Kısa adı DOKA olan Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı bu dönem için 7 projenin desteklenmesini sağlayacakmış. Dünkü yerel gazetelerin birinde konu ile ilgili bir haberi okuyunca, “Allah Allah” dedim. Koskoca devlet(hükümet) ülkenin gelişmesi ve kalkınması için bazı bölgelerde kalkınma ajansı adı altında bir birim kurmuş ve vatandaşın projelerinin desteklenmesini istemiş. Haberde Doğu Karadeniz bölgesindeki illerde hepsi topu 7 projenin destekleneceğini açıklamış habere göre. Ordu, Giresun, Trabzon, Rize, Artvin, Gümüşhane il ve ilçelerinde toplam 7 proje onay almış gibi. Demek ki bu kadar ilde, yüzbinlerce insanın yaşadığı bu yerlerde 7 başvuru olmuş ya da olan birkaç başvurudan ancak 7’si destek alacak şekilde proje olarak sunulmuş. Garip olduğu kadar, çokta düşündürücü! Yahu sadece Giresun merkezde 150binin üstünde insan yaşıyor.(Giresun’dan 1 proje onay görmüş.) Her ilden 1 proje kabul edilmiş ki ayıp olmasın diye. Bu projelerin destek miktarı da 14 milyon lirayı buluyormuş. Proje başına 2 milyon lira yani. 3 aşağı, beş yukarı olur bu rakamda. Mesele alınan paranın miktarı değil. Bu kadar ilde bu kadar insanın yaşadığı yerde göz boyamak için olsa gerekir, “ehh işte 1’er proje destekleyelim de iş yaptığımızı zannetsinler” anlayışı ile iş yapılıyor bu kurumlarda. O da hükümete yakın, kendi çevresindeki iş bitiriciler, onlar yoksa bu dediğim gruba yakın kişiler, siyasi gücün yakınları, ilde sözü geçen il başkanı, belediye başkanı ve yakınları, ilçelerde de aynı grupların adamı proje sunacak ki onlar kabul edilsin. Yanisi manisi şudur; bu 7 kişi veya şirketten başkası proje falan üretemiyor, bir bilgileri yok, hiçbir kabiliyetleri de yok, sıradan bir vatandaş bu gibi bir kuruma proje sunsa, “bin bir dereden su getirip” her türlü takoz olunur. Ben şahsen bu dokap, doka, moka, duka, şuda buda, gibi kurumların eş, dost, ahbap için biçilmiş kaftan olduğunu her zaman düşündüm. Yahu bu kurumlarda çalışanların yıllık maaşları, harcırahları, yemesi içmesi zaten bu proje desteklerinden daha fazla tutar be! Aman aman elinizdeki yağlı börekleri sakın kaçırmayın, kaçmasın elinizin içinden, sonra çok dövünürsünüz…