liseye giderken az buçuk okuma yazma bildiğimiz için elimize geçen her kitap ve dergiden çok etkileniyorduk. Batı denilen(Avrupa eksenli Dünya’dır ifade edilen batı)yapının gözümüzdeki anlamı çok büyüktü. Sadece ben değil o zamanın büyük bir kısmı için Avrupa deyice akan sular dururdu. Tabii o zamanın bilgisi ile gözümüz kamaşmış ve tek gerçeğin Avrupa olduğunu sanıyorduk. Her şeyin ama her şeyin burada olduğunu falan sanıyorduk. Daha o günlerde emperyalist yapı ile ilgili bilgimiz bir siyasi duruştan öte geçmediği içinde Avrupa’yı bir halt sanıyorduk. Sonra zaman su gibi akıp geçti ve gözümüzü kamaştıran perde ve cila yok olunca hakikat ortaya çıktı. Avrupa’nın zenginliği ve sözü edilen demokrasisi öyle bahsedildiği gibi değilmiş. İşin bu tarafı çok uzun ve detaylı bir konu olduğu için çok yazmaya gerek yok. Büyük bir sömürü ve savaşlar ile ayakta duran Avrupa, salgın ile beraber ayakta zor duruyor. Pazartesi akşamı evde oturmuş haberleri takip ediyordum. Bir kanalda, son iki sene de Avrupa’da hayat pahalılığının inanılmaz bir şekilde artığını haber olarak sunuyordu.
“Dur bakayım ne olmuş bu Avrupa’ya” diyerek daha dikkatli bir şekilde haberi izledim. Oooo, yanmış bitmiş bu habere göre Avrupa yahuu! Almanya başta olmak üzere, Avrupa’nın tamamında zam yağmuru sağanak olmuş yağıyor. Yeme içmeden tutunda bütün alanlarda, ulaşım, enerji, kiralar, doğalgaz, internet, gezme, tozma daha o kadar iş kolunda yüzde 50’den başlayan ve kimi ülkelerde yüzde 500-600’e kadar artan fiyatlar buralardaki insanları sokağa dökmüş. “Nasıl olur bu durum” diye merak ediyor insan. Yaklaşık 600 milyon nüfusa sahip kıtada insanlar zamlar ile perişan olmuş ve tepkilerini sokağa taşımış. Son 20 yılın en büyük zam dalgası çok büyük bir hasar bırakacak gibi.
Salgının bu kadar etkisi olacak şey midir yahuu? Hani Avrupa çok zengindi, bütün belalar ile baş ederdi, halkı aç kalmaz, zam olmaz, her şey insanları mutlu etmek içindi, kimse işsiz kalmaz, devletler her zaman halkın yanında olurdu, gibi şeylerin aslı astarı aslında yokmuş. Sömürüden gelen, savaşlarda elde edilen ganimet artık yavaşça suyunu çekiyor. Salgın, ekonomik bir savaşın sadece numarasıdır, yeni ekonomik yapı kurulacak, diye ortalık yangın yeridir diyorduk. Daha bunlar Avrupa’nın iyi günleri gibi gözüküyor.