Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

Her şey mükemmel olmalı

Niye, niçin, hangi sebeple? Bir şey niçin mükemmel olsun? Ya da başka şeyler mükemmel olarak niye hayatımızda yer alsın? Dün akşam evde gazetemi okurken duyduğum ve dikkatimi çeken, TV’de oynayan dizide geçen bir cümle bu… Oynayan o anki görüntüde bir lokanta mı yoksa restoran mı denir pek bilemiyorum(böyle yerlere zaten gidip gelmediğim için adlarının çok da önemi yok) gelecek olan müşteriye sunulacak yemekler için aşçıbaşının dediği bir cümle bu. Her şey mükemmel olmalı. Eskiden belki böyle düşünmüyordum. Her şey ve hayatın her anı dört dörtlük zannediyordum. Zaman geçip hayat devam edince bu söylenen sözlerin hiçbir anlamı yok. Niye olsun ki hayatımızda? Bir şey mükemmel olmasa bir şey mi kaybederiz?  Hayat kendi akışı içinde zaten mükemmel, bir şey aramaya gerek yok. Üstümüz başımız, kir, toz toprak olsa ne olur? Ayakkabımız yırtık, boyasız, bağcıksız olsa bir şey mi kaybederiz? Pantolonumuz gıcır gıcır olmasa ne olur? Puanımız mı düşer? Başkalarının gözünde küçük insan mı oluruz? Yediğimiz, içtiğimiz zaten belli.  Gözümüze gözümüze her şeyin mükemmel olduğu, harikulade olduğu ve öyle olması istenen bir dünya dayatılıyor. Nereye varacak bu gösteriş, her şeyin tam olduğu hiçbir eksiğin olmadığı bir hayat ve dünyanın olacağına kafalarımıza nakşediyorlar. Gerçi benim kafam kalın olduğu için, böyle şeyler hiçbir şeyi ifade etmeden, geçip gider. Tutturmuşlar bir mükemmelliyetçi olma sözü üstümüze boca ediyorlar. Etkilenenler yok mu? Elbette var. Çalışmadan, emek harcamadan, yorulmadan, alın teri dökmeden, baba parası yiyen, yüklü miktarda miras kalmış olanlar, yasal olmayan yollardan cukkayı götürenler, böyle bir kafaya sahip. Diyelim ki böyle bir yere gittik ve yemek mükemmel hazırlanarak masaya getirildi. En fazla kaç kaşık yeriz. Yedikten sonra zaten mükemmeliyeti kalmaz. Birkaç saat sonra karnımız ağrıyacak ve tuvalete koşarak bunu dışarı atacağız. Hani n’oldu mükemmel yemeğe? Suyun tadı, yediğimiz yemeğin tadı, hepsi ama hepsi o anlık. Hiçbir şey söylendiği gibi mükemmel olamaz ve olmaya da muvaffak olamaz. Olmayan bir şey için de kendimizi yırtmaya bir hacet yoktur. Böyle devam edelim, hayatımızı var olanla, ikame edelim. Bu da yeter. İnsanoğlu mükemmeli ararken, hayatının sonuna gelir. Farkına bile varmaz, son gideceği yer, en mükemmel yer musalla taşıdır. Gerisi tatlı bir hatıradır.
Ekleme Tarihi: 23 Haziran 2021 - Çarşamba
Erhan GÜNDOĞAR

Her şey mükemmel olmalı

Niye, niçin, hangi sebeple? Bir şey niçin mükemmel olsun? Ya da başka şeyler mükemmel olarak niye hayatımızda yer alsın? Dün akşam evde gazetemi okurken duyduğum ve dikkatimi çeken, TV’de oynayan dizide geçen bir cümle bu… Oynayan o anki görüntüde bir lokanta mı yoksa restoran mı denir pek bilemiyorum(böyle yerlere zaten gidip gelmediğim için adlarının çok da önemi yok) gelecek olan müşteriye sunulacak yemekler için aşçıbaşının dediği bir cümle bu. Her şey mükemmel olmalı. Eskiden belki böyle düşünmüyordum. Her şey ve hayatın her anı dört dörtlük zannediyordum. Zaman geçip hayat devam edince bu söylenen sözlerin hiçbir anlamı yok. Niye olsun ki hayatımızda? Bir şey mükemmel olmasa bir şey mi kaybederiz?  Hayat kendi akışı içinde zaten mükemmel, bir şey aramaya gerek yok. Üstümüz başımız, kir, toz toprak olsa ne olur? Ayakkabımız yırtık, boyasız, bağcıksız olsa bir şey mi kaybederiz? Pantolonumuz gıcır gıcır olmasa ne olur? Puanımız mı düşer? Başkalarının gözünde küçük insan mı oluruz? Yediğimiz, içtiğimiz zaten belli.  Gözümüze gözümüze her şeyin mükemmel olduğu, harikulade olduğu ve öyle olması istenen bir dünya dayatılıyor. Nereye varacak bu gösteriş, her şeyin tam olduğu hiçbir eksiğin olmadığı bir hayat ve dünyanın olacağına kafalarımıza nakşediyorlar. Gerçi benim kafam kalın olduğu için, böyle şeyler hiçbir şeyi ifade etmeden, geçip gider.

Tutturmuşlar bir mükemmelliyetçi olma sözü üstümüze boca ediyorlar. Etkilenenler yok mu? Elbette var. Çalışmadan, emek harcamadan, yorulmadan, alın teri dökmeden, baba parası yiyen, yüklü miktarda miras kalmış olanlar, yasal olmayan yollardan cukkayı götürenler, böyle bir kafaya sahip. Diyelim ki böyle bir yere gittik ve yemek mükemmel hazırlanarak masaya getirildi. En fazla kaç kaşık yeriz. Yedikten sonra zaten mükemmeliyeti kalmaz. Birkaç saat sonra karnımız ağrıyacak ve tuvalete koşarak bunu dışarı atacağız. Hani n’oldu mükemmel yemeğe? Suyun tadı, yediğimiz yemeğin tadı, hepsi ama hepsi o anlık. Hiçbir şey söylendiği gibi mükemmel olamaz ve olmaya da muvaffak olamaz. Olmayan bir şey için de kendimizi yırtmaya bir hacet yoktur. Böyle devam edelim, hayatımızı var olanla, ikame edelim. Bu da yeter. İnsanoğlu mükemmeli ararken, hayatının sonuna gelir. Farkına bile varmaz, son gideceği yer, en mükemmel yer musalla taşıdır. Gerisi tatlı bir hatıradır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.